Emperyalizme hukuki askeri ve mali yönden bağımlı ülkelerde, kapitalizm derinleştikçe, devlet yetkileri sermaye tarafına geçtikçe, iç hukuk ve kurallar işlemez hale gelir.
Faşizm zorunlu olarak zuhur eder.
Devlet ya da iktidarın, sermaye ile olan ilişkileri, hukuk zemininin dışına çıkar. Bir anlamda mafya ilişkileri oluşur.
Böyle bir aşamadan sonra, devlet nerede başlar, nerede mafya devreye girer, belirsiz hale gelir.
Bir örnek ile bunu biraz daha gerçek hale getirelim ve “kapitalist gerçekliğin” ne olduğunu biraz da iyi anlayalım.
Meksika’da, 2014 yılında, devletin polisi 43 öğrenciyi toptan okuldan kaçırdı. Daha sonra da öğrencileri, Gerrero Unidos mafyasına verdi. (Meksika’da mafyaya kartel diyorlar, bence doğru bir tanımlama)
Mafya, ya da kartel, 43 öğrenciyi katletti. Kimini yaktı. Kimini parçalara ayırıp, gömdü. Velhasıl dünya tarihine geçecek bir “kapitalist gerçeklik” ortaya çıktı.
Biz de kapitalizmin yerleşmesi ve yol alması, yani milletin malının sermayeye devredilmesi için oldukça uzun bir süreç geçti. Bu süreç içinde bu devir teslim işine direnen, Atatürkçüleri, yurtseverleri, solcuları katlederek bu günlere gelindi.
Aslında bunların hepsi siyasi cinayetlerdi.
Bu süreç tamamlandıktan sonra, iktidara gelebilmenin temel şartı, sermayeden ve gericilikten yana olma zorunlulukları ortaya çıktı.
Çünkü bu süreç içinde sermaye sadece milletin malına el koymuyor, aynı zamanda devletin yetkilerine de el koyuyordu.
Ancak kapitalizm bu kez sadece bir ülkede krize girmedi. Hemen hemen her ülkede kapitalizm büyük bir yapısal kriz içindedir.
Mesela Amerika bu krizden çıkmanın çaresi olarak, gözüne Çin’i kestirdi.
Bizim ülkemizde de sermaye ile bütünleşmiş siyasal İslam, gözüne muhalefeti kestirdi. Kör tuttuğunu becerir misali “siyasi cinayetler” gündemimize yeniden geldi.
Kapitalizm krizlerini şiddet kullanarak aşar. Kapitalizm için demokrasi değil, gerçek iktidar demek olan sermayenin gücüne ihtiyacı vardır. Sermayenin satın aldığı güce ihtiyacı vardır.
Tüm dünyada kapitalizm ile bütünleşmiş devletlerin büyük bir değişimden geçeceğini, “kapitalist gerçekliğin” de halklar ve çalışanlar nezdinde bazı tavizlere mecbur kalacağını söyleyebiliriz. Dünyadaki birçok faşist iktidarların, kapitalizmin krizine daha fazla dayanamayacağı anlaşılmaktadır.
Ülkemizde de sermayenin has ortağı, Siyasal İslam’ın, tasfiye edilerek, yaşayacağımız, bir restorasyon sürecinde olduğumuzu artık ifade edebiliriz.
Sermaye kesimi de bu restorasyona, hazırmış gibi duruyor. Nereden anladın derseniz; Kapitalist gerçekliğin, Siyasal İslam’ı halkın önüne atmasından anladık derim.
14 Ekim 2021 [email protected]
Bir yanıt yazın