Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
tirende üçüncü mevki
şosede yayan
büyük insanlık.
Büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde evlenir
kırkında ölür
büyük insanlık.
Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
pirinç de öyle
şeker de öyle
kumaş da öyle
kitap da öyle
büyük insanlıktan başka herkese yeter.
Büyük insanlığın toprağında gölge yok
sokağında fener
penceresinde cam
ama umudu var büyük insanlığın
umutsuz yaşanmıyor.
BÜYÜK İNSANLIK/Nazım Hikmet 7 Ekim, Taşkent, 1958
***
AB’nin Kıbrıs’ta iki devletli çözüm önerisi yapmasını beklemekle deveye hendek atlatmaya çalışmak ile eşdeğer sayılmalı
Empreyaslist bir yapı Almanya’nın patronu olduğu AB’nin siyasetinin çıkar odaklı olacağı anormal bir durum olmamalı.
Böyle yapılarda hak hukuk kendileri içindir. Garibanlar için gak guk tutum sergilerler
AB Komisyon Başkanı Ursula Gertrud von der Leyen( *) ağzından büyük insanlığın değerlerini( hak,namus,vicdan ) ifade eden sözlerin çıkmasını ummak eşyanın tabiatına aykırı olacaktır.
Esas olan Türkiye’de iç cephenin göstergesi olan Meclisteki partilerin söylem ve eylemleri ile sergiledikleri kamplaşmadır.
Bu hal büyük kuklacının rol dağıtımından başka birşey değildir.
Meclisteki partilerin hali Bizans’tdaki Maviler -Yeşiller( **) ile özdeşleştirmek hata sayılır mı?
(* )Ursula Gertrud von der Leyen kimdir?
(d. 8 Ekim 1958, Brüksel), CDU üyesi Alman siyasetçi ve Avrupa Komisyonu Başkanı. 2005 ile 2019 yılları arasında federal hükumete hizmet vererek Angela Merkel’in kabinesinin en uzun süreli üyesi olmuştur. (1 )
(1) https://tr.wikipedia.org/wiki/Ursula_von_der_Leyen#:~:text=Ursula%20Gertrud%20von%20der%20Leyen,en%20uzun%20s%C3%BCreli%20%C3%BCyesi%20olmu%C5%9Ftur.( **) 6. yüzyılda, İmparatoriçe Theodora döneminde dünya incisi bu şehrin anlamsız bir kimlik kavgası yüzünden birbirine girdiğini, ikiye ayrıldığını biliyor….. Ve mezhepsel bölünmeler. Maviler üst ve orta sınıf daha ziyade. Yeşiller, alt sınıftan. Ama aynı toplumun çocukları hepsi. Bu basit gerçeği kolaylıkla unutsalar da… Her zaman bir mesafe ve önyargılar olagelmiş iki taraf arasında ancak 6. yüzyıl başlarında giderek şiddetlenmiş bölünme başlar .En sonunda bir iç savaşa dönüşene kadar. Masum insanların ölümüne, bir kültürün mahvına sebep olan, hiç bitmeyecek gibi görünen ama aniden sona eren gerilimler, kavgalar yaşanmış. 532’2deki Nika isyanı ile biter.