Türk mutfağı, dünyaya tanıtılırsa…

Zengin mutfağımızın dünyaya tanıtılması konusunda daha önce atılan adımları bu sütunlarda dile getirmiştik. Şimdilerde ise yeni ve sıkı bir çalışma içine girildi. Geç kalınmış olsa bile zengin kültür hazinemiz olarak değerlendirdiğimiz mutfağımızın dünyaya tanıtılması konusunda yapılan çalışmaları önemli bulduğumuzun altını çizelim.

Türk mutfağının sağlıklı, geleneksel ve atıksız yönleriyle dünya mutfaklarında öncü bir yer edineceğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ”Bu güce inanır, el birliği yaparsak, gastrodiplomasi alanında yeni rekorlar kırabiliriz.’‘dedi.

Böylesine bir açlışmanın içine kim girerse girsin önemli bir işe imza atmaktadır. Biz de bu konudaki çalışmları sonuna kadar destekleriz.

Emine Erdoğan, Anadolu’nun binlerce yıllık geleneksel yemek tariflerinin ilk kez sağlıklı ve atıksız yönleriyle dünyaya açıldığı söyledi.

Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı kitabının İstanbul Cam ve Billur Müzesi’ndeki tanıtım programında, böylesine heyecan verici bir projenin hayata geçtiğini görmenin gerçekten büyük mutluluk olduğunu söyleyen Erdoğan, birbirinden değerli şefler ve akademisyenlerin çok titiz bir çalışma yürüttüklerini, zengin mutfak kültürünün hak ettiği yeri bulması için büyük özveri gösterdiklerini belirterek bu güzide eserin hazırlanmasında emeği geçen herkese, projeyi yürüten Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, destek veren Türkiye Turizm ve Tanıtım Geliştirme Ajansına (TGA) teşekkürlerini dile getirdi.

Gastrodiplomasinin son yıllarda tüm dillerde yerini aldığına dikkati çeken, ulusal mutfağın toplumların yumuşak gücü olarak konumlandığına dikkat çeken Emine Erdoğan turizmin lokomotif bir kuvveti haline gelen gastronominin uluslararası platformda, hem imaj oluşturma hem de marka haline gelmenin yolu olduğunu vurguladı.


Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı eserinin, bugüne kadar Türk mutfağı ile ilgili yayımlanmış en geniş çaplı ve gerçekçi eser olma özelliğine sahip olduğunu dile getiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yakın zamanda dünyanın birçok farklı dilinde çevrilecek olan eserde, sadece yemek tarifleri değil aynı zamanda Türk kültürüne dair ciddi bilgilerin de yer aldığını belirterek şunları söyledi:


”Bizler turizmin birçok alanında olduğu gibi gastronomi turizminde de etkili tanıtımlar yaparak dünya turizminin dikkatini bu alana çekiyoruz. Bu gayeyle bugün tanıtımını yaptığımız, Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı adlı eserin hayırlı olmasını diliyorum. Bizlerden desteğini esirgemeyen Sayın Hanımefendi başta olmak üzere bu çalışmaya katkı sağlayan herkese şükranlarımı arz ediyorum. Bu kapsamda Bakanlık olarak 21-27 Mayıs’ı Türk Mutfağı Haftası ilan etme kararı aldık.”

Konu hakkında daha önce yazdığımız yazılarda özellikle unutulmaya yüz tutmuş mutfak kültürümüzün yeniden ayağa kaldırılıp, birbirinden lezzetli yemeklerimizin dünyaya tanıtılmasında geç kalındığına vurgu yapmıştık.

Özellikle Ege, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu ile Karadeniz yörelerinin

Yemeklerinin kültürle harmanlandığı ir gerçek. Üstelik her yemeğin bir adı ve geçmişi de var.

Türkiye, her konuda olduğu gibi yemek kültüründe ve yapımında da özellikler taşıyor. Eğer yemeklerimizi iyi tanıtabilirsek, yeni mekanların açılması için adımlarda atılmış olur. Turizmde yemeklerin çok önemli bir yer tuttuğunu da unutmamak gerekiyor.

Şunu da eklemekte yarar var:

Zaman zaman yöresel yemek festivalleri yapılıyor. Bunların kayıt altına alınması ve Turizm ve Kültür Bakanlığınca da desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böylece yöresel yemek zenginliğimiz daha net ortaya çıkmış olacaktır.

İşin özeti:

Bakanlık ve diğer yetkili kurumlar yöresel yemek festivallerinin yapılması konusunda teşvik edici adımları atmalıdır. <unutulmaya yüz tutan yemeklerimizin gün ışığına çıkması da böyle mümkün olabilir.

Bugün aşçılık okullarında ne yazık ki, yöresel yemeklere ve çeşitliliklerine pek yer açılmıyor. Bunun eksikliğini belirtip, aşçılık okullarının daha da enginleştirilmesi gerekiyor.

Özetleyelim:

Mutfağımız ve mutfak zenginliklerimiz dünyaya tanıtılırken öncelikle ön planda tutmamız gereken kriterler olacak. Bunları dışarıda tutarsak, atacağımız adımlarda hedeflerimize ulaşamayabiliriz.

Son bir not:

Türkiye’nin Lezzet Haritası’na göre Türkiye’ye özgü 2 bin 205 adet yöresel yiyecek ve içecek bulunuyor. 

Bölgeler arası sıralamada ise 455 çeşit yiyecek ve içecek çeşidiyle İç Anadolu Bölgesi birinci sırada geldiğini hatırlatan Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkan Yardımcısı ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz yaptığı açıklamada 291 özgün lezzete sahip Gaziantep ve 154 lezzete sahip Elazığ’ın ardından Türkiye’deki en zengin üçüncü ilin ise öllüğün körü, uruş kapama, Ankara tava, haside tatlısı gibi 93 çeşit yöresel yiyecek ve içeceğiyle Ankara olduğunu söyledi.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Zengin mutfağımızın dünyaya tanıtılması konusunda daha önce atılan adımları bu sütunlarda dile getirmiştik. Şimdilerde ise yeni ve sıkı bir çalışma içine girildi. Geç kalınmış olsa bile zengin kültür hazinemiz olarak değerlendirdiğimiz mutfağımızın dünyaya tanıtılması konusunda yapılan çalışmaları önemli bulduğumuzun altını çizelim. - buluz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir