BUNLAR HANGİ CUMHURİYETİN KADINLARI
2015 yılı Haziran ayının son günleriydi.
Bina önünde bekleyen bir grup, kendilerine hitap edecek olan konuşmacının kürsüye gelmesini bekliyorlardı.
Konuşmacı hanımefendi kürsüye yaklaştığında etrafı şiddetli bir parfüm kokusu almıştı.
Balık etli son derce şık giyimli, kırk kırk beş yaşlarında bir bayandı.
Cevresine sevgi dolu gözlerle bakan kadının bu hali elit bir kişilik sergiliyordu.
Tombul parmaklarının ucu ile mikrofona dokunup es kontrolü yaptıktan sonra konuşmasına başladı:
-“Yıllardır acısını çekerim. Bu dünya da enaz bizler kadar yaşamaya hakkı olan hayvanlara yapılan kötü muamelenin sonsuz ızdırabını yaşarım. Allaha şükürler olsun ki benimle bu ızdırabı paylaşan başka yürekli insanlarda var. Ve yine rabbime hamdolsun ki o yürekli insanlarla tanışma onurunu yaşadım. Hep birlikte oturduk ve bu masum canlarımız için neler yapabiliriz diye düşündük. Bir dernek kurmaya karar verdik. Bu vesile ile faaliyete geçirdiğimiz Çorum ili hayvanları koruma derneğimiz ülkemize, ilimize ve tüm hayvansever vatandaşlarımıza hayırlı uğurlu olsun.”
Bu sevgi, şefkat ve merhamet yüklü konuşma dinleyenler tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı.
Davul zurnalar çalmaya başlandı
Dernek üyeleri başta olmak üzere orada bulunanlar dolu dolu gözlerle birbirlerine sarılıp tebrik ettiler.
Daha sonra üzerinde beyaz önlük elinde bıçak ve yanında koyun olan kasap belirdi. Yanında getirdiği koyunu bir hamlede yere yatırdı. Yere yatırılan koyun dualar eşliğinde boğazlandı.
Orada bulunan herkes yerde biriken kan hüzmesine işaret parmaklarını daldırarak alınlarına sürdüler.
Kurban edilen koyun, hayvanları koruma derneğinin önünde parçalanırken tiz bir kadın sesi duyuldu.
-” Niyazi efendi, Niyazi efendi bir parça eti de şu gölbezlere (köpek yavrularına) atıverin”
Komedi filmlerinin senaryosuna bile pes dedirten bu olayın üzerinden tam 6 yıl 60 gün geçti
Tam bir daha böyle bir şey olmaz derken bu defa kendilerine Cumhuriyetçi Kadınlar derneği diyen tuhaf bir topluluk ortaya çıktı.
Birkaç ülke hariç dünyanın neredeyse tamamının terörist olarak tanımladığı Taliban yönetimine selamla başlayan övgü dolu satırlarla devam eden bir bildiri yazdılar ve bunu kamuoyuna sundular.
Taliban;
Dünyada ki tüm kadınların düşmanı ve baş belası
Taliban;
Kadınları insan familyasından bile saymayan ilkel bir düşünce yapısı
Taliban;
4 kadının şahitliğini 1 erkeğin şahitliğine denk sayan bir anlayış sekli
Taliban;
Erkeğe sonsuz evlilik hakkı verirken kadını 4 duvar arasında evcil bir hayvan gibi gören zihniyet fakiri
Taliban;
Erkeğinin izni olmadan evi terkeden kadının taşlanarak öldürülmesi vaciptir diyen katiller sürüsü
Taliban;
Kadınların sosyal hayatta yer almasını fahişelik olarak niteleyen ve kadının recmine hüküm veren caniler ordusu
Taliban;
12- 13 yaşında ki kız çocuklarını kirleterek hamile bırakan sapık bir pedofililer oluşumu
Şimdi soruyorum;
Sizler, Afganistanda ki yönetim şeklinin hangi eylemini onaylıyorsunuz?
Sizler, hangi ülkede yaşıyor, hangi sistem ile yönetiliyorsunuz?
Sizler, kendinize Cumhuriyet Kadınları derken hangi ülkeyi, hangi yönetim biçimini kastediyorsunuz?
Sizler, dernek kurup saçma sapan, buram buram cehalet kokan düşüncelerinizi yayınlayacak kadar özgür iseniz bunu hangi yönetim modeline ve kime borçlusunuz?
Sizler, laik Türkiye Cumhuriyeti yönetiminden rahatsızlık duyuyorsanız, Afganistan’a giderek orada yaşamayı neden düşünmüyorsunuz?
Yazıklar olsun
Bin kere, yüzbin kere, milyon kere yazıklar olsun
Yavrusunun hayatı kurtulsun diye Amerikan askerine “Hiç değilse bebeğimi alın, bari onun hayatı kurtulsun” diyerek yalvaran o Afganlı annenin çığlıkları sizin arınız, utancınız ve kabir azabınız olsun