Türkçü Akımın Beyni ; Ziya Gökalp
Mehmet Ziya Gökalp 23 Mart 1876-25 Ekim 1924 yılları arasında yaşamış Türkçülüğün babası bilimci, yazar, şair ve siyasetçidir.Ayrıca TBMM’de Milletvekilliği yapmıştır.
Ziya Gökalp 23 Mart 1876’da yerel bir gazetede çalışan memur Çermikli Tevfik Bey’in oğlu olarak Diyarbakır Çermik’te doğdu.
Ziya Gökalp, eğitimine doğduğu yer olan Diyarbakır’da başladı. Amcasından geleneksel İslam ilimlerini öğrendi. 18 yaşında intihara teşebbüs etti.
Direkt yüreğine sıktığı kurşuna rağmen, kendisiyle ilgilenen doktorun çabaları sayesinde ölmedi
1896’da İstanbul’a giden Gökalp, ilk önce Baytar Mektebi’ne kaydını yaptırdı.Buradaki öğrenimi sırasında İbrahim Temo ve İshak Sükuti ile görüştü.Jön Türklerden etkilendi..İttihak ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı.Muhalif eylemleri nedeniyle 1898’de tutuklandı.Bir sene hapis yattı ve serbest bırakıldı.
1900’de Diyarbakır’a sürgün gönderildi.1908′ kadar küçük memuriyetlikler yaptı.
1910’da kurulmasında öncülük yaptığı İttihat Terakki İdadisi’nde sosyoloji dersleri verdi. Bir yandan da “Genç Kalemler” dergisini çıkardı. 1912’de Ergani/Maden (Diyar-ı Bekir) mebusu olarak Meclis-i Mebusan’a seçildi, İstanbul’a taşındı. Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer aldı. Derneğin yayın organı “Türk Yurdu” başta olmak üzere Halka Doğru, İslam Mecmuası, Milli Tetebbular Mecmuası, İktisadiyat Mecmuası, İçtimaiyat Mecmuası, Yeni Mecmua’da yazılar yazdı. Bir yandan da Darülfünun-u Osmani’de (bugünkü İstanbul Üniversitesi) sosyoloji dersleri verdi.
1.Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin yenilmesinden sonra tüm görevlerinden alındı. Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili işgal mahkemesi tarafından yargılandı. Mahkeme sürecinde soykırım iddialarını kesinlikle reddetmiş ve Mukatele(Karşılıklı öldürme) tezini savunmuştur.1919’da İngilizler tarafından Malta Adası’na sürgüne gönderildi. Burada kaldığı dönemde ailesiyle yaptığı mektuplaşmalar daha sonra Malta Mektupları adıyla kitaplaştırılmıştır. Ve bu kitap Malta sürgünlerinin orada geçirdikleri hayat şartlarıyla ilgili elimizdeki yegane eserdir. 2 yıllık sürgün döneminden sonra Diyarbakır’a gitti, Küçük Mecmua’yı çıkardı. 1923’te Maarif Vekaleti Telif ve Tercüme Heyeti Başkanlığı’na atandı, Ankara’ya gitti. Aynı yıl İkinci Dönem Türkiye Büyük Millet meclisi’ne Atatürk tarafından Diyarbakır milletvekili olarak seçildi. 1924’te kısa süren bir hastalığın ardından İstanbul’da hayatını kaybetti. .
Sözleri;
-”İmam-ı Azam hazretleri, hatta, namazdaki surelerin bile milli dilde okunmasının dince sakıncalı olmadığını söylemişlerdir. Çünkü ibadetten alınacak dini heyecan ancak okunan duaların tamamen anlaşılmasına bağlıdır.”
-Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.Köylü anlar manasını namazdaki duanınBir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunurKüçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda’nınEy Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın.”
-“Türkçülük, siyasi bir parti değildir. Bir bilim, felsefe, sanat okuludur; başka bir deyişle, bir kültür çabası ve yenileşme yoludur.”
-Ülkemizde Türkçülük akımı doğar doğmaz, feminizm (kadın hakları savunuculuğu) akımı da birlikte doğdu. Türkçüler’in hem halkçı, hem de kadından yana olmaları, yalnız bu yüzyılın, bu iki ülküye değer vermesinden ötürü değildir; eski Türk hayatında demokrasi ile feminizmin iki önemli ilke olması da bu konularda büyük bir rol oynamıştır.
-Ey Türk; Bayram kutlamayı hak ettiğin günlere erişmen, “Türk’ün tam bağımsız cumhuriyeti”ne kavuşman dileğiyle, her şeye rağmen CUMHURİYET BAYRAMIN KUTLU OLSUN!
-Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan,Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir; TURAN…
-Durma düşman durma, gücünü artır,Türklüğün başına hakaret yağdır.Uyuyan bir kavme bu felaket azdır,Vur eski kölesi utandır onu,Bırakma uyusun, uyandır onu!..
-Türklüğün vicdanı bir, dini bir, vatanı bir.Fakat hepsi ayrılır, olmazsa lisanı bir…
-Turan, Türkçe konuşan Yakut, Kırgız, Özbek, Kazak, Kıpçak (Tatar), Oğuz gibi Türk şubelerini kapsayan Büyük Türkistan’dır. Bütün Oğuzlar “Türk” adı ile birleşebilir. Yalnız, Kazaklar aynı kültürler vücuda getirirlerse, o zaman müşterek unvan ihtiyacı olacak, işte bu müşterek unvan Turan kelimesidir
Eserleri;
Kızıl Elma (1914)
Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak (1918)
Yeni Hayat (1918)
Altın Işık (1923)
Türk Töresi (1923)
Doğru Yol (1923)
Türkçülüğün Esasları (1923)
Türk Medeniyet Tarihi (1926, ölümünden sonra)
Gönderen Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk, Atatürçülük ve Türkçülük zaman: 10:00