19 Ağustos 1915’te yitirilen Tevfik Fikret’in ölüm yıldönümünde Atatürk’ü Etkileyen Yönleri Üstüne
“Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim” diyen 19 Ağustos 1915’te kaybettiğimiz Tevfik Fikret’i ölümünün 106.yıldönümünde şairimiz saygı ve sevgiyle anıyoruz. 19.08.2021 Perşembe..
****Tevfik Fikret (24 Aralık 1867/19 Ağustos 1915), şair ve öğretmen. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde Servet-i Fünûn topluluğunun lideri olan Tevfik Fikret, devrimci ve idealist fikirleriyle Mustafa Kemal başta olmak üzere dönemin pek çok aydınını etkiledi. Türk edebiyatının Batılılaşmasında öne çıkan isimlerden biridir.[1]
Tevfik Fikret için M.Kemal Atatürk “Ben inkılâp ruhunu ondan aldım”demişti.
DevrimciFikret, döneminin saltanat, eğitim, kadın, din anlayışına karşı gelmiş, yeni bir toplumsal düzen önermişti. “Sis”, Abdülhamit rejimine karşı isyanın şiiridir. Sis betimlemesiyle İstanbul’u, genelde de siyasal ve toplumsal yaşamı eleştirmektedir.Örtün ve sonsuza dek uyu, ey dünyanın koca kahpesi!Ey debdebeler, tantanalar, şanlar, alaylar;Kâtil kuleler, kaleli, zindanlı saraylar.……Ey midelerin sıkıştıran zehri önündeHer alçaklığı yutan kurumuş ağızlar
Atatürk de Fikret gibi gençliği, cumhuriyetin geleceğinin, Türk devriminin, yarının en büyük güvencesi görmüştür. Fikret için de her şey gençlik içindir ama gençliğe sorumluluklarını hatırlatır. “Yarın” demek olan Ferda şiirinde Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır!
Atatürk Fikret gibi “tek bir şeye ihtiyacımız vardır, o da çalışkan olmak” demiştir.
Fikret “Gençler, bütün ümmid-i vatan şimdi sizdedir”, Atatürk “bütün ümidim gençlerdedir” der. Fikret “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim” der, Atatürk, 1925’te öğretmenlere seslenirken “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” demiştir.
Atatürk gençlerle konuşurken söz edebiyata gelince Fikret’e olan hayranlığını anlatır:
“Onu biz mektep sıralarında okurduk. Ondaki heybet, ondaki vakur âhenk hiçbir şairimizde yok.”
Gençlerden Fikret’in bir şiirini okumalarını ister. Biri, “Ben Ferda’sını söyleyebilirim Atam” diyerek ileri atılınca Atatürk:
“Ferda’yı mı? Ah delikanlı, benim en sevdiğim şiirdir o. Onu sana söyletmeyeceğim, kendim söyleyeceğim.”
Atatürk gür bir sesle okumaya başlar:Asrın unutma, harikalar asrı feyzidir;Her yıldırımda bir gece bir gölge devrilir.Bir ufku itila açılır, yükselir hayat;Yükselmeyen düşer, ya terakki, ya inhitat!Yükselmeli dokunmak alnın semalara;Doymaz beşer dedikleri kuş itilalara…Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır!
“Ferda’yı mı? Ah delikanlı, benim en sevdiğim şiirdir o. Onu sana söyletmeyeceğim, kendim söyleyeceğim.”
Fikret, eğitim anlayışını “Yeni Mektep” fikriyle ortaya koyar. Bu okuldan yetişenler, geleneklerin katı kurallarıyla bağlı kalmayacaklar, özgürlükçü kişiliğe sahip olacaklardı. Yetişenler memurluğa dayanmadan hayata atılacaklardı, girişimci karakter kazanacaklardı. Okulda Öğretim Türkçe ve İngilizce olacaktı. Fransızca, Almanca, Rusça seçmeli olacaktı. El sanatlarına, beden eğitimine önem verilecekti. Müzik, resim ve geziler de önemli unsurlardı. Okulun iki önemli mesleki amacı tarım ve ticaret adamı yetiştirmekti. Bu hedefler, Balkan savaşlarının yenilgisiniz okullarda din derslerinin azlığına bağlayan bağnaz kafalar karşısında devrimci özellikler barındırıyordu.
Tevfik Fikret’in, Atatürk’ü etkilediği diğer yönü, kadınlara verdiği önemdir. Atatürk, 1925’te İzmir Kız öğretmen Okulunda “Türk Kadını nasıl olmalıdır?” sorusunu şöyle yanıtlamıştır:
“Burada Fikret merhumun cümlece malûm olan bir sözünü hatırlatırım: Elbet sefil olursa kadın alçalır beşer.”
Atatürk sohbetlerde, Tevfik Fikret hakkında olumsuz laf söyletmez. Çankaya’da bir gece söz, edebiyata gelince, birisi Fikret’in büyük şair olmadığını belirtir. Olayı İsmail Hikmet Ertaylan’dan dinleyelim:
“Kimdi bilmiyorum, bir yüksek ruhlu (!) zat Fikret’in iyi şair olmadığını söyleyecek oldu. Atatürk, o her şeyi hakkiyle gören, her hakikatin üzerinde duran o büyük insan, büyük bir iğbirarla kaşlarını çattı:
— Efendim, efendim, anlamadım, ne dediniz? Fikret büyük şair değil miydi? dedi ve o gür, o vakur sesiyle şu beyti okudu:Milyonla barındırdığın cesetler arasındanKaç alın vardır çıkacak temiz ve parlak?
Atatürk sözlerine şöyle devam etti:
— O karanlıklar içinde bir nur gören ve halkı o nura doğru götürmeye çalışan Fikret bu feryadı koparırken sizler nerelerdeydiniz? Niçin içinizden kimse onun gibi feryat etmedi. Ben Fikret’e yetişemedim, onun sohbetinden istifade edemedim. Kendimi bedbaht sayarım. Fakat onun bütün eserlerini okudum, birçoğu da ezberimdedir. O, hem büyük şair, hem de büyük insandır.
Efendiler! Zaten parmakla gösterilecek kadar az olan büyük adamlarımızı küçültmeye kalkışmayalım.”
Atatürk’ün “ancak onu iyi tanıyanlar ve tanıyacak olanlar, benim bugün yapmak istediklerimi kavrayabilirler!” sözüne uygun olarak Tevfik Fikret’in Atatürk’ü hangi yönlerden etkilendiğini belirtmeye çalıştım.
Gerçekten de Fikret’in din, laiklik, kadın, eğitim, gençlik gibi konular üzerindeki fikirleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla hayata geçmiştir. (2 )
(1 ) https://tr.wikipedia.org/wiki/Tevfik_Fikret
(2 ) Mustafa Solak’ın Tevfik Fikret’in Atatürk’ü Etkileyen Yönleri yazısından alıntıdır.