Orta Doğu’nun dünya politikasındaki tarihî rolü, Avrupa, Asya ve Afrika kıt’aları arasında kültürel ve ekonomik bir köprü olmasından kaynaklanmaktadır.16 ncı yüzyılın başında Yavuz Sultan Selim’in Orta Doğu bölgesini fethinden Birinci Dünya Savaşı’na kadar geçen yaklaşık 400 yıl gibi uzun bir süre içinde etnik, dinî ve kültürel farklılıklara rağmen bölge halkı Osmanlı Devleti’nin sağladığı hoşgörü ortamı nedeniyle barış ve huzur içinde yaşamıştır. ABD’nin Orta Doğu ile ilgisi 1800’lü yılların başından itibaren başlamıştır. Amerikalı sanayicilerden önce Amerika’da yaşayan misyonerler Hristiyanlığı Osmanlı topraklarında yaymak için önemli girişimlerde bulundular.
Misyonerlik faaliyetlerinin özünde Hristiyanlığı yaymak vardır ve araç olarak okul, kütüphane, matbaa, hastahane vb. araçlar kullanılmıştır. Osmanlı topraklarına ilk ayak basan misyoner Hristiyan Proteston mezhebine mensup İngiliz Churc of Missionary Society’e bağlı bir papazdır ve Mısır’da görevlendirilmiştir. Dahasonra, 1820 yılı Ocak ayında Pliny Fisk ve Levi Persons adlı Amerikalı misyonerler İzmir’e gönderilmiştir. Bunlar Amerikan Board of Foreign Mission adlı, merkezi Boston’da bulunan misyoner örgütünün elemanlarıdır.
Amerikan Board, bir grup yetişmiş misyoneri 1828 yılında Hristiyanlığı yaymak için Lübnan’a göndermiştir. II. Mahmut dönemine rastlayan bu faaliyetler neticesinde iç isyanlar artmış ve Sultan II. Mahmut, misyonerlerin ülkesini terk etmesi için emir vermiştir. İngiliz misyonerler otuz yıllık süre boyunca Osmanlı topraklarından ayrılmışlar, Papaz Goodell gibi Amerikalı misyonerler ise Malta adasında 1831 yılına kadar izlerini kaybettirerek faaliyetlerini gizli bir şekilde sürdürmüşlerdir. ABD’nin Türkiye’deki ilk temsilcisi olan Commodore Porter’in İstanbul’daki evine yerleşen Papaz Goodell, faaliyetlerinde Amerikan temsilciliğinin de gizli desteğini sağlamıştır. İstanbul 1831 yılında Amerikan Board için merkez olarak seçilmiş ve misyoner faaliyetleri bu merkezden koordine edilmiştir. Amerikan misyonerleri, Osmanlı Devleti topraklarında beş bölgede faaliyet göstermişlerdir. Bu bölgeler genel olarak; Anadolu, Rumeli, Suriye, İran, Mısır ve İran körfezi çevresiydi. 1819 James Monroe’nin başkanlık döneminde kurulan Dış Misyonlar İçin Amerikan Komisyonerler Kurulu (American Board of Commissioners for Foreign Missions) 20 yıl boyunca Rumeli, Suriye ve İran’ın batı bölgelerinde önemli sayıda misyoner merkezleri açtılar. Board ya da ABCFM olarak bilinen bu teşkilât Amerika’da Protestan misyoner örgütlerinin en eski ve en büyüklerinden biridir. 1868 yılında 16 adet Protestan misyoner örgütünden biri olarak faaliyetini sürdüren Board misyonerler için yapılan harcamaların % 30’unu tek başına karşılaşmıştır. 1886 yılı itibarıyla 80 adet misyoner teşkilâtı vardı ve bunların 32’si ABD,24’ü İngiltere’de ve 25’i kıt’a Avrupa’da yer alıyordu. Yine bu tarihlerde bu misyoner örgütlerde 3226 misyoner görevli bulunuyordu ve bunların faaliyetleri için o zaman için çok önemli bir rakam olan 10 milyon dolar para harcanmıştı.1896 yılına gelindiğinde ise Protestan misyoner örgütlerinin sayısı 150’yi bulmuş ve burada görev yapan misyoner sayısı 11.574’e ulaşmıştı. Amerikan Board,1900 yılında Rumeli ve Anadolu’da 21 merkez açtı.
Misyonerlere buralarda yerli Hristiyanlar yardım etti. 1900 yılı itibarıyla 36’sı yatılı olmak üzere yüksekokullarda 2700 öğrenci, 398 ilkokulda yaklaşık 15.000 öğrenci ders gördü. Bu faaliyetler için Amerikan Board 200.000 dolar para harcadı.
Bir yanıt yazın