Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iş başına geldiği günden bu yana sağlam ve kararlı adımlar atıyor. Başbakanlığı dönemindeki görüş ve tutumunu da değiştirmedi.
Tatar, her zaman Türkiye’ye bağlılığını ortaya koymuş, attığı her adımda Türkiye’nin desteğini arkasında görmüştür. “Türkiye olmadan biz ayakta duramayız” diyerek de bu görüşlerini her ortamda paylaşmıştır.
Kıbrıs Rum kesiminin tüm isteklerine kapıları kapatan Tatar’ın şu görüşünün altını kalınca çizmek istiyoruz:
“Kıbrıs’ta federasyon defteri kapanmıştır.”
Ersin Tatar, Türkiye ile her zaman gönülleri ve kaderlerinin beraber olduğunu söylüyor. Kıbrıs Türk halkını, “Büyük Türkiye’nin bir bakıma Doğu Akdeniz’in serhat bekçisi.” şeklinde tanımlayan Tatar, “Millet, bayrak sevgisiyle bütün bunlar, bizleri pekiştiren, bir arada tutan, dolayısıyla büyük ve güçlü millet olmanın en büyük özelliğidir. Bu hissiyatla yolumuza devam etmek en büyük gücümüzdür. Bu özellikleri sizlerle paylaşmak, bu gururu yaşamak benim için milli şeref ve haysiyettir. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıslı Türkler için en önemli tarihtir çünkü o gün Kıbrıslı Türkler tekrar özgürlüğe, bağımsızlığa ve hürriyete kavuşmuştur. O günden bugüne artık KKTC çatısı altında Kıbrıs Türk halkı onurlu bir yaşama devam etmektedir. Bunu biz Türkiye’nin desteğiyle başardık. Bütün bu yaşananları ve bugünlere geliş destanımızı unutabilir miyiz?” diyor.
Görüşlerinin altına imzamızı atıyoruz.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar Kıbrıs’ta ‘federasyon’ temelli bir anlaşmaya karşı olduklarını her zaman dile getirdi. Son açıklamalarında da bukonuya yeniden vurgu yapıyor. Kendisini dinleyelim:
“Gelinen aşamada KKTC’nin ne kadar önemli, değerli olduğu görülmüştür. Zamanında yapılan birtakım girişimler ve elde edilen başarılarla Doğu Akdeniz’in hak ve çıkarlarımızın korunmasında devletimize sahip çıkmak, yaşatmak ve artık bu federasyon masalına bir ‘dur’ demektir çünkü artık onun defteri kapanmıştır. Federasyon temelinde bir anlaşma için 50 yıldır görüşmeler sürüyor ama benim Cumhurbaşkanı olmam dolayısıyla artık o defter kapanmıştır. Türkiye’nin Kıbrıs’tan tamamen çekilmesinin, Türk ulusunun hak ve çıkarlarına olumsuz yansıyacağını biliyoruz. Kıbrıslı Rumlar bizim iyi niyetimize rağmen hiçbir zaman eşitlik temelinde bir anlaşmaya ‘evet’ dememişlerdir. Onların bütün niyeti, federasyon çatısı altında Türkiye’nin adadan çıkması, Türk askerinin adadan çekilmesi ve tamamıyla Türkiye’nin üye olmadığı o Avrupa Birliği’ne Kıbrıs’ı bir bütün olarak almaktı. Tezgah ve oyun buydu. Her dönemde her masaya oturuşumuzda Rumlar art niyetli hareket etmişlerdir. Ben Cumhurbaşkanı seçildikten sonra tabii ki bu oyuna ‘dur’ dedim çünkü gerek milletvekilliği gerekse de başbakanlık dönemimde siyasi anlayış olarak her zaman iki devleti savundum. Bugün de bu görüşümden ger adım atmış değilim ve geri adım atmam da söz konusu olamaz. Türkiye Cumhuriyeti ile her zaman ilişkiler içerisinde, sözleşmelerle, anlaşmalarla Doğu Akdeniz’deki milli çıkarlarımızın savunulmasında ve korunmasında egemen bir Türk devletinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya tabii ki sözler yetmez. Kıbrıs’ta eğer bir anlaşma olacaksa iki ayrı egemen ve eşit, dolayısıyla da iki ayrı bağımsız devlet esasına göre olmak durumundadır.”
Özetleyelim:
KKTC artık daha ileriye ve olumlu adımları atmalıdır.
Turizme kazandırılmak için kapalı Maraş’ın açılması söz konusuydu. Geri adım atılmasın.
KKTC’nin tanınması ve ülkenin hareketlenmesi için bir takım planlar uygulanacaktı. Unutulmasın.
Pandemi nedeni ile geliri tamamen turizm üzerine kurulu olan KKTC’nde bazı olumsuzluklar yaşandı. Bunun tamir edilmesi, tarım üzerindeki çalışmaların daha verimli hale gelmesi artık kaçınılmaz görünüyor.
Bir üniversiteler ülkesi konumunda olan KKTC’nde artık elde edilen gelirlerin ülke ekonomisini ayağa kaldırması gerekiyor.
Özellikle Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarına her konuda önemli görevler düşüyor. Her şey devletten beklenmemelidir. Görebildiğimiz kadar bu konularda sanki geri planlarda kalıyoruz.
Artık her alanda her kurum ve kuruluşla KKTC’ni kucaklama, ayağa kaldırma ve şahlandırma zamanıdır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın