ABD merkezli Heritage Vakfı ile Wall Street Journal gazetesinin her yıl yayınladığı ekonomik özgürlük sıralamasında bu yıl 178 ülke yer almıştır. İlk sıradaki Singapur’u Yeni Zelanda, Avustralya, İsviçre, İrlanda, Tayvan, İngiltere, Estonya, Kanada ve Danimarka izlemiştir. Kiribati, Bolivya, Eritre, Zimbabwe, Sudan, Küba, Kuzey Kore ve Venezuela son sıralardadır. Endeks’te gerilerde kalınmaması için, yargının ve yolsuzlukla mücadelede etkinliğin arttırılması önerilmiştir.
Ekonomik Özgürlük Endeksi, ekonomik özgürlük ve çeşitli sosyal ve ekonomik hedefler arasındaki pozitif ilişkiyi gösterir. Bu bağlamda; toplum sağlığı, çevre temizliği, kişi başına düşen gelir, insani gelişme, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve demokrasi, ekonomik özgürlük ile yakından ilgili kavramlardır.
Ülkeler için sürdürülebilir büyüme ve refah seviyelerinin göstergesi olarak kabul edilen 2021 Ekonomik Özgürlük Endeksi’ne göre Türkiye sıralamada ancak 76’ncı olabilmiştir. Türkiye ekonomisi ve 2023 Ekonomik Hedefleri hakkında iyimser düşünceye sahip olanların, bu düşük sıralama hakkındaki görüşlerini merak etmek her Türk vatandaşının ilgi alanına girmelidir.
Endeks, son 27 yıldır dünya çapında özgürlük ve serbest piyasaların etkisini ölçmektedir. 2021 Endeksi, ekonomik özgürlük ve ilerleme arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur.
Endekse göre, Türkiye ekonomik özgürlük alanında son bir yıl içinde binde 4 puan kaybederek geçen yıla göre beş basamak gerilemiştir.
Bu da özellikle mali politikalardaki (fiscal health) kötüleşmeden kaynaklanmıştır.
Ülkelerin 100 puan üzerinden değerlendirildiği endekste Filipinler, Kuveyt ve Guatemala Türkiye’nin üzerinde yer almıştır. Avrupa bölgesindeki 45 ülke arasında ise 70,1 olan ortalama puanın altında kalarak 37’nci sıradadır. Mülkiyet haklarından finansal özgürlüğe kadar 12 özgürlüğü kapsayan endekste bir önceki yıla göre 0,4 puan gerileyen Türkiye “kısmen özgür” ülkeler arasından yer almıştır. 2021Yılı Endeksi’nin kapsamı aşağıdadır:
- 178 ekonomi için güncellenmiş ekonomik özgürlük puanları ve makroekonomik veriler,
- Ekonomik özgürlüğün neden önemli olduğunu vurgulayan ülkeler arası karşılaştırmalar,
- Özelleştirilmiş karşılaştırma çizelgeleri ve etkileşimli bir ısı haritası gibi çevrimiçi araçlar.
Ekonomik özgürlük, her insanın kendi emeğini ve mülkiyetini kontrol etme hakkıdır. Ekonomik olarak özgür bir toplumda kişiler istedikleri şekilde çalışmak, üretmek, tüketmek ve yatırım yapmakta özgürdürler. Ekonomik olarak özgür toplumlarda, hükümetler emeğin, sermayenin ve malların serbestçe hareket etmesine izin verir ve özgürlüğü korumak ve sürdürmek için gerekli olanın ötesinde özgürlük kısıtlamasından kaçınır.
Ekonomik özgürlüğün faydaları nelerdir? Ekonomik özgürlük daha fazla refah getirir. Ekonomik Özgürlük Endeksi, ekonomik özgürlük ile çeşitli olumlu sosyal ve ekonomik hedefler arasındaki pozitif ilişkiyi belgeler. Ekonomik özgürlük idealleri, daha sağlıklı toplumlar, daha temiz çevreler, kişi başına daha fazla gelir, insani gelişme, demokrasi ve yoksulluğun ortadan kaldırılması ile güçlü bir şekilde ilişkilidir.
Ekonomik özgürlük nasıl ölçülür? Ekonomik özgürlük, ekonomik özgürlüğün 4 geniş kategorisine bağlı olarak 12 nicel ve nitel faktöre dayalı olarak ölçülür. Bunlar;
- Hukukun Üstünlüğü, (mülkiyet hakları, yargı etkinliği)
- Kamu Büyüklüğü, (devlet harcamaları, vergi yükü, mali sağlık)
- Düzenleyici Verimlilik, (iş özgürlüğü, çalışma özgürlüğü, parasal özgürlük)
- Açık Piyasalar. (ticaret özgürlüğü, yatırım özgürlüğü, finansal özgürlük)
Söz konusu 4 kategorideki 12 ekonomik özgürlüğün her biri 0 ile 100 arasında derecelendirilir. Bir ülkenin genel puanı, her birine eşit ağırlık verilerek 12 ekonomik özgürlüğün ortalaması alınarak elde edilir.
Ekonomik özgürlüğün hangi bileşenleri daha önemlidir? Ekonomik Özgürlük Endeksi, ekonomik özgürlüğün olumlu faydalarına ulaşmada her bileşeni eşit derecede önemli kabul eder. Ülke puanlarının belirlenmesinde her özgürlük eşit ağırlıktadır. Ekonomik reformları düşünen ülkeler, en düşük puan aldıkları faktörlerde ekonomik performansı iyileştirmek için önemli fırsatlar yakalayabilirler.
Kapsam süresi nedir? 2021 Endeksi için çoğu veri 2019’un ikinci yarısından 2020’nin ilk yarısına kadar uzanır. Mümkün olduğu ölçüde, her bir faktör için dikkate alınan bilgiler 30 Haziran 2020 itibariyle günceldir. Para politikası faktörü, 1 Ocak 2017’den 31 Aralık 2019’a kadar 3 yıllık ağırlıklı ortalama enflasyon oranıdır.
Ekonomik Özgürlük Endeksi kimlere yarar? Ekonomik Özgürlük Endeksi; akademisyenler, politika yapıcıları, gazeteciler, öğrenciler, öğretmenler, iş ve finans alanındakiler dahil olmak üzere çeşitli izleyiciler için yararlı bir araçtır. Endeks, dünya çapında 178 ekonomiyi analiz etmek için objektif araç olup, her ülke sayfası, bir ülkenin siyasi ve ekonomik gelişmelerinin derinlemesine analizi için önemli bir kaynaktır. 12 ekonomik özgürlük ve bunlara eşlik eden tarihsel veriler, ekonomik büyüme ve refahın temellerini anlamak isteyenler için kapsamlı bir dizi veriler sağlar.
Türkiye, hükümet dürüstlüğü (45,4), işçi hakları (48,8) ve yargı etkinliğinde az puan almıştır. (58,6) Bunlar, Türkiye’nin en zayıf olduğu alanlardır. Endekste, hükümetin acilen yargının etkinliğini arttırmasına ve yolsuzlukla mücadeleyi güçlendirmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Türkiye, 64,0 ekonomik özgürlük puanı ile 2021 Endeksi’nde en özgür 76’ncı ülke olabilmiştir. Genel puanı mali disiplindeki düşüş sebebiyle 0,4 puan azalmıştır. Türkiye, Avrupa Bölgesi’ndeki 45 ülke arasında 37’nci sırada yer almakta olup, toplam puanı bölge ortalamasının altında, ancak dünya ortalamasının üzerindedir.
Bir ilerleme ve düzenleyici sistemin saydamlığını ve verimliliğini artırmak için kapsamlı bir reform yapılmalıdır. Acil olarak, hükümetin yargı etkinliğini ve yolsuzlukla mücadeleyi güçlendirmesi gerekir. Her ikisi de, 2016’daki darbe girişimini takiben yargı sisteminin bozulmasının ardından zarar görmeye devam etmektedir. 1 Aralık 2020 tarihi itibariyle Türkiye’de pandemiye bağlı olarak 13,936 vefat gerçekleşmiş olup, ekonominin yıl için yüzde 5,0 oranında daralacağı tahmin edilmektedir.
Türkiye, anayasal olarak laik bir cumhuriyettir. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İslamcı bir yol izlemiş ve demokrasiyi aşındırmıştır. Erdoğan, 2018 seçimlerinden sonra iktidarını daha da pekiştirmiştir. AKP koalisyonu, Milliyetçi Hareket Partisi ile tek meclisli ulusal meclisin kontrolünü elinde tutarken, Erdoğan küçük bir farkla ikinci bir dört yıllık cumhurbaşkanlığı dönemini kazanmayı başarmıştır.
Türkiye’nin serbest piyasa ekonomisi, sanayi ve hizmet sektörleri tarafından yönlendirilmektedir. Ancak geleneksel tarım istihdamın yaklaşık yüzde 25’ini oluşturmaktadır. Ekonomi geçmişte direnç göstermiş olsa da, siyasi istikrarsızlık gerekli reformları engellemiş ve 2018’deki döviz krizi ve durgunluk ülke üzerinde ciddi baskı yaratmıştır.
Türkiye’de 2016 yılındaki başarısız darbe girişiminden sonra hükümet tarafından milyarlar tutan varlıklara el konulmuştur. Yargı bağımsızdır ama yürütmeden büyük ölçüde etkilenmektedir. Mahkemelerdaki aşırı iş yükünden dolayı yargılamalar uzamıştır. Kara para aklama, rüşvet ve devlet sözleşmelerinin dağıtımında gizli anlaşmalar dahil olmak üzere yolsuzluk, büyük sorun olmaya devam etmektedir.
En yüksek gelir vergisi oranı yüzde 40’a, en yüksek kurumlar vergisi oranı ise yüzde 22’ye çıkarılmıştır. Genel vergi yükü, toplam yurtiçi gelirin yüzde 24,4’üne eşittir. Son üç yılda hükümet harcamaları toplam çıktının (GSYİH) yüzde 34,4’üne, bütçe açıkları GSYİH’nın yüzde 3,7’sine ulaşmıştır. Kamu borcu GSYİH’nın yüzde 33,1’ine eşittir.
Vergi kanunlarında yapılan değişiklikler yatırım maliyetini azaltmıştır. Artık bir iş kurmak ve inşaat izinleriyle uğraşmak daha az maliyetlidir. Fakat iş mevzuatı dinamik bir iş piyasasının gelişmesini engellemektedir. Tarihsel olarak Türkiye çok az fiyat kontrolü uygulayan bir ülkedir. Ancak Dünya Bankası, sübvansiyonlar ve transfer ödemeleri için gerekli fonların, yıllık bütçenin neredeyse yarısını tükettiğini açıklamaktadır.
Türkiye’de yürürlükte olan 22 tercihli ticaret anlaşması bulunmaktadır. Ticaret ağırlıklı ortalama tarife oranı yüzde 4,5’tir ve 337 tarife dışı önlem yürürlüktedir. Daha dinamik yabancı yatırım akışlarının önündeki kalıcı engeller arasında bürokrasi ve saydamlık eksikliği yer almaktadır. Büyük ölçekli yatırım teşviklerinin yerini sektöre özgü önlemler almıştır. Finansal sistem devlet etkisine tabidir ve kamu bankaları bankacılık sektörüne hakimdir. ) Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin Ekonomik Özgürlük Endeksi’nde sınıfta kaldığını göstermektedir.
Bir yanıt yazın