Avrasya Araştırma Merkezinin yaptığı ankete göre, bir cumhurbaşkanlığı seçimi olsa bugün, “Recep Tayyip Erdoğan’a oy verir misiniz” sorusuna, AKP’nin 20 yıllık tarihinde ilk kez bu kadar düşük oy çıktı.
Recep Tayyip Erdoğan miting yapacak, ama adam toplayamıyor şimdi… “Erdoğan, Mersin’de beklenen ilgiyi göremedi: Küçültülen meydan dolmadı, açılış ertelendi…” (Sözcü Gazetesi, 19,9,2021)
Yani… “Yolcudur Abbas, Bağlasan Durmaz…“
AKP bitti.
Onu kimse kurtaramaz artık. Ne Vatan Partisi ne MHP ne de mülteciler…
Dönülmez akşamın ufkunda hızla ilerliyor. Vakit çok geç.
Son faslını yaşıyor.
Yükselme, duraklama, gerileme dönemlerinin ardından şimdi çöküş dönemi başladı.
Ne maddi ne manevi gücü kaldı.
Kimse ona değer vermiyor. O istediği kadar kendini kuvvetli, dirayetli göstermeye çalışsın…
Bitti.
Aslında AKP son 2019 Yerel Seçimlerinde iktidarı kaybetmişti.
15,5 milyon nüfusa sahip İstanbul, 6 milyon nüfusa sahip Ankara, 4,5 milyonluk İzmir başta olmak üzere, tüm büyük kentlerde AKP yok artık.
Akdeniz’de, Ege’de, Marmara’da, Trakya’da yok.
Bundan sonra da olmayacak… Çünkü her geçen gün daha da zayıflıyor. Cılızlaşıyor… Tükeniyor…
Eriyor.
Onu ne saraylar ne köşkler, ne Diyanet ne de görkemli yaşam kurtarabilir…
Geçmişte muhalefet, muhalefetçilik görevini hakkıyla yapsaydı zaten ömrü bu kadar da sürmezdi.
Ordunun yapısı değiştirildi. Askeri okullar kapatıldı. Ergenekon mahkemeleri yıllarca devam etti.
Tarikatlar, tekkeler, imam hatipler, şeyhler, mollalar yerden biter gibi çoğaldı.
Yargı siyasallaştırıldı, laiklik, Atatürk devrimleri ayaklar altına alındı…
Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve öteki CHP’li belediye başkanları dişe diş bir mücadele vererek, büyük şehirleri kazanmasalardı eğer, bu AKP, bi 20 yıl daha bu saltanatı sürdürebilirdi…
Ekrem İmamoğlu İstanbul’u iki kez fethetti.
Direne direne, bileğinin hakkıyla kazandı. Hem de tüm pislikleri, ayak oyunlarını gözler önüne sererek…
Hileleri, hurdaları ortaya çıkardı. Halkın gözünü açtı.
Taşlar yerine oturdu…
O zamana dek iktidar da muhalefet de, herkes kazasız, belasız kendi yolunda ilerliyordu… Ortalık güllük, gülistanlıktı…
Alan memnun satan memnundu… Herkes makamını, koltuğunu koruyordu…
“Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir” diyorlardı.
Şimdi koşullar değişti. Ortam değişti.
Gerçekler gün gibi, güneş gibi ortaya çıktı.
Halk Hanya’yı, Konya’yı anlamaya, görmeye başladı.
Açlık, yoksulluk, işsizlik gelip kapıya dayandı.
Hele bir de AKP’den ayrılmalar, kopmalar başlarsa, işte o zaman yandı gülüm keten helva…
Evet. Bütün bunlar olacak ve AKP gidecek…
Ama bu gitme süresi çok sancılı olabilir. Çünkü o sahip olduğu zenginlikleri, sahip olduğu masallar dünyasını kolay kolay Terk edecek gibi görünmüyor.
Direnecektir. Mücadele edecektir.
Bu cennet yaşamı, rüyalar âlemini bırakıp, gidecek gibi görünmüyor.
Çünkü onlar bu 19 yıl içinde ne Anayasa tanıdılar, ne babayasa… Cumhuriyet düzeninin, laikliğin, demokrasinin altından girip üstünden çıktılar…
Hakkı, hukuku, insan haklarını paspas gibi çiğnediler…
Bu yüzden yargılanma korkusu şimdi kâbus gibi önlerinde duruyor…
Bunun için sağ sol demeden, tüm Atatürkçüler, tüm demokratlar, ulusalcılar, antiemperyalistler bir araya gelmeli, bu hesap gününün yaklaşmasını hızlandırmalıdırlar…