Adamlar hâlâ hayal peşindeler…
Hâlâ Atatürk Cumhuriyetinde İslamcı, şeriatçı bir devlet kurmanın rüyasını yaşıyorlar…
Gerçi, dişe dokunur bir tepki, bir eylem ortaya koyamayan muhalefet sayesinde, 19 yılda, epey yol aldılar; bu da bir gerçek…
Ve bunun sonucunda hak, hukuk, adalet, eğitim, Cumhuriyet kurumlarını bir buldozer gibi çiğneyip, geçtiler.
Günümüzde ise siyasal bir İslam devleti kurmak için Atatürk devrimlerini kitaplardan, beyinlerden, yaşantımızdan bütünüyle çıkarmaya çalışıyorlar.
Hedef dinsel kurallara ve yasalara dayanan bir toplum düzeni oluşturmak…
Evrensel hukukun, insan haklarının, inanç ve düşünce özgürlüğünün, laikliğin olmadığı bir toplum düzeni…
Tıpkı Taliban devleti gibi… Tıpkı Araplar gibi… Tek kişinin egemen olduğu, mollaların ve ulemanın karar verdiği, yönettiği bir devlet…
Onun için AKP’li Başkan diyor ki “Afganistan halkı bizim Müslüman kardeşlerimizdir, biz onlara kapımızı kapatacak değiliz.” Diyor, diyor demesine de bu Arap aşkına rağmen, onlar, Türkleri hiç sevmiyorlar, hatta nefret ediyorlar. Bir başka konuşmasında ise:
“Afganistan’ın bir an önce istikrara kavuşturulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz.”
Bu Afgan toplum düzeninde demokrasi, kadın – erkek eşitliği, özgürlük yok. AKP de aynı yolun yolcusu zaten… AKP’nin düzeninde de Türk – Türklük, millet – milliyetçilik, demokrasi yok.
Onun için yıllar öncesinden TC’leri devlet kurumlarının tabelalarından çıkardılar. TC Ziraat bankasını “Ziraat bankasına” dönüştürdüler. Ant’ımızı, “Türk’üm doğruyum” demeyi yasakladılar.
Çünkü onların devlet anlayışında millet değil, ümmet; vatandaş değil, kul, laiklik değil, şeriat vardır… Onlar için sınırların da bir değeri yoktur. İşte bu yüzden, “Sınır namustur” diye pankart asan gençleri tutukluyorlar…
Ama kutlanacak bir durum var, CHP hemen o gençlere sahip çıktı ve binasına dev bir “Sınır Namustur” pankartı astı. Keşke bu atak, eylemci tavrını 2002’lerden bu yana gösterebilseydi. Bu günlere gelmezdik…
Afganlılar, Batı’nın ahlaksızlığını almadıklarını söylerler ve Allah’ı dillerinden hiç düşürmezler ama en büyük ahlaksızlığı da kendileri yaparlar. Küçücük oğlan çocuklarına tecavüz ederler, onları evlerinde barındırırlar. Bir gelenek, bir alışkanlık olmuştur bu… Toplum bu pisliği benimsemiştir artık. İnsanlara normal gelir.
Afganistan’da bu çocuklara “Şakirt”, ona sahip olanlara “Sahip”, diyorlar. Bir zamanlar 45 çocuğun teslim edildiği Ensar vakfında da tecavüzler olmuştu, bayan bakan bu tacizler için “Bir kereden bişey olmaz” demişti.
Siyasal İslamcı toplum düzeninde sadece tarikatların, tekkelerin, imamların, şeyhlerin, Şıhların sözü geçerlidir. Ulema ne derse, neyi emrederse, neye karar verirse o olur, o uygulanır…
Kimse “Gık”ını çıkaramaz. İtiraz edemez.
Halkımız da bu 19 yıllık AKP iktidarı döneminde neler gördü, neler duydu… Ne pislikler yaşadı.
Ne belalarla, ne zulümlerle, ne sıkıntılarla, ne hastalıklarla karşılaştı. Canından bezdi… Ama adamlarda tık yok. Utanma, sıkılma belirtileri yok. Adamlar hâlâ pişkin pişkin sırıtıyorlar. Yaptıkları ile övünüyorlar.
Ve kendilerini gelmiş geçmiş iktidarların, hükümetlerin en iyisi, en güçlüsü olarak gösteriyorlar. Bir tek yanlış icraatı, uygulamayı, hatayı kabul etmiyorlar…
Ama siz kabul etseniz de etmeseniz de biz sizi çok iyi tanıdık. Çok iyi anladık. Nerede görsek, nerede karşılaşsak tüylerimiz diken diken oluyor. Nefret duygularımız kabarıyor…
Sizi TV’de, yolda, mecliste, toplantıda, açık oturumda, mitingde, her yerde görmekten bıktık. Usandık. İnsanın da bir tahammül, bir dayanma gücü, sınırı var…
Ve diyoruz ki Yetti be! Yetti! Çekip Gidin artık… Kimsede dayanacak güç kalmadı…
Yokluk, yoksulluk, açlık canımıza tak etti. Bıçak kemiğe gelip dayandı…
Ayak oyunlarını bırakın. Siz gitmezseniz de biz sizi göndermesini çok iyi biliriz. Sizi uyarıyoruz: kovulmadan, sürülmeden, sandıkta hezimete uğramadan çekip gidin. Daha fazla sabrımızı zorlamayın.
Halkın bir kesimi korksa da, çekinse de “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dese de sizin dönem bitti artık. Halkın büyük bir çoğunluğu isyanlarda… Evine ekmek götüremiyor çünkü.
İğneden ipliğe her şey yüzde 40 – 50 pahalılandı. Ama siz maaşlara yüzde 10-12 zam yaptınız.
Muhalefet 19 yıllık tavrını sürdürse de… Bol bol bağırıp çağırsa da… “Eylemsizliğini” devam ettirse de… Halkın büyük bir çoğunluğu seni alaşağı etmekte kararlı…
Çünkü onlar ormanları, nehirleri, tarımı, dağları taşları nasıl yok ettiğinizi; fabrikaları nasıl sattığınızı görüyor artık.
Milyonlarca kapkara peçeli, sakallı, yoz, yobaz, cahil mültecilerle doldurdunuz ülkemizi. Onları ekmeğimize ortak ettiniz. Bu vatan 3 – 5 yandaş müteahhidin, partilinin vatanı da değildir.
Gelin, yol yakınken, senden önceki iktidarlar gibi hakkın, hukukun, adaletin karşısına dikilmeden sandığı halkın önüne getirin. Bu yıkım, bu zulüm, bu soygun düzeni bitsin.
Çoluğumuzla, çocuğumuzla biz de baharı, aşkı, sevdayı, güzellikleri, mutlulukları yaşayalım artık.
Türkiye’mizi dünyanın mal ve insan atıkları çöplüğü yaptınız. Yeter, yeter artık çekip gidin. Bıktık. Usandık. Ne dayanacak gücümüz, ne sabrımız kaldı.
Bir yanıt yazın