Almanya İmparatorluğu ve Almanlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yarım asrında payıtahtın siyasal ve toplumsal hayatında önemli ölçüde yer tutmaya başlamıştır.
Diğer taraftan 1880’lerden başlayarak önce askerî öğrenciler, 1900’lere gelindiğinde tıbbiyeliler, daha sonra ise farklı meslek
gruplarından çok sayıda insan Almanya’ya eğitim amacıyla gitmiştir. 1870 öncesinde neredeyse bilinmeyen bir dil olan Almanca 1900’ların Osmanlı okullarında yabancı dil olarak okutulur olmuştur.
Bu gelişmelere koşut olarak 1890’lardan itibaren Osmanlı okumuşları arasında az çok Almanca bilen bir insan grubu meydana gelmiştir.
Bütün bunlar olup biterken 19.yüzyıl boyunca Orta Avrupa’dan
giderek artan sayıda Almanca anadilli, birbirinden farklı toplumsal zümrelere mensup, değişik meslek gruplarına ait bireyler Osmanlı İmparatorluğu’na ve özellikle İstanbul’a göç etmekteydi. Söz konusu Orta Avrupalı nüfus kesimi giderek Osmanlı toplumsal hayatının ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Beyoğlu’nda, Galata’da gezintiye çıkan bir kişinin Alman mağazalarını, birahanelerini veya
kitapçılarını görmemesi mümkün değildi. Bu süreç dahilinde Alman tüketim malları orta ve üst kesim Osmanlı hanelerinde yer etmeye başlayacaktır. Bu yazının amacı, Mutlakiyet ve Meşrutiyet
dönemlerinin İstanbul’daki Alman kültürel ve toplumsal varlığı ve Osmanlılarla olan ilişkisini özet bir biçimde ele almaya çalışmak olacaktır.