İŞTE SİYASAL İSLAM TAM OLARAK BUDUR
Hümanizm insancılık demektir.
Humanistlere göre, insan türü evrendeki tek ve en yüksek değerdir.
Sonu “izm” le biten sözcüklere millet olarak hayranlık duyar ve her fırsatta kullanırız.
Bu bizi ilgili, bilgili ve aynı zamanda entelektüel gösterir.
Belki gösterirdi göstermesine de, ama bizim küçük bir sorunumuz var.
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre sonunda “izm” olan kavramların ne anlama geldiğini halkın sadece %4,2’i biliyor.
Geriye kalan %95,8 ‘i tamamen bihaber durumda.
Gündemde Afganistan ve oradan kaçak yollarla Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş yapan genç, sağlıklı, iri, diri ve eli silah tutan sığınmacılar var.
Hal böyle olunca da tartışma var, fikir beyanı, görüş ayrılıkları var.
Bunlardan daha elim ve vahim olmak üzere;
“Savulun ulen ben geldim” diyen sözde solcu hümanistler var.
Onlara göre Afgan ve Suriyeli sığınmacılar da birer insan, dolayısıyla evrendeki tek ve en yüksek değer olarak kabul edilmelidirler.
Vay be!
Bu arkadaşlar hep böyle zamanlarda ortaya çıkarlar
Amaç ilgili, bilgili ve aynı zamanda entelektüel olduklarını tüm Türkiye’ye göstermektir.
Ben onlara “defolu solcu” derim
Öyledirler çünkü
Anlamını dahi bilmedikleri kavramlar ile her fırsatta ders vermeye kalkışırlar.
“Yarım hekim candan, yarım imam dinden eder” misali
Hümanizm insan aklını, etik ve adalet kavramlarını temel alan, batıl inanışları ve doğaüstü olan her şeyi reddeden bir dünya görüşüdür.
Bir defa daha büyük harflerle yazalım
HÜMANİZM İNSAN AKLINI, ETİK VE ADALET KAVRAMLARINI TEMEL ALAN BATIL INANIŞLARI VE DOĞAÜSTÜ HER ŞEYİ REDDEDEN BİR DÜNYA GÖRÜŞÜDÜR
Bağımsız dünya haber kaynaklarının iddiasına göre Taliban Kabil’e girer girmez,15 yaş üzeri kız çocukları ile 45 yaş altı dul kadınların listesini istedi.
Peki Taliban bunu neden ister ki?
Cevabı gayet basit
%75’i Afgan bile olmayan, başka ülkelerden para karşılığı getirilen ve Taliban’ın yanında yer alarak Afgan halkına ölüm saçan terörist savaşçılarına harp ganimeti seks kölesi cariyeler hediye etmek için.
Yanlış mı?
Hayır yanlış değil. Tam olarak siyasal islamın gereği budur…
İslamiyeti kişisel hayatı olarak kabul etmeyip, bireylerin Allah ile kendi arasında kalması gereken ilişkiyi sosyal ve politik alanlarda kullanan siyasilere, değer, önem ve anlamlar yükleyerek yetki veren tüm toplulukların eninde sonunda yüzleşmek zorunda kalacakları gerçek de budur işte.
O bireylerin siyasi görüşü, dini, dili, ırkı ya da tarafı her ne olursa olsun bir gün kapısı mutlaka çalınır.
15 yaşındaki evladı, torunu, dul kalmış gelini, kızı elinden alınır ve ne idüğü belirsiz bir teröriste savaş ganimeti olarak verilir.
Yok yok…
Bize olmaz demeyin çünkü Afganistan’da olan da tam olarak budur.
Taliban bu talimatı sadece muhalif olanların eş ve çocukları için vermedi. Ülkede yaşayan herkes için verdi.
Özetle:
Siyasal islam öncelikle kendi evlatlarının eti, kemiği ve kanı ile beslenerek kısa vadeli amacına ulaşır.
Kısa vadelidir çünkü siyasi islamın herhangi bir sınırı ve ölçüsü olmaz.
Kana olan susamışlıkları hiç bitmez.
Bitmez çünkü bu susamışlık son bulursa siyasi islamın ve onun liderlerinin sonu demektir.
Konunun özüne dönmek gerekirse;
Şimdi bu defolu solcularımıza soruyorum.
Hümanizminizi bu insanımsı yaratıkların neresine monte edeceksiniz?
Doğduğu andan itibaren savaşın içinde olan, hayatta kalmak için her yolu deneyen ve bunda başarılı da olan, öz annesini, öz babasını, öz kız kardeşini Taliban’ın insafına bırakarak Türkiye’ye kaçan gençleri hümanist duygularınızla aranıza alarak sizden biri olarak görecek misiniz?
15 Temmuz darbe girişiminden sonra subay lojmanları önüne giderek “Bunların kadınları, kızları bizlere helaldir” diyen yobazları da insancıllık kriterlerine göre değerlendiriyor musunuz?
Son söz: Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın: “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” sözleri açıklanmaya ve halk tarafından düşünülerek iyice anlaşılmaya muhtaçtır.
Bir yanıt yazın