Bazıları diyorlarki, bunun içinde herkesimden insan var, sizin tuzunuz kuru, Avrupa’dan istediğinizi söylüyorsunuz, burada herkesin ailesi var.
İnsanlar bir şey söylediği zaman dava açılıyor, mahkeme ve hapis cezası alıyorlar. Korkuyoruz diyorlar.
Bana bu şekilde bir çok serzeniş geliyor.
Bende onlara diyorumki, O zaman kendinize Atatürkçüyüm, demokratım, sosyalistim, yurtseverim ve Türkçüyüm demeyeceksiniz.
Başka bir şey diyeceksiniz.
Örneğin ben (korkan) bir vatandaşım diyeceksiniz.
Yada başka bir şey.
Bedavadan yukarıdaki sıfatlara sahip olunmaz çünkü.
Bana hapishane, mahkeme, tutuklanma ve işkence hikayesi anlatmayın.
Bunların ben 78 nesli olarak alasını yaşadım.
Bu konuda ki aynı nesilden bir çok insanın olduğu gibi benimde en son adresim siyasi nedenlerden dolayı 27. Tümen içinde ki Ankara Mamak Askeri Ceza ve Tutukeviydi.
Daha öncekilerini ise anlatmama gerek yok…..
Ama bunların hikayesini anlatarak insanlara korku saçmanın bir alemi yok.
Bedel ödemeden kim ne almış kim ne vermiş Türkiye’de?
Yada varmı dünya tarihinde böyle bir şey?
Hamama giren terler.
Demirden korkuyorsanız trene binmeyeceksiniz!
İkincisi, Avrupa’da mücadele eden, kendisine Türküm diyen ve Türkiye’yi bir Anavatan olarak savunanlarında tuzu hiçte kuru değildir.
Avrupa’da bende dahil, Türkiye ile ilgili olarak mücadeleyi aksatmayan Türkler, burada Türkiye’de kiler gibi 800.000 kişilik güvenlik kuvvetinin ve Türk bayrağının altında yaşamıyoruz.
Buralar kaygan pistlerdir.
Buralarda Türkiye’yi gerçekten söylemde değil eylemde savunursanız, sistem tarafından planlı bir biçimde ekonomik, kariyer ve iş imkanı olarak altınız oyulur, zarara uğratılır ve gizli servisler tarafından kuşatılır ve kısmende ezilirsiniz.
Ey Türkiye’de kiler şunu iyi bilin ve ikide bir ağlayıp durmayın, şair Ahmet Arif dediği gibi sizin Türkiye’de sadece dört yanınız puşt zulası ise, bizim burada heryanımız puşt zulasıdır.
Ve Türkiye’de kiler, gerçekten bize hikaye anlatmayı bırakın ve önce siz size düşen vatandaşlık görevlerinin en önemlisi olan: Anayasa’nın değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek ilkelerini, Atatürkün ilke ve devrimlerini ve devrim kanunlarını doğru dürüst ve fiilen savunarak asli görevinizi yerine getirin.
.
İşinizi yapın.
Bunlar için bedel ödemeniz gerekiyorsada ödeyin.
Atatürk gibi olun.
Türkiye’de korkarak, kendi kendinize ve başkalarına devamlı korku satarak ve Avrupa’da yaşayan bizleride tuzu kurulukla suçlayarak bir yere varamaz, hayat kalitenizi artıramaz, bedel ödemedende özgür bir vatandaş olarak Türkiye’de yaşayamazsınız.
Onun için kendinize gelin ve gerçekten Avrupa’da kiler hakkında bedavadan konuşmayın.
Son olarak her zaman olduğu gibi korkmayanlar olarak:
Atatürk’le kalın
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın.
Sefa Yürükel