Kapitülasyon Nedir? Kapitülasyonların Kaldırılması
Devletler arasında yapılmış olan savaşlar sonunda antlaşmalar yapılıp karar alınır. Verilen karar ya da antlaşmaya konulan maddeler her iki devletinde çıkarları doğrultusunda gelişir. Kararlar devletlerin ortak istekleri sonucunda gerçekleşir. Lozan Barış Konferansı’nda da kapitülasyonlar gündem maddesi olmuştur. Osmanlı Devleti’nin verdiği kapitülasyonlar ve onların getirmiş olduğu problemler ciddi tehlikeler doğurmuştur. Bu sıkıntılarla başa çıkamayan Osmanlı Devleti’nin sonu dolaylı bir yönden de olsa bu nedenle gelmiş oldu. Bunun farkına varan Türkiye ise bunu Lozan’da gündem maddeleri arasına getirmiş ve Kapitülasyonların kaldırılması konusunda ısrarcı davranmıştır. İtilaf Devletleri bunu gündem maddeleri arasına getirmek istemese de İsmet Paşa’nın kararlı tavırları onları ikna edebilmeyi başarmıştır. Sonuç olarak bu konferansta kapitülasyonların kaldırılması konusunda karar kılınmıştır.
Lozan Barış Antlaşması bir çok soruna çözüm getirmesinin yanı sıra kapitülasyonlar konusunu da ele alıp çözüme kavuşturmuştur. Türkiye kesinlikle çözüme kavuşturulması gerektiğine inandığı için konuyu elden bırakmamış bir çok kez konferans toplantılarında dile getirmiştir. Bu dile getirmeler sonunda sonuç vermiş ve kapitülasyonların kaldırılması fikri kesinleşmiştir.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Kapitülasyon Nedir?
Osmanlı Devleti’nde Kapitülasyonlar
Lozan Barış Antlaşması Nedir?
Lozan Barış Antlaşması Maddeleri
Lozan Barış Antlaşması’nda Kapitülasyonlar
Kapitülasyonların Zararları
Kapitülasyon Nedir?
Kapitülasyon Latince caput’tan gelmektedir. Caput kelime anlamı olarak baş eğmek, teslim antlaşması yapmak anlamlarına gelir. Yani daha da açacak olursak kapitülasyonlar devletlerin kendi çıkarlarına uygun olduğunu düşündüğü devletlere antlaşmalarla vermiş olduğu ayrıcalıklara verilen isimdir. Kapitülasyonlar ekonomi, ticari ve adli gibi konular adı altında farklı çıkar yolları gözetmek amacıyla verilir. Kapitülasyonlar devletin başındaki insan için uygun ve kazançlı olarak görülse de kapitülasyonlar devletin kendi halkının zararına sonuçlanmaktadır.
Osmanlı Devleti’nde Kapitülasyonlar
Kapitülasyonlar bir çok devlet bünyesinde gerçekleşmiştir. Başlangıç olaraksa Avrupa ülkelerinde başlayıp daha sonra hızlı bir şekilde yayılmış ve ülkelerin ya da devletlerin pek çoğu tarafından kullanılmaya başlamıştır. Bu devletlerin arasına Osmanlı Devleti’ni de ekleyebiliriz. Osmanlı Devleti yükselme döneminden imparatorluğun yıkılışına kadar pek çok Avrupa devletine kapitülasyonlar vermiştir. İlk olarak Fatih Sultan Mehmet döneminde Venediklilere ilerleyen zamanlarda Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransızlara daha sonra dağılma döneminde Balta Limanı Ticaret Antlaşması ile İngilizlere bunun ardından Hünkar İskelesi Antlaşması ile Ruslara ayrıcalıklar verilmiştir.
Osmanlı Devleti yapmış olduğu kapitülasyonlar yüzünden güçsüz duruma düşmüş ve elinde olan limanları, ticaret yollarını kullanamaz hale gelmiştir. Bundan yola çıkarak kapitülasyonların Osmanlı Devleti yarardan çok zarara sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz. Osmanlı Devleti vermiş olduğu kapitülasyonlar yüzünden yarı sömürge bir devlet haline gelmiştir. En son Lozan Barış Antlaşması sırasında gündeme gelen kapitülasyonlar meselesi tamamen kaldırılması kararı ile çözümlendi.
Lozan Barış Antlaşması Nedir?
Lozan Barış Antlaşması 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde yapılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri Leman Gölü kıyısındaki Beau Rivage Sarayında imzalanmıştır. TBMM’nin Yunan Kuvvetlerine karşı almış olduğu zaferin ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır. Ardın yapılacak barış antlaşması için Türkiye antlaşmanın İzmir’de yapılmasını istemiştir. Çünkü Ege Denizi’nin ve İzmir’in ne halde olduğunu gösterebileceklerdir. Ancak İtilaf Devletleri savaşa dahil olmamış olduğu için antlaşmanın tarafsız bir ülkenin topraklarında yapılmasına karar vermiştir. Daha sonra İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922 yılında TBMM’yi Lozan’a davet etti. Barış şartlarını konuşmak için öncelikli olarak Rauf Orbay katılmak konusunda istekli olmuştur. Ancak daha sonra Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda göstermiş olduğu başarılardan dolayı İsmet Paşa’nın katılması daha uygun görülmüştür.
Okuma Önerisi: Bu konuyla ilgili olarak Lozan Barış Antlaşması Bir Zaferdir! başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Lozan Barış Antlaşması Maddeleri
Lozan Barış Antlaşması’nda çözülmesi istenen konular arasında kapitülasyonlar, Ermeni Devleti, Boğazların kontrolü konuları Türkiye açısından en önemli konulardır. TBMM, Ermeni Devleti ve kapitülasyonlar konusunda asla taviz verilmemesi gerektiğini söylemiştir. Antlaşma sonucunda Türkiye-Suriye sınırı belirlenmiş, İran sınırı konuşulmuş ancak Musul Sorunu henüz daha çözüme kavuşturulamamıştır. Bunların yanı sıra Türkiye-Yunanistan sınırı çizilmiştir. Trablusgarp Savaşı‘ndan beri henüz daha sonucuna varılmamış olan adalar sorunu dile getirilmiş ve alınan karar sonucunda Midilli, Limni, Sakız, Semadirek, Sisam ve Ahikerya adaları Yunanlıların egemenliği altında kalacak Bozcaada, Gökçeada ile Tavşan adaları Türkiye’ye bırakılmıştır. On iki adaların ise İtalyanlara bırakılması kararına varılmıştır. Antlaşmada azınlıklara da değinildi. Antlaşmanın 40. maddesi gereğince Müslüman olmayan bütün azınlıklarda Müslümanlarla aynı haklara sahip olacaklardır.
Yapılan savaşlar sonucunda bir çok devletin almış olduğu zarardan ötürü savaş tazminatları konusu masaya yatırılmış ve Türkiye savaş tazminatı olarak Yunanistan’dan 4 milyon altın talep etmiştir. Ancak bu talebi kabul edilmemiştir. Daha sonra Yunanistan’ın savaş suçu işlediği gerekçesiyle Yunanistan, Türkiye’ye savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini vermiştir. Antlaşmada konuşulan maddelerden biri de Osmanlı’nın borçları olmuştur. Borçlar konusunda alınan karar ise Osmanlı’dan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Rusya’nın savaşa katılmasının nedenlerinden biri olan Boğazlar konusu da masaya yatırıldı. Alınan karara göre askeri ve silah taşıyan gemiler hariç bütün gemiler boğazlardan geçme hakkına sahip olabilecekti. Aynı zamanda boğazlar türk askerleri tarafından savunulmayacaktı. Bunlar antlaşma sırasında karar verilen önemli maddelerdir.
Lozan Barış Antlaşması’nda Kapitülasyonlar
Kapitülasyonlar konusu hakkında Mustafa Kemal Atatürk’e fikirleri sorulduğu zaman Amerikan haber ajansı United Press muhabiri Dr. Edward King’in yapmış olduğu röportajla görülmektedir. Mustafa Kemal Atatürk bu mülakatta, Türk tarafının öncelikli beklentisinin Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmek olduğunu ve kapitülasyonların kesinlikle kabul edilmeyeceğini açık olarak belirtilmektedir. Bu kapitülasyonlara karşı olan yaklaşımı göstermektedir. Kapitülasyonlara karşı olan tutumunu sadece bir röportajında değil pek çok röportajında görmekteyiz. Örneğin Fransa’nın meşhur gazetelerinden Le Petit Parisien gazetesinde vermiş olduğu röportajında Kapitülasyonların devamına asla izin verilemeyeceğini, ancak Fransızlarla mevcut iyi ilişkilere barıştan sonra devam edileceğini belirtmektedir. Avrupa kamuoyunun genelde Türklerden yana olduğunu, ilgili hükümet yetkililerinin de kamu oylarını dikkate almalarında fayda gördüğünü vurgulamaktadır.
Hatta İsmet Paşa, Atatürk’e göndermiş olduğu telgrafların bazılarında İtilaf devletleriyle kapitülasyonlar konusunda görüş ayrılıkları yaşadıklarını söylemiş ve konferansın kapitülasyonlar meselesinden ötürü kesilebileceğini dile getirmiştir. Hatta İsmet Paşa bunu raporunda da ayrınıtlı . belirtmiştir. “Kapitülasyonlar görüşüldü. Kapitülasyonların toptan kaldırılmasını istedim. Kaldırılınca güvence olmasını istediler. Kapitülasyon işi kesin aşamadadır. Bu yüzden konferansın kesilmesi olasılığı vardır… Görüşünüz nedir?” diyerek, meclisin görüşünü sormuştur. Cevap olarak, Rauf Bey tarafından, Fevzi Paşa’nın görüşü; “Curzon, Sevr Antlaşması‘nı bize kabul ettirmek istiyor. Azınlıklar ve kapitülasyonlar konusunda hiçbir fedakârlıkta bulunamayız. Askeri tedbirlere devam ederiz.” şeklinde aynen iletilmiştir.
Kısa bir şekilde söyleyecek olursak Türkiye, kapitülasyonlar meselesinde hiç kimse için herhangi bir şekilde taviz vermeyecektir. Ancak İtilaf Devletleri, Türkiye’yi kapitülasyonlar konusunda sıkıştırmak konusunda kararlıdır. Türkiye ise kapitülasyonlar konusunda kararlı olduğunu göstermek amacıyla en son yukarıda İsmet Paşa’nın da söylediği gibi konferans yarıda kesilecektir. Yani bu konu Türkiye için çok önemlidir.
Kapitülasyonların Zararları
Kapitülasyonları olan bir ülkenin kabul etmiş olduğu belli başlı maddeler vardır. Örneğin eğer bir A ülkesine kapitülasyon verdiyseniz o ülkenin sizin ülke veya devlet yönetimine katılmasına izin verdiğinizi kabul etmiş olursunuz. Kapitülasyonlar bir ülkenin hatta koskoca bir imparatorluğun çöküşünü bile çocuk oyuncağı gibi iki dakika içerisinde gerçekleştirebilir. Bir imparatorluğun yıkılmasına Osmanlı Devleti’ni örnek olarak gösterebiliriz. Osmanlı’nın çöküşünde kapitülasyonların büyük bir payı vardır. Lozan Barış Antlaşması’nın sonucunda kapitülasyonların kaldırılması konusunda karar kılınmıştır. Yeni Türk devletinin kapitülasyonlardan kurtulmak istemesinin bir diğer nedeni ise daha öncesinden 1911-1922 yılları arasında geçirmiş olduğu savaşlardır. Bu savaşlar maddi anlamda çok yormuştur devleti. Bu yüzden kapitülasyonların kaldırılması konusunda geri adım atmaması gerekmektedir. Eğer kapitülasyonları kabul ederse geriye sadece yarı sömürge bir halde olan Türkiye toprakları ve vatandaşları kalacaktır.
Lozan Barış Antlaşması pek çok konu açısından önem arz etmektedir. Ancak bu önemli konuların içerisinden kapitülasyonlar meselesinin çözüme kavuşturulması Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli bir yere sahiptir. Kapitülasyonların kaldırılması devlet adamlarının yönetimi yeniden ele almasında baş rol oynamıştır. Yani devlet yarı sömürge bir durumdan kurtulmuştur. Devlet gerçekten devlet olmayı başarabilmiştir.