Millet Mektepleri

Cumhuriyet'in ilanı sonrasında Türkiye’de okuryazarlık oranını arttırmak amacıyla, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından küçük çapta bazı çalışmalar yapılmışsa da, bu çalışmalardan beklenilen sonuç alınamamıştı. Bu amaca yönelik en ciddi çalışma 1927-28 yılları arasında açılan Halk Dershaneleriydi. Buralardan 64.302 yurttaşın okuryazarlık belgesi alması sağlanmıştı. - 1 ocak 1919 millet mektepleri

Cumhuriyet’in ilanı sonrasında Türkiye’de okuryazarlık oranını arttırmak amacıyla, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından küçük çapta bazı çalışmalar yapılmışsa da, bu çalışmalardan beklenilen sonuç alınamamıştı. Bu amaca yönelik en ciddi çalışma 1927-28 yılları arasında açılan Halk Dershaneleriydi. Buralardan 64.302 yurttaşın okuryazarlık belgesi alması sağlanmıştı.

Atatürk’ün uzun zamandan beri üzerinde düşündüğü konulardan birisi de Türk insanına daha kolay bir okuma-yazma aracının verilerek, bir an önce bilmezliğin ortadan kaldırılması idi. Gerçi alfabenin değiştirilmesi konusu 1868 yılından beri tartışılan sorundu. Alfabeler üzerinde yapılan uzun çalışmalar sonrasında, Latin kökeninden alınacak bir alfabenin Türk ses ve dil yapısına daha uygun olacağını ortaya koymuştu.

Bunun üzerine 1 Kasım 1928 tarihinde, 1353 sayılı yasa ile Latin kökenli alfabe, yeni Türk alfabesi olarak kabul edilmiştir. Aynı gün Başbakan İsmet İnönü Paşa, yeni Türk harflerini bütün halka öğretebilmek amacıyla “Millet Mektepleri” adı altında halk eğitimi kurumları açılacağını, bu kurumların yurttaşların normal yaşamını aksatmadan, onlara okuma-yazma öğreteceğini duyurmuştur. Bu gelişmenin ardından 11 Kasım’da Bakanlar Kurulu, Millet Mektepleri Yönetmeliği’ni onaylamış ve yönetmelik 24 Kasım’da yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğin 4. maddesine göre; “Bu teşkilatın Genel Başkanlığını ve Millet Mektebinin Baş Öğretmenliğini Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Hazretleri kabul buyurmuşlardır.” denilmekle, Atatürk’ün bu eğitim kurumlarına ne denli büyük bir önem verdiği daha ilk günden ortaya konulmuştu.

1928 yılında yürürlüğe giren ilk yönetmeliğe göre; Millet Mekteplerinin (A) ve (B) dershaneleri olarak iki bölüm hâlinde görev yapmaları, (A) dersliklerinde eğitim süresinin dört ay olması ve bu dersliklere hiç okuma-yazma bilmeyenlerin devam etmeleri; (B) dersliklerine ise, Arap harfleri ile okuma-yazma bilenlerin iki ay süre devam etmeleri kuralı getirilmiştir. 1929 yılında yapılan ikinci yönetmeliğe göre ise; (A) dersliklerinin yalnızca yeni harfleri öğretmeleri, (B) dersliklerinin de buralarda okuma-yazma öğrenmiş olan yurttaşlara “yaşam ve geçimleri ile yurttaşlık sıfatlarının gerektirdiği ana bilgilerin verilmesi” öngörülmüştür.

Başka bir deyişle, yurttaşların önce okuma yazma öğrenmeleri daha sonra da yurttaş olarak devlete karşı hak ve sorumluluklarının neler olduğunu öğrenmeleri amaçlanmıştır. Millet Mekteplerinin yönetim yapısına bakıldığı zaman, bu eğitim kurumlarında başta Cumhurbaşkanı ve Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, köy muhtarlarına varıncaya kadar, herkesin görevli ve sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Her iki yönetmeliğe göre; Millet Mekteplerinin Genel Başkanı ve Başöğretmeni Atatürk olup, TBMM Başkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu Üyeleri, Genelkurmay Başkanı, Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Sekreteri bu kurumun başkanları olarak kabul edilmiştir.

Ayrıca kadın-erkek bütün Türk yurttaşlarının Millet Mekteplerinin üyeleri ve yardımcı organları oldukları, bu kurumların Millî Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içinde çalışmaları ve bu kurumların Maarif Eminliklerine bağlı olmalarına karar verilmiştir.

Millet Mekteplerinin yönetim örgütlenmesinin;

a) Valinin başkanlığında İl Yönetim Kurulu,

b) Kaymakamın başkanlığında İlçe Yönetim Kurulu,

c) Bucak Müdürünün başkanlığında Bucak Yönetim Kurulu,

d) Muhtarın başkanlığında Köy ve Mahalle İhtiyar Kurullarından meydana geldiği anlaşılmaktadır.

Böylelikle bu eğitim kurumlarına bütün devlet organlarının katılımı sağlanmıştır. Millet Mekteplerinin maddi kaynaklarının bu kurullar tarafından sağlanması öngörülmüş, yurttaşların okuma-yazmalarını geliştirebilmeleri için, köylerde Halk Okuma Odalarının, il ve ilçelerde de Köy Yatı Dersliklerinin açılması, kullanılır duruma getirilmesi sırasında CHF ve Türk Ocağı gibi millî örgütlerle iş birliğine gidilmesi kabul edilmiştir. Türkiye genelinde açılan Millet Mektepleri yapıları ve nitelikleri bakımından üç ana başlık altında toplanabilir:

1. Sabit Millet Mektepleri: okulu bulunan yerlerde açılan ve öğrenim süresi dört ay olan (A) ve (B) derslikleridir. Kadın, erkek ve karışık derslikler olarak, haftada en az altı saat ders veren bu dersliklere; pazar-perşembe günleri saat 15:30’dan sonra kadınların, saat 19:30’dan sonra da erkeklerin devam etmeleri uygun görülmüştü. Ancak zorunluluk durumunda bu saatlerde değişiklik yapılabilmekte idi. Üçte iki devamsızlık yapanlar sınavlara alınmıyordu.

2. Gezici Millet Mektepleri: Okulu olmayan yerlerde bir dönem için açılan ve öğretim süresi bir buçuk aydan az olmayan (A) ve (B) dersliklerinden oluşmakta idi. Ancak öğretim süresi 1929 yönetmeliği ile dört aya çıkarılmış ve 12-16 yaşları arasındaki gençlerin öğlenden önce, 16-45 yaş arası, yetişkinlerin de öğleden sonra derslere devam etmeleri ön görülmüştür.

Devlet kuruluşları, belediyeler, tekel müdürlükleri, bankalar, demiryolu ve liman idareleri, hapishaneler, sermayesinin yarıdan fazlası devlet tarafından karşılanan şirketlerde çalışanlarla, sürekli olarak en az yirmi memur, işçi veya rençber çalıştıran fabrika ve çiftlik sahiplerinin açması zorunlu olan (A) ve (B) dersliklerinden meydana gelmekte idi. Bunların ders programları, ders saatleri, öğretim süreleri ve sınav biçimleri Sabit Millet Mekteplerinde olduğu gibi düzenlenmiştir.

Bu eğitim kurumlarına ek olarak 12-18 yaş arasındaki köy çocuklarını eğitmek ve amacıyla açılan Köy Yatı Dershaneleri ve Halk Okuma Odalarının da bu kurumların içinde yer aldığını belirtmekte yarar vardır. Millet Mektepleri’nin (A) dersliklerinde; alfabe, okuma-yazma, yazım kuralları, basit hesap bilgileri , (B) dersliklerinde ise, okuma-yazmanın yanı sıra; yazım kuralları, hesap ve ölçüler, sağlık ve yurt bilgisi dersleri verilmekte idi.

Bu eğitim sonrası sınavlarda ilk üç dereceye girenlere, Atatürk’ün imzasını taşıyan birer Anayasa armağan edilmekte ve bu kişiler halk için yapılan yayınlardan bedava yararlanabilmekteydi. 1931 yılı Mayısından itibaren Millet Mekteplerinden belge almayanların köy ve mahalle kurulları, devlet kuruluşları, belediye, şehremaneti, banka, tekel, demiryolu, liman idareleri, en az yirmi memur –işçi-rençber çalıştıran şirket, fabrika ve çiftliklerde görev alamayacaklarına karar verilmiştir.

Millet Mekteplerine devam edenlerin, halka meslekî ve teknik bilgi vermek amacıyla açılan Halk Dershanelerine, dil, ticaret ve sanat kurslarına öncelikle alınması, Millet Mekteplerine devam etmeyenlerden ise, 5-60 Lira arasında değişen para cezaları verilmesi yönetmelikte yer almıştı. Millet Mektepleri, 1 Ocak 1929 tarihinde resmen açılmıştır.

Bu halk eğitimi kurumlarının en verimli çalıştıkları dönem, 1929-1935 yılları arasındaki dönemdir. Bu dönem arasında (A) dersliklerinden kentlerde 9.812 adet erkek, 4.198 adet kadın ve 26 adet karışık olmak üzere toplam 14.036 adet açılmıştır. Bu dersliklere 367.743 erkek, 249.457 kadın olmak üzere, toplam 617.197 yetişkin devam etmiş ve bunlardan 190.852 erkek, 125.423 kadın olmak üzere toplam 316.025 yetişkin belge almıştır. Kentlerde dışarıda özel öğrenim veren (A) dersliklerinden toplam olarak 64.635 erkek ve 11.041 kadın olmak üzere toplam 75.676 yetişkin belge almıştır.

Bu sonuca göre kentlerdeki (A) dersliklerindeki başarı oranı % 51.2.’ye ulaşmıştır. Kentlerde (A) dersliklerinde görev yapan öğretmen sayısı,12.543 erkek ve 6.546 kadın olmak üzere toplam: 19.089’u bulmuştur. Köylerde aynı dönem içinde 26.163 erkek, 8.655 kadın ve 139 adet karışık derslik olmak üzere 34.957 adet (A) dersliği açılmış, bu dersliklere 1.008.331 erkek, 480.361 kadın olmak üzere 1.488.692 yetişkin devam etmiş ve bunlardan 493.709 erkek, 160.136 kadın olmak üzere 653.845 yetişkin belge almıştır. Dışarıdan özel öğrenim görenlerden belge alan 28.999 erkek, 11.347 kadını da bu sayıya katarsak, belge alanların toplam sayısı 694.185’e ulaşmıştır. Bu dersliklerde 28.804 erkek ve 3.923 kadın olmak üzere 32.727 öğretmen görev almıştır.

Köylerde eğitim veren (A) dersliklerindeki başarı oranı: % 46.6.’dır. Başka bir deyişle, kentlerdeki (A) dersliklerinin başarı oranının, köylere göre daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye genelinde ise (A) dersliklerine kentlerde, köylerde ve özel öğrenim gören yetişkinlerden katılan sayısı: 1.376.074 erkek ve 729.818 kadın olmak üzere toplam 2.105.892’dir. Bu dersliklerden 778.192 erkek, 307.964 kadın olmak üzere 1.086.156 yetişkin belge almıştır. Genel başarı oranı ise: % 51.5’tir. (A) dersliklerinden yalnızca 1928-1929 döneminde 485.632 yetişkinin belge aldığı ve bunların yedi yıllık genel toplam içindeki başarı yüzdesinin % 44.7’sini oluşturduğu göz önüne alınırsa, daha sonraki yıllarda bu düşüşün ne denli fazla olduğu kendiliğinden anlaşılır.

Türkiye genelinde 1928-29 döneminde (B) dersliklerinden kentlerde 4.402 erkek, 1.101 kadın ve 6 adet karma olmak üzere 5.509 adet açılmış, bu dersliklere 130.789 erkek, 65.641 kadın olmak üzere 196.439 yetişkin devam etmiş, ayrıca 20.583 erkek ve 2.785 kadın da dışarıda özel öğrenim görmüştür. Bütün bunlardan belge alanların sayısı 138.711’i, başarı oranı ise % 53.2’yi bulmuştur. Köylerde açılan (B) dersliklerinin sayıları da 4.678 erkek, 1.121 kadın ve 72 karışık olmak üzere 5.871’i bulmuş, bu dersliklere 142.191 erkek, 42.323 kadın olmak üzere 184.514 yetişkin devam etmiş ve bunlardan 94.106 erkek, 25.279 kadın olmak üzere 119.385 yetişkin belge almıştır. Köylerde açılan (B) dersliklerindeki başarı oranı ise % 64.7’dir.

Türkiye genelinde ise (B) dersliklerinden kentlerde ve köylerde toplam olarak 9.080 erkek, 2.222 kadın ve 78 adet karma olmak üzere 11.380 adet açılmış, (B) dersliklerine 272.989 erkek, 107.964 kadın 380.953 yetişkin devam etmiş ve buralardan 198.890 erkek ve 69.206 kadın toplam 268.087 yetişkin belge almaya hak kazanmıştır. Bu dersliklerde Türkiye genelindeki başarı oranı ise %70.3’ bulmuştur. (A) ve (B) dersliklerinde 41.347 erkek, 10.469 kadın olmak üzere 51.816 öğretmen görev yapmıştır.

Türkiye genelinde Millet Mekteplerinin 1928-1935 yılları arasında yaptığı çalışmalar sonucunda; 1927 yılında % 10.5 olan okuryazarlık oranı 1935 yılına gelindiği zaman, % 20.4’e yükselmiştir. 1927 yılında erkeklerde % 13, kadınlarda % 4 olan bu oranlar,1935 yılında erkeklerde % 29.3’e, kadınlarda da % 10.5’e yükselmiştir.

Bu dönemde ilköğretim okullarını bitirenlerin bu oran içindeki 1.3’lük katkısı düşülürse, Millet Mekteplerinin Türkiye’de okuryazarlık oranına %19.1 oranında önemli bir katkıda bulunduğu ortaya çıkar ki bu oran, Cumhuriyet yönetiminin, Osmanlı Devleti’nden devraldığı okur-yazarlık oranından çok daha yüksektir. Bu hızlı gelişmeler daha sonraki yıllarda gerekli önlemlerin alınamaması üzerine yavaşlamış ve Türkiye’de okuma-yazma oranı kısa sürede istenilen düzeye yükseltilememiştir.

Mustafa ALBAYRAK

Cumhuriyet'in ilanı sonrasında Türkiye’de okuryazarlık oranını arttırmak amacıyla, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından küçük çapta bazı çalışmalar yapılmışsa da, bu çalışmalardan beklenilen sonuç alınamamıştı. Bu amaca yönelik en ciddi çalışma 1927-28 yılları arasında açılan Halk Dershaneleriydi. Buralardan 64.302 yurttaşın okuryazarlık belgesi alması sağlanmıştı. - 1 ocak 1919 millet mektepleri

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir