ATATÜRK’ÜN BAŞ BAHÇIVANI
PANDELLİ ROKETAS
Termali çiçekleri ve peyzajı ile dünyanın en güzel köşelerinden biri yapan Atatürk’ ün baş bahçıvanı ve Atatürk çiçeğinin isim babası ,
Pandelli Roketas , 1878 yılında, İstanbul- Üsküdar’da doğmuştur.
Çocukluğu, saray bahçıvanlığı yapan dedesinin yanında geçti.Osmanlı ordusu saflarında askerlik yaptı; İngiliz uçaklarından atılan bir bomba ile ayağından yaralandı.
Askerlikten sonra, Seyrisefain İşletmesi’nin Topkapı Bahçesi’nde çalışmaya başladı. Termal Kaplıcalarında 40 yıl süre ile Bahçıvanlık yapan Pandelli Usta 1969 yılında yaşamını kaybetti. Pandelli usta, Cumhuriyet öncesinde Vahdeddin döneminde sarayda bahçıvanlık yapan babasının yanında yetişti.
Cumhuriyetin kurulması ile birlikte, Pandelli Roketas, Atatürk tarafından beğenilip, Termal’de görevlendirildi. Pandelli, 1929-1969 yılları arasında 40 yıl boyunca, Termal’in park ve bahçeleriyle uğraştı.
Pandelli büyük emekler verdiği Termalde geçen yılları ve Atatürk ile ilgili anılarını şöyle özetliyordu ;
“… Atatürk beni Termal’e aldırdı. Geldiğimde Termal, domuz yatağı idi. Atatürk sık sık gelir, sigara paketinin arkasına bahçenin planlarını kendi eliyle çizer, hangi ağacın nereye geleceğini işaret ederek gösterirdi.Atatürk, ağaca ve çiçeğe çok meraklıydı. Kışın bile gelir, ormanı dolaşırdı. Buranın tabiat güzelliğine aşıktı. Bütün çiçekleri severdi. Hatta kır çiçeklerini toplar ve yakasına papatya takardı.
Köylülerle, işçilerle ve askerlerle halkın geçimini ve idarenin gidişini konuşmaktan hoşlanırdı. Dert dinlemekten ve herkese faydalı olmaktan zevk alır, her işi kendi gözü ile görürdü. Kibir diye bir şey bilmezdi. İnandığı işlerde emirlerini açık ve kati idi. Gönül almasını, teşvik etmesini, takdir etmesini bilirdi.
Termal Oteli’nin karşısında her günün tarihini taze çiçeklerle yazardım. Elimizde çiçekle yetiştirilmiş bir ayın rakam ve harf saksıları vardı. O ayın harflerini ve günün rakamını ve saksılar da toprak içinde kaldığı için ay ve gün sayısı, o gün saksılarla aynı yere sabah gömdüğümüz ve saksılar da toprak içinde kaldığı için ay ve gün sayısı, o gün yerden bitmiş gibi görünürdü.
Termal’e bahçe mimarları el sürmedi. Ne görülüyorsa, Atatürk’ün emriyle biz yaptık. Bugün, Atatürk Çiçeği diye bilinen bir çiçek vardır. Hani ecnebilerin Ponsetya dedikleri.. Yılbaşında kırmızı kırmızı açan çiçek… İşte onu da Atatürk çok severdi. Ben de burada bu çiçekten bol bol yetiştirdim. Ve adını Atatürk Çiçeği koydum. Bu hareket onun çok hoşuna gitti.
Atatürk kapalı alanları, kapalı yerleri sevmezdi. Girerken camekanlı bir sera vardır. Kaloriferli olduğu için bütün çiçek fideleri burada yetişirdi. Bu seranın etrafında ağaçlar vardı. Atatürk her geldiğinde hep aynı ağacın altında oturur ve buradan emir verirdi. Bu ağaç, Atatürk öldükten sonra birden kurudu. Çok üzüldüm. Ağacı elli santim yüksek keserek kökünü sandalye yaptım. Ölümünden sonra ben de bu kuru kütük sandalyeye oturarak kendime kumanda yeri yaptım….”
Pandelli Roketas, bir güzel insan…
Ve bugün Termalde hala onun büyük emeklerinin izleri var.
Nurlar içinde yatsın , mekanı cennet olsun.
Saygilarimla,
Selen Atasoy
Bir yanıt yazın