Bolu Belediye Başkanı, muhacir ve göçmen adı altında ve büyük kısmının yasa dışı yollarla geldiği Bursa’da bu kişilere verilen belediye hizmetlerinden farklı ücret alınacağı yolunda bir açıklama yaptı ve yapılması düşünülen bu uygulamanın Bolu’luların istekleri doğrultusunda düşünüldüğünü ifade etti.
Açıklamanın yapıldığı aynı gün ve aynı saatlerde, bireysel olarak bir Avukat ve mülteci dernekleri adını taşıyan bir dernek tarafından, Bolu Belediye Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunularak, “ırkçı söylem, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” suçlarını işlediği iddiası ile suç ihbarında bulunuldu.
Öncelikle ifade etmek gerekir ki; Belediye Başkanının açıklaması kişisel bir görüştür, henüz uygulamaya geçmemiştir. Kişisel görüşleri açıklamak, ifade özgürlüğü kapsamında Anayasal bir haktır. Nihayet karşı görüşte bulunanların açıklamaları da kişisel görüşleridir. Onların kişisel görüşlerini açıklamaları nasıl ki bir suç teşkil etmiyorsa, Belediye Başkanının görüşleri de bir suç teşkil etmeyecektir.
Belediye hizmetlerinde, hizmeti kullananlar yönünden farklı ücret alınması, uygun ve doğru bir yöntem değildir.Belediyenin, açıklanan şekilde bir karar alması halinde, alınan kararın iptal edilmesi için dava açılması da, yasal bir haktır ve başvurulması gereken yasal ve normal prosedür budur.
Bu yola başvurmadan “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek,ırkçı söylemlerde bulunmak” gibi hayali ve ağır bir suçun izafe edilmesinin, aynı görüşü paylaşanları korku ve endişeye sevk ederek suskun kalmalarını sağlamaktan başka amacı olamaz.
Türkiye’de değişik ülkelerden göç eden insan sayısının, kimliği, kişiliği tam olarak bilinmemekle birlikte, 11.000.000 (Onbirmilyon) civarında olduğu söylenmektedir. Son yapılan sayımlara göre Yunanistan’ın nüfusunun 10.718.000, İsviçre’nin nüfusunun 8.570.000 olduğu nazara alındında, bir ülke nüfusundan daha fazla göçmeni, Türkiye’nin değil hiç bir ülkenin kabul etmeyeceği ve kaldıramayacağı açıktır.
Göçmenleri uzak tutmak isteyen Avrupa ülkelerinin; kara sınırlarında elektrikli bariyerler kurmaları, deniz sınırlarında mülteci dolu botları itekleyerek batırmaları veya başka ülkelere bahşiş gibi para önererek o ülkelerde tutmaya çalışmaları karşısında, Bolu Belediyesi’nin düşündüğü önlem çok daha hafif kalmaktadır.
Türk vatandaşlarının büyük bir kısmının, Türkiye topraklarına yapılan bu şekildeki bir göçü haksız ve tehlikeli buldukları bilinen ve sürekli dile getirilen bir gerçektir. Bu tehlikeli göçü önlemek adına çalışma yapan, görüş açıklayan kişilerin, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek veya ırkçı söylemlerde bulunmak şeklinde ağır ve gerçek dışı bir şekilde suçlanmaları, aynı görüşü paylaşan, aynı şekilde düşünen kişileri ve halkı korku ve endişeye sevk ederek susmalarını sağlanmaktan başka bir amacı olamaz.
Kişisel görüş ve ifade özgürlüğüne ve demokratik, laik Atatürk İlke ve Devrimlerine
Ülkenin birlik ve bütünlüğüne özen ve saygı gösterilmesini istemek en doğal hakkımızdır.
Av.A.Erdem AKYÜZ
Bir yanıt yazın