1.. Uluslararası Adalet Divanı, Ermenistan-Azerbaycan davasında Ermenistan tarafından sunulan acil önlemlere ilişkin sözlü duruşmaları tamamladı. İki gün süren duruşmada Ermenistan iddialarını mahkemeye sundu ve karşı tarafın karşı argümanlarına yanıt verdi.
2. Gazeteci ve +Gerçek TV programcısı Alin Ozinian, “Yetimlerin iştahı ve Ermeniler’in bağları” başlığı ile Kronos’ta kaleme aldığı köşe yazısında bağ bozumu mevsiminin çağrıştırdıkları üzerinden Sovyet Ermenistan’ın ünlü yazarlarından Nairi Zaryan’ın otobiyografisindeki bir anıyı ve hatırlattıklarını yazdı: “Bağbozumunun üzerinden haftalar geçti. Ekim’in sonuna geldiğimiz bu günlerde salkımlar raflarda yavaş yavaş azalmaya başlar, üzümün “bitiyor” olması başlı başına hüzünlü olsa da bana Sovyet Ermenistan’ın ünlü yazarlarından Nairi Zaryan’ın otobiyografisindeki bir anıyı hatırlattığından daha acıtıcı olur……Nairi Zaryan, 1901 yılında, Van’a 35 km uzaklıktaki Karagündüz köyünde doğdu. 1915’de kız kardeşini ile Ermenistan’a kaçış yolunda kaybeden Zaryan, Yerevan ve Dilijan’daki yetimhanelerde büyüdü…”
3. Ermenistan Ombudsmanı: “Gegharkunik Eyaletini <sözde> işgal eden Azerbaycan ordusu büyük sığınaklar, beton yollar inşa ediyor. büyük miktarda yakacak odun biriktirdi ve mevzilerine giden yolları beton ile kapladı. Son zamanlarda faaliyetlerini keskin bir şekilde artırıyor. Ayrıca, yeni yollar inşa etmeye, mevzilerdeki asker ve silah sayısını artırmaya devam ediyorlar. Sürekli aktif güçlendirme ve mühendislik çalışmaları yürütüyorlar.”
4. Amerika Ermeni Müzesi, çevrimiçi konser için TUMO Merkezi ile işbirliği yaptı. Amerika Ermeni Müzesi, eski ve orta çağ eserleri, halk enstrümanları sergileri ve iki çağdaş sanat sergisi dahil olmak üzere son derece güncellenmiş sergiyle Haziran ayında yeniden açıldı. Aynı zamanda Müze, dünyadaki üyeler ve destekçiler için sanal programlar sunmaya devam ediyor.
Müzenin ev sahipliği yaptığı bir sonraki Çevrimiçi Konserde, TUMO Yaratıcı Teknolojiler Merkezi’nden genç vokalistler ve müzisyenler yer alacak. TUMO, teknoloji ve tasarım konusunda uzmanlaşmış Ermenistan’daki gençler için ücretsiz bir eğitim merkezidir.
5. Maliye Bakanı Tigran Khachatryan, “S&P Global Ratings’den bir not almak ve bunu daha da iyileştirmek, Ermeni hükümetinin uluslararası piyasalardan daha düşük faiz oranlı kredileri ve özel sektör için kredileri dahil etme maliyetini dahil etmesine izin verecektir. Uluslararası piyasalardaki büyük yatırım şirketleri, bir ülkenin artan notlarına dayanarak kredi vererek fonlarını özel şirketlere veya hükümetlere emanet ediyor. Bu kredileri vermeye daha istekli ve toplum olarak bizim tasarruflarımız var” dedi. Ülkenin kredi notu yükseldikçe ve riskler azaldıkça, özel şirketler için kredi kullanmanın maliyeti de düşüyor” dedi.
6. Ermenistan İnsan Hakları Savunucusu Arman Tatoyan yaptığı açıklamada, “Azeri birlikleri <sözde> işgal altındaki Gegharkunik’teki mevzileri takviye ederken, derhal askerden arındırılmış bölge çağrısında ve somut tutumlarla uyarıda bulundu. Tatoyan, Azerbaycan birliklerinin son dönemde giderek daha aktif hale geldiğini söyledi. Tatoyan, “Azeri birliklerinin hukuka aykırı olarak Ermeni vatandaşlarına ait topraklarda bulunduğunun altını çizdi.
7. Ermenistan’ın doğu sınırını korumakla görevli 2. Kolordu Komutan Yardımcısı Albay Hayk Petrosyan, “Kolordu, her türlü görevi yerine getirmeye hazır” diyor. Albay Petrosyan, birliklerinin her türlü askeri hedefi yerine getirebilecek savaşa hazır durumda olduğunu vurguladı. Ermenistan’ın doğu sınırındaki durumun şu anda barışçıl ve istikrarlı dedi.
8. Dr. Pamela Steiner tarafından yazılan, “Gözden Geçirme ve Analiz: Kolektif Travma ve Ermeni <sözde> Soykırımı: 1839’dan beri Ermeni, Türk ve Azerbaycan İlişkileri” başlıklı kitabın incelenmesi ile ilgili haber özetle şöyle, “ ….1839’dan bu yana Ermeni, Türkiye ve Azerbaycan İlişkileri, 100 yılı aşkın bir süredir inceleniyor. Kitap, siyasi ve askeri figürlerden işçilere ve köylülere kadar hem kurbanların hem de faillerin eylemlerinin ardındaki psikolojiyi anlamak için 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarındaki tarihi olayların derinlemesine bir incelemesini sağlamak üzere tasarlanmıştır. Dr. Steiner, nihayetinde, bu ülkelerin sağlıklı, iyileşmiş bir şekilde büyümesine ve gelişmesine izin vermek için daha başarılı bir çatışma çözümü için önerilerde bulunuyor. Dr. Steiner kitabın 18 bölümünü dört bölüme ayırdı: Kısım I- ‘Kolektif Travma: Giriş; ‘Bölüm II- Ermeni-Türk İlişkisinin Kısa Tarihi; ‘ Bölüm III-Transkafkasya’ da Ermeni-Azerbaycan İlişkilerine Taşınan Şiddetli Haklar;’ ve ‘Bölüm IV- Toplu Travmayı Analiz Etme ve İşleme: Farklı Bir Gelecek Mümkün mü?’….”
9. Agos Gazetesinde, “Ordu’da Paşaoğlu Ailesi ve konağının bilinmeyen hikâyesi” başlıklı haber özetle şöyle, “ 1915’te Ordu’dan gitmek zorunda kalan erkekler, 40 kadar Ermeni kadın ve kız çocuğunu Paşaoğlu Hüseyin Efendi’ye, konağa bırakırlar. O dönem kimse Paşaoğlu Hüseyin Efendi’ye “Evde kim var? Kim yok?” diye soramadığı için bu kişiler 2,5 yıla yakın konağın yol tarafındaki, kapatılan mutfak bölümü ve kiler odalarına yerleştirilir. Bugün bu alan Etnografya Müzesi ofis ve depo alanı olarak kullanılıyor….”
10. Avim Bülteni’ nde, “ Osmanlı Ermeni nüfusu hakkında istatistiki bilgiler ve yabancı kaynaklar” başlıklı haber özetle şöyle; “ Osmanlı Devletinin uyguladığı 1915 Sevk ve İskân kanunuyla ilgili tartışılagelen konuların başında Osmanlı devleti sınırları içinde yaşayan Ermeni nüfusun sayısı olduğu gelmektedir. Konuyla ilgili çalışmaların pek çoğunda farklı sayılara yer verilmekte, özellikle batı basınında ve akademisinde Türk kaynaklarının işaret ettiğinden çok daha yüksek sayıların verildiği görülmektedir. 1789 Fransız Devrimi sonrasında yayılan milliyetçilik akımından etkilenerek bağımsız bir devlet kurma hayaline kapılan dönemin Ermeni Patrikhanesinin ileri gelenlerinin Batılı devletlerin desteğini kazanmak amacıyla geliştirdiği bu istatistiki bilgiler, daha sonra Ermeni diasporası tarafından katlanarak dile getirilmiş ve zaman içerisinde toplam Ermeni nüfusunu aşan bir sayı olan “1.500.000 Ermeni’nin katledildiği” şeklinde bir slogana dönüştürülmüştür. Tanzimat dönemiyle birlikte merkeziyetçi anlayışın güçlenmesiyle Osmanlı devletinde nüfus sayımları yapılmaya başlanmıştır. Merkezi bir nüfus idaresi kurulmuş, merkezden kazalara nüfus memurları gönderilmiştir. Her ne kadar bütün nüfus sayımlarında o günün koşulları ve teknik yetersizlikler nedeniyle yeterli sonuçlar elde edememişlerse de 1893 yılında ve 1907 yıllarında yapılan nüfus sayımları kapsamlı ve doğru nüfus sayımları olarak anılmaktadırlar. Bu istatistikler yaşa, cinsiyete, etnik ve dini tabiiyete, medeni duruma göre bilgi vermektedir. Bu nedenle Osmanlı millet sistemi nüfuslarına dair bilgiler açısından başvurulabilecek önemli kaynaklardır. Nitekim Kemal Karpat’ın Osmanlı nüfus istatistiklerine dayanarak hesapladığı Osmanlı’nın toplam nüfusu 1893 yılı nüfus sayımına göre 17.388.562, 1905 nüfus sayımına göre 20.884.630’dir[4]. 1893 yılındaki nüfus sayımına göre Osmanlı’da yaşayan toplam Ermeni nüfus 1.157.519’dur. Bu konuda kapsamlı araştırmaları olan Kamuran Gürün, sayımda meydana gelebilecek aksaklıkları hesaba katarak bu sayının 1.300.000’e yaklaşabileceğini hesap etmektedir. Ermeni yazar Vahran Vardapet’in de verdiği rakam yaklaşık 1.300.000 ila 1.500.000 arasındadır. Oysa Ermeni Patrikhanesinin batılı ülkelere verdiği sayı 3.000.000’dur…..