Mayıs ayının ikisinden itibaren Türk siyasetinin şirazesi kaydı!
Suç örgütü lideri Sedat Peker’in bilinmeyenleri ortaya atması ve iddia sahiplerinin sesinin kısılması, adı geçenlerin kendini savunamaz hale gelmesi bir dönüm noktası oldu.
Daha sonraları muhtelif iddialarla yayınlanan videolarının dokuza ulaştığı günümüzde, 2 Mayıs’tan daha kötü günlerdeyiz.
Televizyonlarda her gün tartışma programlarının ana konusu, toplumun ilk defa Sedat Peker’den öğrendiği iddiaların gerçekliğinin tartışması ile geçmektedir.
İşin ucu en yukarıdan başlayarak tüm etrafı sarmıştır. İşin garibi, bu ülkede yargı yokmuş gibi adı geçenlerden bir ifade almayı, soruşturma açmayı ‘GÖREV’ addeden bir savcı çıkmamıştır. Gerçekten üzücüdür!
Uyuşturucu iddiasında bulunulan eski Başbakan’ın oğlu kendisini savunmamış, babası tarafından ‘İnsancıl’ Venezüella gezisi olduğu topluma açıklanmıştır. Toplum da çok memnun(!) olarak kabul etmiştir!
Günlerdir tv lerde soruluyor; Ziraat Bankasından Demirören grubuna , muhtemelen siyasilerin talimatı ile sağlandığı bilinen 750 milyon doların iki yıl geçmesine rağmen geri ödeme yapılmış mıdır, yapılmışsa ne kadar ödenmiştir diye herkes sormasına rağmen söz konusu sorumlulardan ses yok! Bu da demektir ki; hiçbir geri ödeme yapılmamıştır. Yapılsaydı belgeyi iddia edenlerin gözlerine sokarlardı!
Tüm bu olayların merkezinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun olduğu gerçeği iddia sahibi Sedat Peker tarafından her videosunda söylemesine rağmen, Soylu bu iddiaların hiç birine inandırıcı ve ispatlı cevap verememiştir.
O halde niye halen Bakan?!
Her şey ortaya çıkacak ama gecikecektir.
‘’Gerçeklerin geç de olsa ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.’’ Çıkacaktır da! Ucu kime dokunursa dokunsun çıkmalı ve pisliklerden bu toplum temizlenmelidir!
Herkesin bildiği diğer konular, kara para, rüşvet, yolsuzluk, mafyadan aylık alan siyasetçi gibi bu toplumun kanını emen konuları bahsetmeye gerek yok. Bırakın yurt içini, dünya öğrendi!
Bu olayların yaratılmasının sorumlusu AKP iktidarıdır. Bunu yapanlardan temizlik beklemek saflık olur. Bu ülkenin ve vatandaşların bir an önce rahat etmesi ve toparlanması için adeta sıfırdan başlamak gerekmektedir! ..
Sandık ile iktidar değişimi, demokrasinin her yönüyle işlemesi, bataktan çıkış ve toparlanma umudu yaratacaktır.
Şunu unutmamak gerek; eğer bir kişi itham ediliyor, o da cevap veremiyorsa kesinlikle iddia doğru demektir. Bir çok kişinin sessizliğe bürünmesi, suçlamanın faili demektir!
Bir gün güneş bu ülkenin de aydınlanmasını sağlayacaktır. Umudu yitirmiyoruz, pes etmiyoruz, hakkımızı geleceğimiz ve çocuklarımız için temizlik mücadelesine devam ediyoruz, edeceğiz, etmeliyiz!
Emin EĞRİ