Dünyada var olmaya başlayan yeni gelişmeleri anlamadan, artık iç siyaseti tam olarak anlamanın imkânı kalmadı.
Hani diyorlardı ya ekonomiler birbirlerine bağlandı. Artık ülkelerin birbirleri ile sınırları kalmadı diye…
İfade etmeye çalıştığım, Amerikan yaşam tarzının ve ekonomik işleyişinin diğer ülkelere satılması için kullandığı “soft pover” dedikleri yumuşak güç kullanımıydı.
Yumuşak güç kullanımı Soğuk Savaş sistematiği ile en uç noktaya taşınmıştı.
Aslında bu ifade ettiklerimizin hepsi bir “Güç Politikası”ydı.
Bu soğuk savaşa, son noktayı Fukuyama koyacaktı. Liberalizmi en yüce noktaya çıkarmak için, “Tarihin sonunun geldiğini” ve liberalizmin üstüne başka bir gerçek olamadığını ilan etmişti.
Şimdi dünya yeni bir soğuk savaş yaşıyor. Bu soğuk savaşın daha şimdiden, Rusya’ya karşı uygulanan soğuk savaştan çok farklı olacağı görünmeye başladı.
Dünyada enflasyonun hızla yükselmesi, borç krizleri, enerji krizleri, mikro-çip krizleri, konteyner krizleri, bunlara bağlı siyasal istikrarsızlıklar, Amerikan yönetim tarzı ile yönetilen tüm ülkelerde kendini gösterdi.
İki buçuk aydır, Amerikan Donanması, İngiliz Donanması ve ABD müttefiki olan Japonya ve irili ufaklı ABD müttefiki olan ülkelerin, savaş gemisi veya gemileri, Doğu Çin denizinde, Çin’e karşı bir tehdit olarak bekliyorlar.
Herkes sanmıştı ki Amerika’nın Afganistan bozgunundan ders çıkaracak ve “Güç Politikaları”ndan geri adım atacak.
Oysa Amerika’nın içinde bulunduğu mecburiyetler çok başkaydı. Çin’in ilerleyişini durdurmazsa, bu durumun kendisinin sonunu getireceğini düşünüyordu.
Çin’i durdurma ve ne pahasına olursa olsun durdurma olarak stratejisini sabitledi.
Amerikan siyasal sınıfında, Çin’in durdurulması zorunluluğu, hep ilk sırada olmaya başladı. Çin şimdi durdurulmazsa, artık hiç durdurulamazdı.
Şimdi içinde yaşadığımız krizin başlıca sebebi Amerika’da oluşan Çin korkusudur.
Çin durdurulmalı ve Amerikan yaşam tarzı ve ekonomik modeli Çin’de de uygulanmalı, düşüncesi egemen oldu.
Güç Politikasının bazı sonuçları alınmaya başladı. Birincisi dünya ülkelerinin birbirlerine karşı, çok yüksek borçlu olması, borçların ödenmesi konusunda alacaklıların acele etmesi, ülkelerin daha fazla para basmasına ve enflasyonlara sebep oldu.
Muhtemel bir savaş korkusu ve bunun yarattığı belirsizlik, her ürüne ve her siyasete yansıdı.
Borcu çok olanlar, daha fazla enflasyona maruz kaldı. Enerji maliyetleri fırladı. Bizim gibi iyi yönetilmeyen ülkeler daha da yüksek enflasyon ve ödeme zorluğuna düştü.
Rusya’nın Çin ile Amerika’ya karşı ittifak içinde olması; Amerika’nın Rusya sınırlarına da yığınak yapmasına sebep oldu. Yunanistan ve Batık devletleri içindeki Amerikan yığınakları bundandır.
Amerika kendi stratejik çıkarlarını dünya ölçeğinde yeniden sağlamadan, bu soğuk savaşın doğurduğu sonuçlardan, biz de payımıza düşeni alacağız.
NATO Karadeniz planının onaylanması, yani Karadeniz’i NATO denizi yapmak da bu planın bir parçası olabilir.
Amerika, Türkiye’yi “ya benimlesin ya da düşmanımsın” baskısını uyguluyor. Bakalım ne olacak?
24 Ekim 2021
Bir yanıt yazın