Artık bir kişi değil, hep beraber, bütün yetkili organlar ve kurumlar olarak, gerçeği kabul etmeli ve söylemeliyiz. Şunu açık ve net olarak söylemeliyim. E., Türk siyasi hayatının kilometre taşlarından bir tanesidir. Bizim katılmadığımız çoğu tezlerine, eleştirdiğimiz eksikliklerine rağmen, ülke siyaseti için önemli bir devlet adamı olduğunu kabul etmeliyiz.
Lakin, E.’e yönelik takdir duygularımız, bugün Türk siyaseti için ortaya koyduğu son derece zararlı uygulamaları eleştirmekten bizleri alıkoymaz. İnsani takdirlerimiz, siyasi tenkitlerimizin önünü kapatmamalıdır.
Şu anda ise çok vahim bir durum var ortada… Artık açıkça anlaşılmıştır ki, E., ciddi bir şekilde rahatsızdır ve başbakanlık görevini yapamayacak durumdadır. E., siyasi teamülleri, yasaları, Başbakan da olsa bireylerin millete ve devlete karşı görev, sorumluluk ve saygı gereğini göz önüne alarak derhal istifa etmelidir. İstifa ederek, ülkenin önünü açmak, tıkanan siyasetin ve devlet organlarının yeniden normal hale dönmesine fırsat vermelidir.
Recep Tayyip Erdoğan, 2002
Sağlığı yerinde olmayan, görevini yerine getiremeyecek bir kişiden, sağlıklı bir vatandaştan beklenen işler beklenemez
2002 yılında zamanın başbakanı Bülent Ecevit’i yukarıdaki sözlerle istifaya çağıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu nedenle Başbakan Ecevit’in, ”hakkını veremediği bir makamı, daha fazla işgal etmeden, hem başbakanlıktan hem de milletin gündeminden çekilmesi” gerektiğini ifade etmişti.
Erdoğan, ”Ecevit’in Başbakanlığa bu kadar devam etmeye mecbur kılmak da ancak kendisine karşı büyük bir haksızlık olacaktır” dedi ve ”sağlığı yerinde olmayan, görevini yerine getiremeyecek bir kişiden, sağlıklı bir vatandaştan beklenen işlerin beklenemeyeceğini” söyledi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
57. Hükümet zaten çoktan istifa etmeliydi. Başbakanın son durumu ise istifayı daha da kaçınılmaz ve acil hale getirmiştir. Sayın Ecevit, başbakanlıktan istifa etmelidir. Hükümet’i oluşturan 3 parti, kendi aralarında yeni bir başbakan başkanlığında bir seçim hükümeti kurmalıdır. Mevcut Hükümet ortaklarının dışında başka arayışlara girilmemeli ve vakit kaybedilmemelidir. Seçime bu hükümet ile gidilmeli ki, bu siyasi partiler 3 yılın hesabını millete versin. Fark sadece başbakan değişmiş olacak…
Seçim tarihi uzak bir tarih olarak da belirlenmemelidir. İleri bir tarih, bundan önce edindiğimiz tecrübeler gösteriyor ki, ülkeyi çok daha farklı bir kaosa itebilir. Kesinlikle, 2003’e kalmamalıdır. 2003’ü kaybedecek bir lüksümüz yoktur.
2002’nin en geç Ekim, Kasım bilemediniz Aralık ayında erken seçim, hatta erken seçimin adını değiştiriyorum, acil seçim, hemen seçim yapılmalıdır. Türkiye artık daha fazla zaman kaybedemez.
Bir yanıt yazın