SURİYE’DEN BETER
Kim ne derse desin, Türkiye ‘Suriye’den beter olmuştur’ nokta.
Bunu Levent Gültekin gibi kimi gazeteciler dillendiriyorlar diye söylemiyorum.
Ne de Sedat Peker’in açıklamaları üzerine aklıma gelen bir şey değil.
Tam on yıldır benzer şeyleri düşünüyor ve kimi zaman yazıyordum.
Ama aklıevvel ya da akılları başlarının beş parmak üzerinde olan, koca koca adamalar gülüp geçiyorlardı.
Siyasetçi mi dersiniz, asker mi, gazetece mi yoksa ‘siyaset bilimci’ler mi ne; hepsini toplasanız bir…
Bir aklıbaşında adam etmez.
On yıldır yazıyordun da, niye on yıl boyunca olmadı diyebilirler.
Oysa oldu ama siz göremediniz.
Gerçi ‘beterin beteri de var’ ve siz onu bekliyor olabilirsiniz.
Örnek olsun, 17-25 oldu mu olmadı mı?
MİT tırları, Sedat Peker tırları, SADAT tırları oldu mu olmadı mı?
Birleşmiş Devletler’de (kimileri Milletler diyor, ki çok uygun değildir) Bilal Erdoğan tırları belgeli ve kayıtlı mıdır değil midir?
Yaşar (songülen iyi) Güler, Jandarma Genel Komutanı ve ardından Genelkurmay Başkanı oldu mu olmadı mı?
Hulusi (derinden) Akar Genelkurmay başkanı ve sonra Başkomutan birinci yardımcısı oldu mu olmadı mı?
İkinci en büyük üçkâğıtçı, uyuşturucu kaçakçısı Murdar Binali bu ülkede ‘Başbakan’ oldu mu olmadı mı?
Soysuz Süleyman İçişleri Bakanı oldu mu olmadı mı?
Silivri’den ‘Kınından çıkmış kılıç’ gibi olanlar, kılıcı Soysuz Süleyman’ın eline verdiler mi vermediler mi?
Sahte 15 Temmuz Darbesi oldu mu olmadı mı?
Bu ‘Darbe palavrası’ dolayısıyla yüzbinlerce silah ve mühimmat bu ‘Vatan ve Millet Düşmanları’na dağıtıldı mı dağıtılmadı mı?
Bunların içinden bir ‘Kancık’ en az elli komşusunu vuracağını alenen dillendirdi mi dilendirmedi mi?
Çalıp-çırpma ve talanı ise saymakla bitmez.
Anayasadışılık ve yasadışılıkta hiçbir ülke Türkiye ile yarışamıyor zaten.
Demek ki, ‘Suriye’den beter’ olmuşuz da, siz ayırdına varamamışsınız.
Şu farkla ki, bugün Beşar Esad iktidarı muhalefete devretse, köşesine çekilerek çoluk-çocuğu ile bir düzen kurup, ‘Eski Devlet Başkanı’ diye anılabilir.
Ancak ve ne var ki, onca yalvarmasına, para-pul (ki ganimettir) önermesine; olmadı her türlü ‘hile ve desise’ye yönelmesine, giderek kumpaslar ve şantajlar kotarmasına karşın, Sizinki ‘Eski Devlet Başkanı’ olarak anılabilecek midir?
Hiç zannetmiyorum.
Demek ki, şu anda bile ‘Suriye’den beter’ olmuşsunuz da haberiniz yok.
Gelelim bu yazının biçemine..
Efendim ‘akademik bir üslûp’ olmamış diyenleriniz olacaktır.
Eskiler ‘Böyle başa böyle tarak’ derler ya, tam da öyle işte.
‘Erken seçim’ olacak mı olmayacak mı, Alaca Karanlık Partisi’nin oyları düştü mü düşmedi mi, ‘Devlet’in onuru kaldı mı kalmadı mı, borsa/dolar indi mi kalktı mı türü ‘terane’lerle uğraşmak yerine, tam on yıldır bu herifleri iktidardan indirmenin bir yolunu bulacaktınız.
Ki, tam on kez iktidardan düşürme fırsatı doğmuştu.
Onunu da boşa harcadınız.
Korkarım onbirincisini de boşa harcayacaksınız.
Şimdi kalkıp, bana ‘aile terbiyesi’, ‘akademik terbiye’, ‘Devlet terbiyesi’ vermeye kalkmayın sakın.
Yüzon kez yazdım, yüzonbirincisi olsun; siz bu ‘İktidara müstehaktınız’, hakketiğinizi çekiyorsunuz.
Türkiye’yi ‘Suriye’den beter’ duruma düşürmekte hepinizin payı var.
Çünkü ne ‘hayatta en hakiki mürşid’ olarak ‘bilim’i kavradınız; ne ‘Kemalizmin İlkeleri’ni anladınız; ne ‘Demokrasi’nin erdem’lerinden haberiniz oldu ve ne de ‘çağdaş’lık nedir tasarlayabiliyorsunuz.
‘İnsanlık onuru’ denilen ‘şey’e girmiyorum.
Çok ağır olacak biliyorum, ama pek nasiplenmemişsiniz be birader.
Önce kendimizi sorgulamayı öğrenelim diyorum.
Sahte burjuva kavramlarının gerisine saklanmadan ama..
Gerisi kediliğinden gelecektir, inanın.
Bir yanıt yazın