Atatürk‘ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik?
Gazi Mustafa Kemal Paşa, çağdaş bir cumhuriyete yönelen bütün devrimlerini 1922 ile 1932 yılları arasında, on yıla sığdırdı. … bildiği bir gerçek vardı: kafasında yılardır kurguladığı çağdaş cumhuriyeti oluşturacak devrimleri ancak kendi zamanında, sarsılmaz iradesiyle gerçekleştirip uygulamaya koyabilirdi. Öngördüğü devrimler kendisinden sonra acaba gerçekleşebilir miydi?
Gâzi gerçekçi idi. Nitekim bir ara CHP ile ilgili bir konuyu önüne getiren Recep Peker, “Paşam neden Cumhuriyet Halk Partisi yazıyorsunuz. Benim partim yazsanıza!” demiş, Mustafa Kemal’den şu kısa yanıtı almıştı: “Cumhuriyet Halk Partisi’nin (veya fırkasının) benden sonra benim partim olarak kalacağını nereden bilebilirim?”
…….
İmam hatip açan hükumetler:
1951-1959: Adnan Menderes 19 adet
1962-1963: İsmet İnönü 7 adet
1965-1971: Süleyman Demirel 46 adet
1974-1975: Bülent Ecevit 29 adet
1975-1978: Süleyman Demirel 233 adet
1978-1979: Bülent Ecevit 4 adet
1979-1980: Süleyman Demirel 36 adet
1984-1989: Turgut Özal 90 adet
1990-1992: Mesut Yılmaz 23 adet
1992-1993: Süleyman Demirel 12 adet
1994-1995: Tansu Çiller 13 adet
1995-1997: Diğer hükumetler 97 adetRekor Süleyman Demirel’de: 327! (1 )
***Meseleye katkı olması ve gerçekçi değerlendirme yapabilmek için Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik meselesini bütünleyecek iki öykü aşağıdadır.
Saygılarımla…2.9.2021 P.be
Birinci öykü:1995 yılı Haziran ve Temmuz aylarında Kara Harp Okulu’nda başlatılan ‘şeriatçı operasyonu’ dışarıya sızdırılmıştı. Kimi Kara Harp Okulu öğrencilerinin birdenbire ‘ekonomik olarak’ güçlenmelerinin yöneticilerin dikkatini çekmesiyle başlayan soruşturma sonunda, olayın arkasında aynı tarikat şeyhinin olduğu anlaşıldı. Kara Harp Okulu Disiplin Kurulu, 200 öğrencinin tarikat şeyhiyle ilişkilerinin olduğunu saptadıktan sonra Aydın Altınayar, Turhan Yılkıcı, Yücel Yalçın, Bülent Daşkın’la birlikte 9 öğrencinin okulla ilişkilerini kesti… Başbakan Tansu Çiller hemen devreye girdi. ….öğrencilerin Kara Harp Okulu’ndan atılmamasını istedi.
İkinci öykü:
Kimi subaylar ve subay adayları, adı kaçak kurban derisi toplama ve İzmir Maltepe Askeri Lisesi’ne ‘sahte sağlık raporu’yla öğrenci sokma olayına karışan bir ‘şeriatçı vakıf’la çok yakın ilişki içindeydiler……Kara Harp Okulu’ndan atılan öğrenciler, bir özel televizyonda konuşturulmuştu. Tarikat şeyhinin müritleri olan öğrenciler, bu televizyonda şöyle diyorlardı:
“Biz Kara Harp Okulu’ndan namaz kıldığımız için atıldık…” …… 1986-87 yıllarında İzmir Maltepe Askeri Lisesi’nde ‘şeriatçı örgütlenme’ içindeyken kıskıvrak yakalanmış, askeri lise öğrencileri okuldan atılmış, vakıf yöneticileri DGM’de yargılanmıştı… (2 )***
Türkiye’de 30 Ekim 2019 tarihi itibarıyla 61 adet ilâhiyat fakültesi ve 38 adet İslamî ilimler fakültesi vardır. Türkiye’de 1’i pasif olmak üzere, 36 adet vakıf üniversitesi hukuk fakültesi… 1’i pasif olmak üzere sadece 6 adet vakıf üniversitesi ilâhiyat fakültesi vardır…..Türkiye’de ilâhiyat fakülteleri, özel sektörden veya genel anlamda sivil toplumdan gelen kaynaklarla değil, devlet kaynaklarıyla finanse edilmektedir……Vakıf üniversitesi ilâhiyat fakültelerini kuran vakıflar gerçek anlamda özel sektörün veya hayırsever özel kişilerin kurduğu vakıflar değildir. Bunlar, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye Diyanet Vakfı gibi kamusal veya yarı-kamusal nitelikte vakıflardır. ….Keza bunlara devlet veya kamu tüzel kişisi tarafından bedelsiz olarak yapılmış çok büyük gayrimenkul tahsisi ve devirleri söz konusudur. Yani vakıf üniversitesi ilâhiyat fakültelerinin dahi büyük ölçüde kamu kaynaklarıyla finanse edildiği söylenebilir.(3 )
(1) Cüneyt Arcayürek’in Atatürk‘ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik? kitabından
(2) H.Çetinkaya’nın 21.7. Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik?2016 günkü yazısından
(3) Kemal Gözler’in Hukukun Sefaleti ve İlâhiyatın Zenginliği Üzerine Gözlemler yazısından https://www.anayasa.gen.tr/hukuk-ilahiyat.htm
Yazıları posta kutunda oku