ALTIN ELBİSELİ ADAM
Kazakistan’da inşaat çalışmaları sırasında bulunan, üzerindeki 3 binden fazla el işlemesi altın plaka nedeniyle bir hakana ya da oğlu tegine ait olduğu düşünülen Altın Elbiseli Adam zırhı
Zırh, Türk kültürünün ve medeniyetinin tarih içindeki derinliğini ortaya koyan önemli argümanlar arasında yer alıyor.
Altın Elbiseli Adam olarak anılan zırhta leopar, pars, kartal koç, geyik, dağ keçisi, at ve kuş motifleri işlenmiş 3 bini aşkın altın üçgen plaka bulunuyor.
Altın işlemeleriyle öne çıkıyor
Sağdan sola doğru kapanan V yakalı kısa kaftan, dar süvari pantolonu, diz altında kalan kısa yumuşak çizmeden oluşan zırh, kalpağıyla dikkat çekiyor.
Altın iplikle dikilmiş kaftan ve kalpağın yanı sıra zırhta, silah olarak 150 farklı büyüklükte altın plaka işlenmiş kakmalı uzun demir kılıç, yarısı deri yarısı ahşap hançer, altın işlemeli kamçı bulunuyor. Altın Elbiseli Adam’ın mühür olarak da kullandığı bir yüzüğü var.
Isık Kurganı olarak adlandırılan mezardan çıkarılan zırhın yanındaki malzemeler ise Türklerin 2 bin 500 yıl öncesinde büyük bir devlet ve medeniyet kurduğunu, kendi yazı dillerini kullandığını ortaya koyuyor.
Mezar odasından çıkarılan sapı kırılmış gümüş kepçenin üzerinde yer alan 2 satır yazı, en eski Türkçe metin olarak kabul ediliyor.
Bilim insanlarının büyük çoğunluğu yazının “Hanın oğlu 23’ünde öldü Esik halkının başı sağ olsun” anlamı taşıdığı konusunda birleşiyor.
Türk inançlarını, devlet nizamını ve mitolojik görüşleri yansıtan, Türk dünyasının ortak kültür mirası 2 bin 500 yıllık eser,
Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, M.Ö. 5’inci yüzyılla tarihlenen Altın Elbiseli Adam zırhının, Türklerin tarih derinliğini ortaya koyan nadide bir eser olduğunu söyledi.
Abzal Saparbekuly, “Altın Elbiseli Adam, tarihimizin sadece Göktürkler’den değil, Hunlar ve Sakalar devrinden başladığını gösteriyor” demişti.
Bir yanıt yazın