Bir zamanlar İstanbul için “Taşı toprağı altın” denilirdi. Şimdilerde ise Turizm kenti Bodrum için aynı şey söyleniyor.
Gelinen nokta şu:
Bodrum’da deniz bitti. Dağlar taşlar kibrit kutusu gibi evlerle donatılıyor. Halen de inşaatlar hızla devam ediyor. Dur durak bilinmiyor, konulan yasaklara da uyulmuyor.
Evler pahalandı, kiralara güç yetmiyor. Akın akın ilçeye gelenlerin sayısı her geçen gün daha da artıyor. İşte bütün bu nedenlerden dolayı Bodrum’un taşının toprağının altın değerinde olduğu noktasında görüş birliği oluşuyor.
Bir sıkıntı da şu:
Artık alt yapı kaldırmıyor. İmar izni de verilememeli. Bu konuda kafalar karışık. Belediye “Biz artık imar izni vermiyoruz” derken, imar izinlerinin Ankara’dan verildiği iddia ediliyor.
Bir yetkilinin engellediğine, diğer bir yetkili yol veriyor. Hal böyle olunca da işin içinden çıkılamıyor.
Bodrum’a 30 bin kişilik inşaat projesi yapacağını açıklayan Ali Ağaoğlu’na Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’tan sert eleştiri geldi. Ağaoğlu’nun bu gücü nereden ya da kimlerden aldığı sorgulanıyor. Halen betonlaşma ve yapılaşma ön planda.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum’a 8 milyar lira yatırımla 30 bin kişilik yeni kasaba kuracağını açıklayan Ali Ağaoğlu’na sert eleştirilerde bulundu. Sadece Aras değil, birçok şehir planlamacısı da projenin karşısında yer alıyor. Eğer, böyle bir proje hayata geçirilirse sonuç ne olur bunu şimdiden kestirmek mümkün değil.
Söz konusu projenin 1700 futbol sahası büyüklüğünde olacağını ve Bodrum’un yüzölçümünün yüzde 1.8’ine denk geldiğini ifade eden Ahmet Aras, “Peki bu akıl almaz boyutlardaki projenizin aynı boyutlardaki su ihtiyacı ve kanalizasyon tahliyesi başta olmak üzere bölgemize oluşturacağı devasa yükler ile doğal hasarlar ne olacak?” ifadelerini kullandı.
Söz konusu proje alanının Milas’ta olduğunu belirten Ahmet Aras, “Bodrum markasını kullanma hakkını, size kim verdi?” dedi.
Aras’ın açıklamalarını birlikte okuyalım:
“Bugün hepinizin huzurunda “Milas sınırları” içinde gerçekleştirmeye hazırlandığı 30 bin kişilik inşaat projesini “Milyon dolarlar ödemeden Bodrum gibi eşsiz bir lokasyonda erişilebilir fiyatlarla lüks bir yaşam” sloganıyla pazarlamaya hazırlanan sayın Ali Ağaoğlu’na seslenmek istiyorum. Ali bey, Bodrum’un toplam yüzölçümünün %1,8’ine denk gelen ve 1700 futbol sahası büyüklüğündeki malum projenizle ilgili Bloomberg HT’de yaptığınız açıklamada 8 milyar TL’ye gerçekleştireceğiniz bu projeden 20 milyar TL gelir elde edeceğinizi söylemişsiniz. Peki bu akıl almaz boyutlardaki projenizin aynı boyutlardaki su ihtiyacı ve kanalizasyon tahliyesi başta olmak üzere bölgemize oluşturacağı devasa yükler ile doğal hasarlar ne olacak? Yoksa siz 12 milyar TL kazanın diye, milyonlarca metrekarelik inşaat alanınıza halkın parasıyla altyapı sağlanmasını mı bekliyorsunuz? Diyelim ki sağlandı… Su konusu ne olacak? Mevcut haliyle Bodrum’a yetmeyen su kaynaklarımızı, bin 700 futbol sahası büyüklüğündeki projenizin sayenizde tamamen unutmayı kabul edeceğimizi mi düşünüyorsunuz? Ayrıca, Milas sınırları içindeki projeniz için Bodrum markasını kullanma hakkını, size kim verdi? Özetle Ali Bey, Bodrum’un Belediyesi, Başkanı ve Halkı olarak, projenize de Bodrum markamızı kullanmanıza da karşıyız çünkü, sizin 12 milyar TL’lik kazanç hayalinizin ağır sonuçlarına evet diyen, Bodrumluyum diyemez.”
Özetleyelim:
Şehir planlamacılarının ortak görüşü:
“Birkaç yıl sonra Bodrum’da nefes almak bile güçleşecek. Trafik ve altyapı sorunu daha da karmaşık hale gelecek. Su ve elektrik konusu sorun olmaya devam edecek.”
Bodrum’u yaşanamaz bir kent görünümünden uzaklaştırmak, alt ve üst yapısı il örnek hale getirmek için artık elbirliği ile çalışmak gerekiyor. Bunun için öncelikle yapılaşmaya “dur” denilmeli. Hızla yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmeli. Bodrum’a özgü bitki ve ağaçlar çoğaltılmalı, yöresel ürünlerin artırılması yoluna gidilmelidir.
Bunlar yapılamayacak ve zor şeyler değil.
Yeter ki Bodrum’u siyasi hedeflerin dışına tutup, kayırmacılık önlensin.
www.facebook.com/necdet.buluz