Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan 28 Ocak 1982 tarihinde konsolosluğa giderken Ermeni terörist Hampig Sasunyan tarafından öldürülmüştü. Arıkan’ın katili Sasunyan hakkında, ABD’de serbest bırakılarak Ermenistan’a sınır dışı edilmesine ilişkin mahkeme kararı çıkarılmaması için harcanan yoğun çabalara rağmen bunda başarılı olunamamıştır. Bu konuda ABD Büyükelçimiz sayın Murat Mercan etkin olamamıştır. Buna karşılık Sasunyan hakkındaki karara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç‘ten tepki gelmiştir:
“Evvelce hakkında şartlı tahliye kararı alınmış bulunan Los Angeles Başkonsolosumuz şehit Kemal Arıkan’ın katili Ermeni terörist Hampig Sasunyan’ın 3’üncü bir ülkeye sınır dışı edildiği öğrenilmiştir. Adı geçen teröriste ilişkin kararı terörizme taviz veren vahim bir hata olarak gördüğümüzü ve kınadığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu tür kararların terörizmle mücadeleye değil, terörizmin siyasi hedefler için başvurulabilecek kullanışlı bir araç olarak yüceltilmesine çalışan çevrelerin gündemine hizmet edeceği aşikardır. Bu vesileyle, bir kez daha şehit diplomatımız Kemal Arıkan’ı ve Ermeni terör örgütlerinin saldırılarında hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz.” Kalifornia Valiliği terörist Sasunyan’ın tahliye edileceğini daha önce açıklamıştı.
Geçen hafta Cuma günü kamuoyuna açıklanan Sassounian’ın açıklaması şöyledir: “Size Ermenistan’dan yazmak inanılmaz bir sevinç. Yaklaşık 40 yıl sonra Ermeni toprağına ayak basmak, havasını solumak, suyunu içmek, ailemin ve sevdiklerimin sıcaklığını hissetmek benim için bir onurdur. Bana verdiğin sevgi ve desteğin yıllarca etkisinde kaldım. En karanlık günlerimde beni ayakta tuttular. Yazan, ziyaret eden ve beni kalbinizde tutan herkese en derin şükranlarımı sunuyorum. Sonunda evdeyim.”
Arıkan suikastını Ermeni Soykırımı İçin Adalet Komandoları (Justice Commandos of the Armenian Genocide: JCAG) ile Ermeni Devrimci Ordusu (Armenian Revolutionary Army: ARA) adlı örgüt üstlenmişti. JCAG, 1975-1983 yılları arasında faaliyet gösteren aşırı milliyetçilerden oluşuyordu. Arıkan’ın trafik ışıklarında bekleyen otomobilini kurşun yağmuruna tutan Sasunyan, aynı gün yakalanmış diğer terörist Krikor Saliba izini kaybettirmişti. Sasunyan suikasttan iki yıl sonra Ocak 1984’te mahkum edilerek ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır. JCAG; 1978 yılında Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşeliği ve Türkiye Turizm Bürosuna patlayıcı maddeler atılmasından, 6 Ekim 1980 tarihinde Arıkan’ın evinin bombalanmasından ve Ocak 1982’de Arıkan suikastını geçekleştirmekten sorumlu örgüt idi.
Los Angeles Bölge Yüksek Mahkemesi’nin tahliye kararı, Kalifornia Valisi Gavin Newsom’un karara itiraz etmeyeceğini açıklaması sonrasında kesinleşmiştir. Hapis cezasının 25’nci yılını doldurmasıyla birlikte şartlı salıverilme başvurusu yapma hakkı kazanan Sasunyan’ın önceki tahliye talepleri reddedilmişti. Bu konuya 8 Haziran 2020 tarihinde yayınlanan “Kaliforniya Valisi Gavin Newsom’tan Ermeni Terörist Hampig Sasunyan’a Veto” başlıklı yazımda değinmiştim. ;
Vali Newsom 25 Mayıs 2020 tarihinde, “Kayıttaki kanıtları inceledikten ve değerlendirdikten sonra, Bay Sassounian’ın güvenli bir şekilde serbest bırakılmadan önce ek iş yapması gerektiğine inanıyorum. Buna göre, serbest bırakılırsa toplum için hala mantıksız bir tehlike oluşturduğunu ve Kurul’un Bay Sassounian’ı şartlı tahliye etme kararını tersine çevirdiğimi görüyorum” demişti.
Aradan bir yıl geçmeden afsız ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Sasunyan’ın tahliyesi gündeme gelmiştir. Sasunyan, 2019 yılında şartlı salıverilmek için başvuruda bulunmuş, Aralık 2019’daki duruşmada mahkeme, Sasunyan’ın şartlı tahliyeye uygunluğuna karar vermişti. Türkiye’nin girişimleri sonucu Kaliforniya valiliği veto yetkisini kullanarak Mayıs 2020’de şartlı tahliye talebinin uygunluğu kararını reddetmişti.
Sasunyan’ın 27 Aralık 2019’da görülen duruşmada şartlı tahliye talebi kabul edilince, ABD’de yaşayan Türkler Sasunyan’ın şartlı tahliyesi konusunda Vali Newsom’a kararı durdurma çağrısı yapmıştı. Sasunyan’ın af taleplerine karşı çıkılmış, Türk düşmanlığıyla beslenen çarpık bir ideolojiye dayanarak, planlı ve kasıtlı olarak işlediği ve mahkumiyeti süresinde pişmanlık sergilemediği açıklanmıştır. Eyleminin basit bir cinayet değil, bir nefret suçu ve terörist eylem olduğu vurgulanmış, Türkiye’nin Ermeni terör örgütlerinin saldırılarında 31’i diplomat 58 vatandaşını şehit verdiği belirtilmiştir.
Dava sürecini izleyen Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin (TASC) karara ilişkin yazılı açıklamasında, “25 Mayıs 2020 günü Vali Gavin Newsom, 1982 yılında Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan’ı katleden terörist Hampig Sasunyan’ın şartlı tahliyesini reddetti” denilmiştir. Vali Newsom’a teşekkür edilen açıklamada Güney Kaliforniya Amerikan-Türk Derneği ve diğer Türk-Amerikan derneklerinin isimleri de yer almıştı. Aradan yıl bile geçmeden farklı bir karar alınmasını Dışişleri Bakanlığı Türk milletinin vicdanını derinden yaraladığını belirterek kararı kınadığını açıklamıştı.
Sasunyan’ın tahliyesi kesinleşince ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken karara tepki göstermiştir: “Dışişleri Bakanlığı, 1982’de Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan cinayetinden mahkum edilen Hampig ‘Harry’ Sasunyan’ın California eyaletinde şartlı tahliye edilecek olmasından büyük hayal kırıklığına uğradı. Bir diplomata saldırmak yalnızca belirli bir kişiye karşı ağır bir suç değildir, aynı zamanda diplomasinin kendisine de bir saldırıdır. Dünyanın dört bir yanında hizmet veren Amerikalı diplomatlarının güvenliğini sağlamak için, diplomatlara suikast düzenleyenlerin mümkün olan en yüksek cezayı almalarını ve bu cezaları şartlı tahliye ya da erken tahliye olmaksızın çekmelerini savunmak, ABD’nin uzun süredir var olan tutumudur. Sayın Arıkan’ın ailesine ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndaki meslektaşlarımıza kayıpları için bir kez daha en derin taziyelerimizi sunuyoruz.”
Vali Newsom’ın kararını değiştirmesinde, Washington Büyükelçiliğimizin bu dönemde tayin sebebiyle vali üzerinde etkinlik gösterememesini dikkate almak gerekir. Çünkü, Büyükelçi Serdar Kılıç Mart 2021’de Türk Amerikan toplumuna veda mesajı yayınlamıştır: “Türk Amerikan toplumunun değerli üyeleri, 14 Nisan 2014 tarihinden bu yana büyük bir onurla sürdürdüğüm Waşington Büyükelçiliği görevimi tamamlamış bulunmaktayım.” Cumhurbaşkanlığı’nın Resmi Gazete’de yayınlanan kararıyla ABD’nin Washington Büyükelçiliği’ne 23 Şubat 2021 tarihinde eski Eskişehir Milletvekili Doç. Dr. Murat Mercan atanmış, fakat geçen sürede göreve başlayamamıştır. 14 Nisanda da Serdar Kılıç görevi bırakmış, bu dönemde de vali kararını değiştirmiştir.
Yukarıdaki iki fotoğraf Ermenilerin nasıl bir millet olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Biden; ABD bayraklarının Çinli okul çocuklarının altında ezilmesini ve Pekin Belediyesi’nin çöp konteynırlarının üzerine ABD bayraklarının renginde, 50 yıldızdan oluşan boyama yapılmasını nasıl karşılardı? Merak etmekteyim.
“Yalana karşı topyekun mücadele” edilmemesi durumunda Türkiye’yi toprak talepleri gibi zorluklar beklemektedir. Ermeni terörüne 40’tan fazla diplomatını şehit vermiş Dışişleri Bakanlığı’mızın öncülüğünde uluslararası kuruluşların yanı sıra TÜSİAD, MÜSİAD, işveren ve işçi sendikaları, odalar ve borsalar birliği, barolar, eczacı birlikleri ve üniversiteler harekete geçip yurt dışındaki eşdeğerlerine gerçekleri anlatmak için daha neyi bekliyorlar?
Sözde Ermeni soykırımı yalanlarına karşı gerçekleri dünya kamuoyuna anlatacak üst düzeyde bir kurum oluşturulmalı, YÖK üniversitelerde “ERMENİ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜLERİ” kurulmasını sağlamalıdır ama bu artık mümkün değildir. Çünkü 24 Nisan 2022’ye sadece 6 ay kalmıştır.
Bu tarihte Biden yine “Ermeni soykırımı” diyecektir. Acaba Biden ile görüşmelerde bu konu neden gündeme getirilmemektedir? Bu konu, F-16 uçak alımından, S-400’leden çok daha önemlidir. Çünkü Türk Milleti ABD tarafından soykırım yapan bir ülke olarak tanınmaktadır. Bu durum kabul edilemez ama gereği de yapılmamaktadır. Ya da yapmaktadır ama kamuoyuna bilgi verilmemektedir. Ben şahsen üzerime düşen görev anlayışı ile aşağıdaki makalemi yayınladım.
Aşağıdaki haber Armenian Weekly’de yayınlanmıştır.
Makaledeki ilanın altında yer alan simgeler/semboller ve kısaltmaların hangi Amerikan örgütlerine ait oldukları dikkate alınmaya değer. HALC: Hellenic American Leadership Council (Yunan Amerikan Önderlik Konseyi) – https://www.hellenicleaders.com/our-mission-1 ANCA: Armenian National Committee of America (Amerika Ermeni Ulusal Komitesi) – https://anca.org/ AMERICAN FRIENDS OF KURDISTAN (Kürdistan’ın Amerikalı Dostları) : https://www.americanfriendsofkurdistan.org/ HAF: Hindu American Foundation (Hintli dini Amerikan Vakfı) – https://www.hinduamerican.org/ MIDDLE EAST FORUM: Orta Doğu Forumu. İsrail’in dış politikasını destekleyen ve İslamcılık Gözetimi (Islamist Watch) adı altında “Amerika Birleşik Devletleri’nde ve diğer Batılı ülkelerde ‘şiddet içermeyen, radikal İslam’ın fikirleri ve kurumlarıyla mücadele[ler]’ ve İslamcıların geniş kapsamlı hedeflerini ortaya koyup, güçlerini azaltmak için çalışan” projeyi yönetmekte olan ABD Yahudi kulisinin kuruluşu. https://www.meforum.org/
WASHINGTON, DC – Ülke çapında Amerikalıları temsil eden etnik, inanç temelli ve sivil gruplardan oluşan bir koalisyon, Senato liderlerini, ABD Temsilciler Meclisi üyeleri ile birlikte çalışarak Türkiye’ye ABD yaptırımlarını uygulamaya ve Erdoğan’ın 40 F-16 satın alma talebini engellemeye çağırıyor. Senato Dış İlişkiler Komitesi; Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanları ve üyeleri Bob Menendez (D-NJ), Jack Reed (D-RI), Jim Risch (R-ID) ve Jim Inhofe (R-OK) ile Helenik Amerikan Liderlik Konseyi, Amerika Ermeni Ulusal Komitesi, Kürdistan’ın Amerikan Dostları, Hindu Amerikan Vakfı ve Orta Doğu Forumu’na, Türkiye’nin Batı ittifakından uzaklaşmasının ulusal güvenlik riskleri konusundaki endişelerini paylaşmışlardı.
Bu gruplar, 9 Nisan 2019’da New York Times’ın “Bir ABD Savaş Uçağı veya Rus Füze Sistemi”başlıklı makalede, senatörler tarafından gündeme getirilen konulara atıfta bulunulmuşladır. F-35’lerin Türkiye’ye satışını engellemek için aynı nedenlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mevcut F-16’ları satın alma talebi için de geçerli olması gerektiğini savunulmuşlardır.
Gruplar şu sonuca varmışlardır: Güncellenmiş F-16’lar da dahil olmak üzere Amerikan silah sistemlerine erişim, Türkiye’nin sahip olduğu bir hak değil, kazanması gereken bir ayrıcalıktır. Türkiye, Amerikan hukukuna, değerlerine, çıkarlarına ve ittifaklarına saygı göstereceğini ve onlarla uyumlu olacağını kanıtlayana kadar bu tür bir erişim engellenmelidir. Chris Pappas (D-NH) ve Kongre Helenik Kafkas Eşbaşkanları Carolyn Maloney (D-NY) ve Gus Bilirakis (R-FL) Dışişleri Bakanı Blinken’e bir mektup yazarak F-16’ların ve modernizasyon kitlerinin satışıyla ilgili endişelerini dile getirmişlerdir.
Temsilciler, “Kökleri Batı’ya dayanan bir Türkiye hedefinizi paylaşıyoruz, ancak Erdoğan hükümeti ABD yasalarını ve NATO ittifakının standartlarını ihlal ettiği için hesap vermekten kaçarsa bu hedefe ulaşamayacağız” demişlerdir. Kongre üyelerinin (Pappas-Maloney-Bilirakis) mektubunu imzalamaları için son tarih 29 Ekim Cuma idi.
Bu haftanın başlarında, Başkan Biden ve Sekreter Blinken’i Türkiye’nin F-16’ları ve modernizasyon kitlerini satın alma talebini reddetmeye çağıran Meclis üyelerine Nicole Malliotakis de (R-NY) katılmıştır: “Cumhurbaşkanı Erdoğan Doğu Akdeniz’deki yayılmacı projesini ilerlettiği sürece, Türkiye ulusal güvenliğimizi ve bölgedeki en yakın müttefiklerimiz Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs’ın güvenliğini tehdit etmeye devam edecektir.”
Mektubu imzalayan Malliotakis, “Türkiye’nin yaşlanan savaş uçağı cephaneliğini güçlendirmeyi reddederek, ulusal çıkarlarımız ve Doğu Akdeniz’de istikrar adına hareket etmeye çağırıyor ve cevabınıız almayı dört gözle bekliyoruz” demiştir. Temsilciler; Pappas, Maloney, Bilirakis, David Cicilline (D-RI), Jim Costa (D-CA), David Valadao (R-CA), John Sarbanes (D-MD), Dina Titus (D-NV), Brian Fitzpatrick (R-PA) ve Jackie Speier (D-CA).
Türkiye tüm bu girişimlere Büyükelçiliği kanalıyla girişim yapmakta mıdır? ABD’de Biden’ın Başkan olmasıyla birlikte rüzgarın tersten estiğini bilmeyen yoktur ama acaba rüzgarı tersine çevirmek için ne yapılmaktadır? Bu konuda Washington Büyükelçiliğimize de büyük görev düşmektedir. Büyükelçiliğimizin sayfasına merak ettim baktım. Bu hassas konular hakkında hiçbir girişim olmadığına tanık oldum ve üzüldüm. İlk sayfa aşağıdadır.
“Büyükelçi Hasan Murat Mercan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu Vesilesiyle Türk – Amerikan Toplumuna Hitabı / 28.10.2021 Vaşington Büyükelçiliği 29.10.2021 T.C. VAŞİNGTON BÜYÜKELÇİLİĞİ Türk Uyruklu Sözleşmeli Sekreter Sınavı – Yazılı Aşama Sonucu Duyurusu Vaşington Büyükelçiliği 24.09.2021 Büyükelçi H. Murat Mercan’ın 30 Ağustos Zafer Bayramı vesilesiyle Türk – Amerikan toplumuna mesajı Vaşington Büyükelçiliği 29.08.2021 T.C. VAŞİNGTON BÜYÜKELÇİLİĞİ Türk Uyruklu Sözleşmeli Sekreter Sınav Duyurusu.”
Yazıları posta kutunda oku