Orman yangınları dokuzuncu gününe girdi. Şiddetlenerek devam ediyor.
Ulus devletin içeriden yıkılması, çok uluslu şirketlerin ulusal pazarlarımızı ele geçirmesi, yaşadığımız yapılanmanın, kurulmasını gerektiriyordu.
Devletin ekonomiden çekilmesiyle, anarşik bir ekonomik yapı kurulmalıydı. Ekonomik yapı anarşik bir yapılanma olduğundan devletin de bu anarşik yapılanmaya ayak uydurması gerekiyordu.
Anarşik bir ekonomik yapılanma ile iç içe geçmiş bir devler, artık devlet olamazdı. Özelleştirmelerin en ince kılcal damarlara kadar indirilmesi, bu anarşik ekonomik yapılanmanın olmazsa olmazıydı.
Böyle bir anarşik ekonomik yapılanma ve bu anarşik ekonomik yapıya uygun siyasal bir devlet yapılanması gerekliydi.
Devlet tüm imkanlarını şirketler için kullanmalıydı. Halkın çıkarları da ancak böyle sağlanabilirdi. Finans kapital ana felsefesi de bu yöndeydi.
Toplumsal bir felakete kaşı, devlet kaynaklarının aktarılması bu süreçte mümkün değildi. Şirketlerin taleplerini karşılamak öncelikliydi.
Sermayenin isteklerini ve çıkarlarını sıraya koymak o şirkete değil de ötekine göre düzenleme yapmakta hemen hemen imkansızdı. Çünkü her şirket devletten daha fazlasını istiyordu. Şirketlerin devletten talepleri ile halkın taleplerini uyum içerisinde yürütmek mümkün değildi. Anarşik bir yapılanma kaçınılmazdı.
Bu anarşik yapılanmanın sürmesi için, gerekli olan siyasi yapı, şirketler tarafından desteklenerek, siyasal İslam’ın 20 yıl yaşaması gerekiyordu.
Artık yangınlar ve diğer toplumsal felaketler, bu yapılanmalar ile başa çıkmaktan çok uzaktı.
Haksız ekonomik kazançların özelleştirmeler veya başka araçlarla meşrulaştırılması, halkın düzene karşı direncini de kırdı. Ulusal pazarları ele geçiren şirketlerin hane halklarını borçlandırmasıyla, halkın denetim altında tutulması mekanizması ağır bir şekilde işletilmişti. Halk bir nevi felç edilmişti. Buna da borç disiplini diyorlardı.
Çok uluslu şirketler ya da emperyalizmin devletten istediği sadece ulusal pazarlar ve ekonomik yapılanma değildi. Bu ekonomik yapıya halk desteğinin sağlaması ve bu yapılanmanın meşrulaştırılması gerekiyordu.
Mevcut iktidar, elbette böyle bir anarşik ortamın içine düşeceğini bilmiyordu. İnançları, iktidarı kör kuyunun içine soktu.
Yukarıda anlatmaya çalıştığım yapılanmanın sürdürülebilmesi için iktidara gerekli olan iki önemli husus var. 1- Halk desteği azaldı için dışarıdan mülteci getirmek, 2- Ekonomiyi, daha doğrusu şirketleri kurtarmak için uluslararası yeniden borçlanabilmek.
Ancak, hem ekonomik anarşi hem mülteci saldırısı emperyalizm tarafından düzenlendiği için iktidarın iki yumuşak karnı vardır.
Halkın muhalefeti ve direnci, mülteci sorununa ve anarşik ekonomik yapılanma üzerine yönelmelidir.
5 Ağustos 2021
iktidarın hem ideolojik hem ekonomik yumuşak karnı mülteci siyasetidir. Ülkenin de güvenlik meselesidir. Halkımızın da hassasiyeti buradadır. Muhalif siyaset mülteci merkezli ve ekonomik merkezli yürütülmelidir. Çünkü iktidarın emperyalizmle bütünleştiği iki nokta burasıdır.