Orhan UĞUROĞLU — Haine merhamet vatana ihanettir
Doç. Dr. Cihat Yaycı, “Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasını TSK içinde biz fark etmedik diyen varsa yalan söylüyor. O zamanlar cemaat deniliyordu, tarikat yapılanması gibi bakılıyordu ama böyle bir Fetullahçı yapılanmanın olduğunu herkes bilirdi. Onun için hiç kimse kulağının üzerine yatmasın” diye konuştu.
Yaycı, 15 Temmuz’da Haber Global canlı yayınında müthiş açıklamalar yaptı. “Söz havaya uçar, belge tarihe geçer” anlayışı ile başarılı televizyoncu kardeşim Saynur Tezel’in söyleşisini özetliyorum
– Soru: Fetullahçı Terör Örgütü nedir? Siz bu tehlikeyi ilk ne zaman fark ettiniz? Nasıl algıladınız?
Yaycı: Bunu açıklıkla söylüyorum. Benim çekinecek bir şeyim yok. Bakın 15 Temmuz saat 20.30’a kadar altını net çiziyorum ‘TSK’da Fetullahçı Terör Örgütü üyesi var ya da paralel yapı üyesi var’ dediğiniz zaman sizi TSK mahkemeye veriyordu.
Üstüne üstlük acı gerçeği söyleyeyim ki bir daha karşılaşılmasın.
15 Temmuz saat 20.30’a kadar bu kadar yoğun şekilde Amiral ve Generallerin %80’i, Kurmay Subayların %90’ı, Fetullahçı yapı elemanı olan silahlı kuvvetlerinde bir kişi dahi Fethullahçı diye atılmadı.
Şimdi bunların hepsi unutuldu.
O güne nasıl gelindi? Biz kendimizi yırtıyorduk.
15 Temmuz bir başlangıç değildi bizim için. Ama biz ve bizim gibi mücadele edenler TSK’dan tard edilmeye kalkıldı.
Eğer bunu soran olursa elimde belgesi var açıklarım sonra. Ama devlet sırrı olduğu bir için açıklamıyorum şu anda. Bütün dosyalar elimde mevcut.”
– Soru: Bu nasıl bir esir alınmışlık?
Yaycı: “Toplu kumpas davaları oldu, münferit davalara iliştirilenler oldu.
Silahlı kuvvetlerde askerî liselere ve harp okullarına sokulanlar zaten onların elemanları.
Yani askerî okullarda devşirilmekten ziyade okula girerken çoktan devşirilmişler. Askerî okullara Fetullah’ın askeri olarak sokuluyorlar.
Türkiye’de FETÖ ile etkin mücadele maalesef şu anda yok! Bunu devletin en üst kademesindekiler de duysun!
– Soru: FETÖ ile mücadeleyi yetersiz mi görüyorsunuz?
Yaycı: Kesinlikle yetersiz… Üniversite sınavı çalmış olduğu için, çalınan üniversite sınavını kazanıp da fakülte bitirmiş olup da tespit edilen birisini gördünüz mü şu ana kadar?
Duydunuz mu? Ben duymadım. Çok yakından takip ediyorum.
Peki, tıpta uzmanlık sınavını çalarak kazanmış ve şu anda profesör olmuş birisinin uzmanlığının alındığını duydunuz mu? Hayır.
Peki, yabancı dil sınavlarını çalıntı sorularla kazanıp bugün doçent, profesör olmuş, yurt dışına gitmiş duydunuz mu? Duymadınız.
Yani şu anda bunlar devletin içerisinde olduğu gibi duruyorlar!
Peki, kademe terfi almak için kurumlarda yapılan sınavlar. Nerede?”
-Soru: Siz burada bir yol yöntem acemiliği mi görüyorsunuz yoksa bir ihmal mi görüyorsunuz?
Yaycı: “FETÖ ile mücadelenin nasıl yapılacağı konusunda bir başıboşluk görüyorum.
Ankesör ve ByLock kullananların oranı bütün Fetullahçıların içerisinde %1’i geçmez. Şimdi bu kariyer aşamaları, sosyal eğitim ve mesleki analiz yapılmadan, bir kriter oluşturulmadan bunlardan kurtulmak imkânsız.
Alt tarafta ‘Genç Barbaroslar’ diye sesleniyor FETÖ’cüler. Kendi deniz subaylarına ‘Genç Barbaroslar dayanın’ diyorlar.
FETÖ silahlı kuvvetlerde ve diğer kurumlarda genç kadroları muhafaza ediyor şu anda hatta daha konsolide olmuş daha da mermerleşmiş vaziyette.
Onlar 10 sene sonra, 15 sene sonra bütün sistemi ele geçirecekler. Benden söylemesi! İster uyarlar ister uymazlar.
Burada bir başıboşluk var. FETÖ ile mücadele merkezi oluşturulması lazım.
Örgüt, çok stratejik yabancı eliyle kurulmuş bir örgüt. Kadrolarını kaybetmemeyi hesaplar.
Şimdi bu kadrolar muhafaza ediliyor.
Sobelenenler çıktı.
Peki, sobelenmeyenler ne oldu?
Şimdi Sağlık Bakanlığı’nda duruyor. Millî eğitimde duruyor. Öyle enteresan şeyler var ki…
Haine merhamet, vatana ihanettir…”