Demokrasi, laiklik, parlamenter rejim bitirildi. Atatürk Cumhuriyeti bitirildi.
Tank Palet Fabrikası bile el değiştirdi.
Yargı, yandaş kurum haline getirildi.
Milli eğitim, imam hatiplere dönüştürüldü.
Bütün bu oluşumlar, bu değişimler 19 senede gerçekleştirildi. Ama henüz AKP gerçek hedefine varamadı.
ABD ve İngiltere yıllar önce bir hedef belirlemişti: “Türkiye’de bir şeriat devletinin kurulması…” Şimdi AKP iktidarı bu amaca hizmet ediyor. Epey yol da aldı.
Tabelalardan TC’yi kaldırdı. Şu anda resmi kurum adlarının bazılarında TC var, bazılarında yok.
Bu iktidar döneminde mitinglerde Türk bayrağı satan emekçilerin yerlerde sürüklendiğine, elinde Türk bayrağı olduğu için, meclise alınmayan analarımızın isyanına tanık olduk.
Zaman zaman çeşitli bahanelerle, sudan sebeplerle ulusal bayramlarımız ertelendi ya da yasaklandı…
Zaman zaman Anayasadaki “Atatürk milliyetçiliği” kavramı bile onları rahatsız etti…
İstiklal marşı okunurken bazıları ayağa kalkmadı. Bazıları da değiştirerek okumaya çalıştı. İzmir Marşı söylenirken salonu terk ettiler.
Her çeşit milliyetçilik kavramını “ayaklarının altına” aldılar.
O dönemde ve daha sonraki dönemlerde bir kez olsun ağızlarından “Ben TÜRK’üm” lafı çıkmadı. Okullarda ANT’ı yasakladılar…
Ben hâlâ bu yasaklamanın gerekçesini anlamış değilim ve ne yazık ki Milliyetçi MHP de onlara destek çıktı…
Bir kez olsun “Ulus devlet”, “tam bağımsızlık”, “Türk milleti”, “Ulusal Kurtuluş Savaşı”, “vatandaş”, “vatandaşlık”, “milliyetçilik…” kavramlarını ağızlarına almadılar.
Çünkü onların kitabında bu sözcükler yoktur. Yazmaz…
Arasanız da bulamazsınız… Peki, ne vardır onların kitabında?
“Ümmet” vardır. “Kul” vardır. “Kulluk” vardır. “Kula kulluk, biat” vardır.
Türkiye’miz hâlâ tarikatlarla yatıyor, tekkelerle kalkıyor. Şeyhlerle yatıyor, Şıhlarla kalkıyor. Hem de 19 yıldan bu yana…
Ortaçağa dönmek istiyorlar. Ortaçağda yaşamak istiyorlar. “İlla da Ortaçağda yaşayacağım” diyorlar. Varsa yoksa din…
Ekonomi, eğitim, bilim, çağdaşlık, uygarlık, kadın ve insan hakları unutuldu.
Yok edildi…
Demokrasi, cumhuriyet, laiklik bitirildi.
Şeriata, İslam Cumhuriyetine giden yolda şimdi yeni bir uygulamaya geçtiler:
“Türkiye’yi, ülkemizi Araplaştırmak…”
“Mültecilere yardım, destek, arka çıkma” görüntüsü altında vatanımızı Suriyeli, Afgan, Iraklı vb. ülkelerden gelen Müslümanlarla doldurdular. Doldurmaya da devam ediyorlar…
Ülkemize yerleşen mülteci kadınlarının tümü de çarşaflı. Başörtülü. Öcü gibi kapkara giysiler içinde. Sadece gözleri görünüyor…
Bunlar eğitimsiz, cahil. Dünyaya sadece din penceresinden bakan insanlar…
Bir taraftan da kediler, köpekler gibi çoğalıyorlar… Bazı bölgelerimizde Türklerden daha fazla oldular. Bu olguyu yetkililer keyifle izliyorlar. Yardımlarını artırıyorlar…
Şu anda ülkemizde bazı kaynaklara göre 5 milyon, bazılarına göre çoğunluğu Suriyeli olmak üzere, 8 milyon mülteci yaşamaktadır… Bu kadar mülteci en gelişmiş bir ülkede bile yoktur.
Rejim değiştirildi. Tek adam rejimine dönüştü. TBMM işlevini kaybetti. Milletvekilleri yukarıdan gönderilen kararları, yasaları oylayan, onaylayan robotlar haline getirildi…
Tartışma, konuşma, eleştiri sıfırlandı.
Şeriatçı düzenin oluşturulmasında hayli yol alındı. Ama tamamlanmadı. Sona ulaşılmadı. Bunun için Anayasanın da değiştirilmesi gerekiyor.
Bir Şeriat devletinin kurulmasının son aşaması, en son aşaması, “Anayasa değişikliğidir.”
Anayasanın siyasal İslam düzenine göre yeniden yapılanmasıdır…
Bunun için ne yapmak gerekir?
Türk, Türklük, Atatürk, milliyetçilik, laiklik, demokrasi, eşitlik, vatandaşlık, özgürlük vb. kavramları anayasadan çıkarmak gerekir…
Çünkü şeriat devletinde bu kavramların yeri yoktur. Orada “millet, milliyet, milliyetçilik, vatan, bayrak, halk” sözcükleri kullanılmaz.
Peki, ne kullanılır? Yukarıda da yazdığımız gibi “Ümmet, taba, kul, tarikat, cemaat, şeyh, molla, Kula kulluk, biat…”
Şeriat düzenini tamamlamak için şimdi bu sözcükleri ve kavramları anayasaya yerleştirmeye çalışıyorlar.
Ama boşuna çaba… Çünkü o kavramlar kolay kolay Anayasadan çıkarılamaz…
Gaziantep’te bi deyiş vardır: Çabalama ile çarık yırtılır…
Bir yanıt yazın