Dr.Noyan UMRUK
Eylül’ün ilk günleri coşku dolu günlerdir Ege’de… Birbiri ardına kurtuluş günleri kutlanır coşkuyla. Efeler, zeybekler Harmandalı’na dururlar, her bir taraf al bayraklarla donanır. Her türlü baskıya, saldırıya, zulme karşı efece, zeybekçe duruşun, direnişin simgesidir bu anlamlı kutlamalar…
26 Ağustos 1922’de başlayan büyük yürüyüşle 27 Ağustos’ta Afyon, 30 Ağustos’ta Dumlupınar, Kütahya, 1 Eylül’de Uşak, 2 Eylül’de Eskişehir, Karahallı, Ulubey, 3 Eylül’de Eşme, Ödemiş, 4 Eylül’de Buldan, Sarıgöl, Kula, Tire, 5 Eylül’de Alaşehir, Salihli, Kuyucak, Nazilli, 6 Eylül’de Ahmetli, Gölmarmara, Akhisar, Bayındır, Söke, 7 Eylül’de Turgutlu, Aydın, Kuşadası, İncirliova, 8 Eylül’de Manisa, Kemalpaşa, Selçuk, Burhaniye ve de nihayet 9 Eylül’de İzmir kurtulur… Kurtuluş, özgürlük meltemi egeden tatlı tatlı eser güzel ülkeme…
ve kayserili bir nefer
yanan şehrin kızıltısı içinden gelip
öfkeden, sevinçten, ümitten ağlıya ağlaya,
güneyden kuzeye,
doğudan batıya, Türk halkıyla beraber
seyretti izmir rıhtımından akdeniz’i.(N.H)
Egeliler, günümüzde ulusal kurtuluş geleneğini barış ve hukuk mücadelesiyle buluştururlar… Birlikteliğin, barışın, dayanışmanın, hoşgörünün en anlamlısı yaşanır bu günlerde Ege’de… Demokrasinin, özgürlüğün, barışın türküleri söylenir hep birlikte, yüreklice…
“Yiğenim” Davaz’lı Yörük Mızdavali bu günlerin heyecanı ile celallenip, döşenmiş yine “mettubunu”… Bu kez “ daayı maayı” yok Alsancaklı Noyan’a diye yazmış mektubu… Emmee mektup herkese :
“Evvel böyyüklerin elceğizlerinden, gızanları anlın orta yerinden öpüp, bacılara selam edivecem emme hele beni bi dinleyin, beni bakın biyol! Önküle önküle olmaz gari, herkesin hakkına, huguguna sahep çıkıveemesi ilazım. Ni’ len bu? Köpeksiz kövde değneksiz geziyola…
Aman ne güzel olupbatırı herşeelee, tastamam isteyiveğdiniz gibi…
Öğlüü yağma yoook!
Yörüğüz deye, Egeliyiz deye hebiden sessiz mi kalcez sandığdınız len siz bizi? Biz daha ölüvemedik gari. Bu melmekette ne eyi bişe çıkağsa, buralaadan çıkağ. Bunu da o daş gafanıza soguven he mi…
Siz unuttunuz yalım; bu dağlara çıkıvemeyi en evvel biz bilivemiştik… Kocu Osmanlı bilen eyi tanır bize, hımm!… Efelee, zeybeklee hele bi yol gızmaya gören de, gızanlarını alıverip şu dağlara çıkmaya gören de, bakın biyo neler olupbatırıvemişti bu melmekette!…İstiklal’de cavırı na’hal ettiğimizi yedi düvel bilipduruu! Hölü bi hatığlayıp döşünüverin geçmişi deyyon hani. Ben önden habar veren de sonuna siz düşünün gari. Soğnudan, dimedin, uyarıvemedin demen gari… Aha anlı gabağınıza yabıştırıverin önkü yazıyı…Siz biliğniz, benden sölümesi…
Hadi sene biracıcık da şaga yapçen be daayı…
Hincik biz de isteyyoz önkü hagları gari ! İllere ne veğdiyseniz, bizi de verin de bi görem!…
Ben, hincik istekleemi, dilekleemi deyiveren de siz hazırlığlarınızı hindiden yabagoyun.
Hu nu bagın, beni bagın, beni dinleyyonuz dee mi?
Huguk, edelet, temelli haglarımızı isteyyoz biz de!
Eğitim haggımzı da unuduvedik sanmeyin…İlk mettepten başleyerek liyse sonu gade gelmişi, geçmişi, özü, sözü, cibilliyeti, döşünüvemesi belletilcek, örgetilcek gızancıklaa…Tedrisat Ege şivesiynen olcek gari…
Önüvestele de bilen ihmal mihmal olmesin, adam gibi adam yetişsin gari. Ege enüstüleri gurulsun… Yetti, bıgtık önkü laflaadan, televizonlada da Dengizlice ganalımız olcek, o du olcek, isteyyoz gari.
Efelemiz yörüyüp İzmir meydenlerine varınce davulnan zurneynen garşılansııın, hagimlee, savcılaa hep barabar Davaz Zeybeği oynansııın. Sabıgalı olmadıkları için bizimkinlee de heç ilişilmesin gari… Bizimkinlee sate bi tek işgalci cavıra sıkaa guğşunu, önkünler gibi değel anasını saten! Ağzı laf yapanlaa da mebıs oluvesinlee… Anleyyonuz değ mi ?
Bunnaa şaga şaga be daayı… Oluu mu öyle şey heç… Çakır gözlü böyyük efe örgetti bize bir kere millet olmayı be yaaa…
Soğnucıma ziraate, zeytinliklere mortu çektirip, yandaş tagımınıza ucuza maden amelesi yabıveğdiniz çiftçi gızancıkları bi gecede şehit ediveediniz ya. İşte buna çok gızıvedim, gahredivedim gari… Beleşe dağıtıvediğiniz gömürlee sizi mağşerde gasıp,kavuusun e mi…Bi de Evropa birliğine girilivecekti ya…Bu gafaynan siz heç bi yere giremeyceğniz emme, onla Allah gorusun bizim buraları giriveceklee gari, aha milyonlaaca Suriyeli, şincik de yüzbinleece Afganlı elini golunu sallaya sallaya giriveedi melmegete, gıyımız, yalımız, ovamız, şeherleemiz onlaala dolupduru be yaa…
Goca goca ormanlaamız cayır cayır yanıp, kül oluveekene tayyareye gıran girdi tayyareleemiz yatıveedi be daayı…
Yaaa selleee…Ortacığna evlee yapılan dereleee içi gütükleele doluveence, bi de tepeye HES neyim gonduruvence needeyse gocaman gasabalaa hartadan silinveedi be yaa…
Beni bagın oynetmeye az galdı gari …Efelerin efesi amanad edivedi bu melmegedi hebimize… Ağtıgın herkes aglın başına doplayıvesin, haddin, hududun, hugukun, vazifen eyi bilsin, eyi bellesin gari….
Ortalık cadı gazanı sate…
Garadengizli, Marmıralı, Balganlı, Angaralı, Doğulu, Asyalı, Gırbıslı, Gafgasyalı, Gergüklü, Gırımlı n’ossunsa ossun cümle alem illet değel, milletdir be yaa. Bu, garışıvemiş akıllanıza eyice bi gazınsın,soğnu yazık etmeyin bu millete,melmegete he mi…
Hindilik şagaynen de garışık olsa deyeceklerim bu gade gari… Galın saalıcekle, hadi gülü gülü…”
Yiğenin Davazlı Yörük Mızdavali”
Ne diyeceksiniz bizim Davazlı’ya… Doğru söze ne denir?