Osmanlı 18.yüz yılın sonlarında Batı ordularına yenilmeye başlayınca, Osmanlı yönetim katlarında, orduda reformların yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Batının teknolojisini Osmanlıya taşımanın yolları araştırılmıştır. Esas itibariyle, Osmanlı da modernleşme çabaları II Mahmut döneminde başlar.
Fransa’ya öğrenci göndererek, bu işin çözülebileceğine kanaat getirilmiştir. Modernizasyon böylece başlamış olmaktadır. Elbette o günkü modernizasyon anlayışına göre…
Önceleri, gizli ve daha sınırlı sayıda Fransa’ya öğrenci gönderilmiştir. Gizli olmasını nedeni; Osmanlının aczinin açık edilmemesi amacını taşımıştır.
Sonradan, Fransa’daki öğrenci sayısı oldukça artmıştır. Öğrenci gönderilmesine öncülük eden Koca Hüsrev Paşa, Fransa’daki öğrencilerin başına, Ethem Paşayı koymuştur.
Ethem Paşa Paris’te öğrencilerin kaldığı yurt yerine giderken büyük şatafatlı bir konvoy ile gidermiş.
Bu durum Paris halkı içinde şaşkınlık ve tuhaflıkla karşılanırmış. Altı adet atın çektiği, her tarafı süslü atlı araba herkesin dikkatini celp etmiştir.
New York’taki siyasal İslam’ın konvoyunu görünce, Paris’te, modernizasyon arayan Osmanlı aklıma geldi.
İtibardan tasarruf etmeyen Osmanlının çöküşünün başladığı yıllardır.
Modernizasyon ihtiyacı içinde bulunduğun yönetimin yönetemez olduğu hali hissetmek demektir.
Ethem Paşa, şatafatlı arabası ve konvoyu ile Paris sokaklarında dolaşırken, Osmanlının çöküşü de tüm hızı ile devam etmektedir.
Cumhuriyet Türkiye’sinde hiçbir yöneticinin Washington’da konvoy yaptığı görülmüş şey değildir.
Anlaşılan odur ki, ülkemiz ne zaman çöküşe geçse, diyar illerinde itibar konvoyları boy gösteriyor. Şatafat artıyor.
Yönetimde şatafat artmışsa, çöküş başlamış demektir.
Görüntüyü kurtarma çabası, gerçeği örtme çabasından başka bir şey değildir.
Keşke böyle olmasaydı.
21 Eylül 2021