Büyükelçiler gitsin parasal ilişkiler kalsın

Yaklaşık iki yüz yıldır, Avrupalıya ve Batıya benzemeye çalışmışız. Coğrafyamız bizim kaderimiz olmuş.

Aşağı yukarı iki yüz yıldır da Batı ile sürtüşmeli bir ilişkimiz var.

Baktığımız zaman, Başlangıçta, Avrupa ile ilişkileri, hep içimizdeki tüccarlar kotarmıştır. İlerleyen zamanlarda, ilişkiler sermaye sahipleri üzerinden gerçekleşmiştir. Daha sonra devlete mal olmuş ilişkilerdir.

1826’dan beri, hep sağ görüş veya dindar iş adamı görüşü bizi batıya çekmiştir. Mustafa Kemal dönemi hariç, iktidarlar hep sağ düşüncenin elinde kalmıştır.

Batı ile ilişkiler ve Batının, bizi yönetenler ve halkımız üzerinde yarattığı etki, öylesine güçlüdür ki, sermaye iş birliği sürecinin dışında, kültürel ve siyasi alanları da kapsamıştır.

Sağ dünya görüşüne sahip yöneticiler ve kanaat önderleri, Batının yaşam dünyasını, bizim kılcal damarlarımıza kadar girmesini sağlamıştır.

Liberalleşme ve Batı sermaye düşüncesi, bu iktidar döneminde, hiç olmadığı kadar üst düzeyde yaşanmıştır.

Finans kapital, Siyasal İslam döneninde, altın çağını yaşamıştır.

Siyasal İslam, Batı finans sistemini, yani kapitalizmin en vahşisini, Batı’dan alıp, bizim iç dünyamızın kılcal damarlarına dek yürütmüştür.

Kapitalizmin, finans damarlarında, Batının yapıp ettikleri vardır.

Özetle, Batının eğitim tarzını, para sistemini, yani finans kapitali, kültürü, teknolojiyi alacaksın, bununla yaşamayı halkına öğreteceksin, sonra bir gün ortaya çıkacaksın, bunların hepsinden vaz geçtim diyeceksin.

Bu sisteme girip, sonra, bu sistemden bir günde çıkacağım demek, mümkün değildir. İki yüz yıllık yaşanmışlığı, geriye çeviremezsin.

Girmek kolay çıkmak çok zordur.

Eğer bu iktidar, yirmi yıl içinde yeni ittifaklar sistemine hazırlık yapıp, geçiş yapsaydı, belki bu geçiş sancısız olurdu.

Sanmıyorum ama eğer gerçekten, yeni bir ittifaklar düşüncesine sahiplerse…

Kaldı ki bu iktidarın arkasındaki sermaye, Batı sisteminden çıkışı katiyen onaylamaz.

İki yüz yılda girdiğin sistemden bir günde çıkamazsın. Şartlarını hazırlaman gerekirdi.

Oysa sen, Batı sitemine daha fazla bütünleşik olmak için her şeyi yaptın.

İçinde bulunduğumuz yapılanmanın şartları, on büyük elçinin deport edilmesine uygun bir ortam sunmuyor. Ne iç kamuoyu ne de dış dünya açısından, imkânsız.

25 Ekim 2021


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir