İktidar köşeye sıkıştı.
Ekonomik, sosyal ve siyasal koşullar çok kötü.
İktidar zor durumda… Hazine tamtakır…
128 milyar dolar kayıp. Muhalefet ve halk aylardan beri onu soruyor, ama gerçek bir yanıt alamıyor. Kimsenin de yanıt vermeye niyeti yok zaten.
Yüzde 20 – 25’lik taşlaşmış, donmuş; AKP’ye sorgusuz sualsiz bağlı bir boş beyin topluluğu dışında, artık halk da işin farkında… Seçim istiyor.
İktidar da halkın bilinçlenmesinin ve soyguncuları tanımaya başlamasının farkında…!!!
Geleceğini karanlık, hem de kapkaranlık görüyor
Bu yüzden tedirgin… Telaş içinde…
Koltukların el değiştirmesinden ve yargılanmaktan korkuyor…
Seçimin lehine dönebilmesi için, seçimden önce, önlemler almaya çalışıyor şimdi…
Bu nedenle muhalefetten ve toplumdan gelen seçim çağrılarına yanıt veremiyor. Seçimi hep 2023 yılına erteliyor.
O zamana değin bir takım çözümler bulacağını, önlemler alacağını düşünüyor.
Bir takım ayak oyunlarının peşinde… Oyun içinde oyun…
Suriyeliler, Pakistanlılar ve öteki Arap ülkelerinden sonra şimdi sıra geldi Afganlılara… Hiçbir Avrupa ülkesi onları kabul etmiyor… Maddi destek karşılığında Türkiye’ye yönlendiriyor… İktidara para lazım, oy lazım…
Ayrıca sigortasız, vergisiz çalıştırılıyorlar. Yani ucuz emek gücü. Patronlar onları köle gibi kullanıyor. Giderek sendikalı işçi tasfiye ediliyor…
Korona kısıtlaması bitince, kentlerimizde Arap toplulukları öbek öbek, grup grup ortaya çıktı. İşte o zaman tehlikeyi fark ettik… Gerçeği yeni yeni görmeye başladık…
Eğlence yerlerinde, plajlarda Türklerden çok onlar var şimdi.
Suriyeliler palazlandı. Ortama uydular. Sahillerde nargile keyfi yapıp, kadınlara, kızlara laf atıyorlar… Sarkıntılık yapıyorlar.
Ülke işgal altında…
Ve kedi, köpek gibi çoğalıyorlar. Durmadan çocuk yapıyorlar. Çünkü çocuk üretmek işlerine geliyor. Maddi yardım alıyorlar.
Sorun artık göçmen, mülteci sorunu olmaktan çıktı. Ortam tehlikeli bir hal almaya başladı.
Dünya basını ve Çin resmi haber Ajansı Xinhua, Afganistan’ın kargaşa ortamından kaçan mültecilerin Türkiye’de büyük rakamlara ulaştığını ve ciddi sorunlar haline gelmeye başladığını yazıyor…
Guardian’a göre, savaştan kaçan Afganlılar, kendilerini İstanbul’a götürmeleri için kaçakçılara büyük meblağlar ödüyormuş.
Bazı Afganlılar da resmi yetkililerin kendilerini ülkeye kabul ettiklerini ileri sürüyor:
Dört çocuğuyla birlikte, yasadışı yollarla geldiği Van’da Guardian’a konuşan bir Afgan mülteci demecinde, “Kocam Gazze’de Taliban’la savaşırken öldü […] Artık orada şiddetli bir savaş var. Dağ yolunu [İran] kullandık ve sınırda Türk askerleri tarafından durdurulduk ama gitmemize izin verdiler. Günlerce yürüdük… Çocuklarım hastalanıyor. Çok zor bir durum” diyor.
Bu gidişle, Afgan ve öteki Arapların akını ile iltica sayısı 10 milyona ulaşacak… Bazı bölgelerde ve kentlerde Suriyeliler vatandaşlarımızı aşmış durumda şimdiden…
2011 yılından bu yana, 10 yıldır bu ülke göç alıyor ve iktidar bunu seyrediyor. Seyretmenin de ötesinde ülkede sayılarını artırmak için elinden gelen çabayı gösteriyor.
Oysa atalarımız “Hudut namustur” derler. Maalesef “Hudut namus olmaktan” çıktı.
2023 Haziranına kadar bir bakmışsınız ki Araplar, Türk vatandaşı olmuş ve oy kullanıyorlar.
Ülkenin sosyal yapısı değişmiş, ortaya karışık bir ulus çıkmış ve millet özelliğini yitirerek ümmete dönüşmüş… Hilafet rejimi kurulmuş…
Bu girişimlere karşı muhalefet UYANIK olmalı; ne yapıp edip, seçimlerde mültecilerin oy kullanmalarını engellemelidir…
Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin 100.cü yılında yeni bir Ortadoğu Arap Cumhuriyetinin Başkanı olma hedefinde…
Ama bu Cumhuriyette Türk, Türklük, milliyetçilik yok…
Seçim yasaları ile oynanmaya başlandı bile…
Hükümetin, torba yasasının ömrünü uzatan yasa meclisten geçti.
Makalenin burasında çok önemli bir noktaya daha dikkat çekeyim:
CHP’nin, İyi Partinin ve öteki muhalif partilerin önümüzdeki genel seçimleri kazanabilmesi için; 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde izlediği politikayı bir kez daha uygulaması gerekir.
Özellikle de İstanbul Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve İstanbul CHP il parti başkanı Canan Kaftancıoğlu gibi cesur, kararlı, dirençli bir tavır takınmalıdırlar. Sandıklara, oylara ve seçmenlere hâkim olmalıdırlar.
İşte o zaman göreceksiniz ki bundan sonra yapılacak bir genel seçim, 31 Mart 2019 Belediye seçimleri gibi zaferle sonuçlanacak; bu başarıdan sonra AKP, tarihin çöplüğünde yerini alacaktır.