FEYM GRUBU MESAJI – Ermeni Faaliyetleri (17 Haziran 2021)
1.. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) gözlemcileri Ermenistan’daki erken parlamento seçimlerini izleyecek. BDT Parlamentolar Arası Asamblesi’nin uluslararası gözlemcileri, Ermenistan’daki erken parlamento seçimleri için kısa vadeli gözlemlerine başlıyorlar.
2. Ermenistan Başbakan Vekili Nikol Paşinyan, Ermenistan’ın güneyinde bulunan Sünik idari bölgesinin merkezi Kapan şehrinde seçim kampanyası çerçevesinde oradaki seçmenlerle görüşürken, “Ne Meğri, ne Zangezur, ne de koridor kelimeleri 10 Kasım tarihinde imzalanan üçlü ateşkes bildirisinde yok. Biz genel olarak bölgede ulaşım yollarının açılmasından yanayız. Bu Azerbaycan’a ne kadar gerekiyorsa, o kadar da bize gerekiyor ”dedi. Nikol Paşinyan’ın sözlerine göre, “Ermenistan Azerbaycan’a rağmen uluslararası tüm yükümlülüklerini yerine getiriyor ve tüm esirlerini teslim etmiştir. Halbuki Azerbaycan esirleri serbest bırakmıyor.”
3. Ermenistan’ın eski cumhurbaşkanı, Ermenistan seçim öncesi bloğunun lideri Robert Koçaryan, bölgedeki Rus varlığının, özellikle Ermenistan için bu zorlu dönemde daha modern biçimler alması gerektiğine inanıyor. Koçaryan, Türkiye’nin yıllar önce hayal bile edilemeyecek alanlara nüfuz eden bölgede artan kozuna işaret etti. “Haritaya baktığınızda, Türkiye’nin genişlemesine engel olabilecek tek ülkenin Rusya olduğu ortaya çıkıyor. Buna göre, buradaki askeri varlığını güçlendirmek için Rusya ile ciddi bir süreç başlatmak gerekiyor” dedi.
4. Ermenistan’ın İnsan Hakları Savunucusu Arman Tatoyan’ın yazdığı mektupta, “Azerbaycan, karşılığında bazı mayın haritalarını almak için Ermeni savaş esirlerini yasadışı şekilde tutuyor” diyor. Bu mektup, BM organlarına, AGİT, AB ve diğer uluslararası yapılara gönderilecektir.
5. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ (AKPM) nden 20 kişilik bir heyet, erken parlamento seçimlerindeki adayların davranışlarını gözlemlemek için Ermenistan’a gidecek.
6. ABD Erivan Büyükelçiliği, 16 Haziran’da yayınlanan bildiri ile, “ Ermenistan’daki vatandaşlarını 20 Haziran’daki erken parlamento seçimlerinin ardından kalabalık yerleri ziyaret etmemeleri konusunda şöyle uyardı. “Önümüzdeki iki hafta boyunca Erivan’da ve Ermenistan’ ın diğer yerlerinde seçimlerle ilgili gösteriler veya mitingler gerçekleşebilir. ABD vatandaşları dikkatli olmalı, kalabalıktan kaçınmalı ve her zaman tetikte ve çevrelerinden haberdar olmalı” .
7. Azerbaycan, Laçın koridoru karşılığında Ermenistan’dan sözde “Zangezur koridoru”nun açılmasını talep ederek şantaja başvurdu. Bu fikir, Azerbaycanlı siyaset bilimci Eldar Namazov tarafından verdiği bir röportajda “test balonu” olarak dile getirildi. Laçın koridorunun, Ermenistan ile Dağlık Karabağ’ ı birbirine bağladığını ve Türkiye ile Azerbaycan Sünik Vilayeti üzerinden “Zangezur koridoru”nu elde etmek için ellerinden geleni yaptığını hatırlatıldı.
8. Ermenistan Soruşturma Komitesi, Karabağ Savaşı’ndan sonra resmi rakamlara göre, hem askeri hem de sivil 275 kişinin kayıp olduğunu bildirdi. Soruşturma organı ayrıca, bir kişinin ölümüyle ilgili gerçek bilgiler elde edildiğinde veya kişinin nerede olduğu bilindiğinde, o kişinin kayıp olarak kabul edilmesinin sona erdiğini açıklığa kavuşturuyor.
9. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yeghegnadzor sakinleriyle yaptığı görüşmede, “Bugün Ermenistan’da devrimci bir durum var” diyor, Paşinyan, kampanyanın bu 10 gününde halkın siyasi süreci geliştirdiğini ve devrim öncesi bir duruma ulaştığını söyledi.
10. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede, siyasi amaçlarla çok sayıda Ermeni tutukluyu alıkoyduğunu itiraf etti.
11. Armenian Weekly’ de “Ermeni seçimlerine şiddet söylemi hakim” başlığı ile yayımlanan yazı özetle şöyle, “Bu Pazar, Ermeniler, 2020 Karabağ Savaşı sonrasında ülkeyi tüketen siyasi krizi çözmek için düzenlenen erken parlamento seçimlerinde oy kullanacaklar. Bu seçim kılavuzunda ayrıntıları verilen, ülkenin tüm mevcut ve eski liderlerini içeren tarihi 22 siyasi parti ve dört siyasi ittifak, Ulusal Meclis’te 105 sandalye için yarışıyor. 7 Haziran’da başlatılan ve halen devam eden kampanya sezonuna, önemli politika tartışmaları yerine adaylar tarafından nefret dolu ve şiddet içeren söylemlerin yayılması ezici bir şekilde hakim oldu. Başbakan Vekili Nikol Paşinyan ve eski cumhurbaşkanları Robert Koçaryan ve Serj Sarkisyan, partilerinin üyeleriyle birlikte, kampanya mitinglerinin canlı yayınlarında yayınlanan kişiselleştirilmiş saldırılarla birbirlerini tenkit ettiler. Kampanyanın ilk resmi gününde, eski cumhurbaşkanı ve Ermeni Ulusal Kongre Partisi lideri Levon Ter-Petrosyan, yaklaşan seçimlerin “Ermeni tarihindeki en tehlikeli seçim” olabileceği konusunda uyardı. Paşinyan ve Koçaryan’ın hem intikamcı hem de iktidar için umutsuz olduklarını ve her ikisinin de muazzam kaynaklara sahip olmalarının durumu patlayıcı hale getirdiğini belirtti. Kampanya boyunca Paşinyan, Sivil Sözleşme Partisi’nin “oyların en az yüzde 60’ını” alacağı beklentisini yineledi ve “Ermenistan’da bir iç savaş çıkarmak isteyen” muhalif siyasi güçleri yönetme ve kökünü kurutma sözü verdi.
12. Yerel kurumların Türkiye ile herhangi bir ticari işlemden çekilmesine izin veren Eyalet Senatosu önlemi daha öce kabul edilmişti. Bu önlem, California Eyaleti Öğretmenlerin Emeklilik Sistemi işlemlerinin önemini artırdı. Bu konudaki kamuoyu bilgilendirmesi, Senato’da tedbire öncülük eden Eyalet Senatörü Portantino tarafından Çarşamba günü Glendale’deki Karabağ Caddesi Gezinti Yeri’nde düzenlenen bir basın toplantısında yapıldı.
13. Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) , Azerbaycan / Türkiye saldırılarının ardından Karabağ ve Ermenistan için genişletilmiş ABD yardımına olan ihtiyacı vurguluyor ve ABD Temsilciler Meclisi Panelini ÖZGÜRLÜK Destek Yasasının 907nci Bölümünü uygulamaya çağırıyor. Aliyev rejimine uluslararası hibe ve kredilerin engellenmesini öneriyor. Daha önce
talep edilen 350 milyon dolarlık toplam yardımın 250 milyon dolarının Karabağ’ a 100 milyon dolarının da Ermenistan’a yönlendirilmesini istiyor. (Not; ANCA-ABD ilişkileri budur!.,o.tan)
14. Agos Gazetesinde “Hamdolsun” Ohannes Kılıçdağı’ nın MUHALEFET ŞERHİ köşesinde “Gelelim, “hamdolsun” sözünün neden ağızdan çıktığına veya kaçtığına” başlıklı yazı girişi şöyle, “ Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Ermeni <sözde> Soykırımı’nın gündeme gelmemesine sevinse bile, hele bir gün önceki sözü düşünülecek olursa, bunun kamu önünde ifade etmemesi beklenirdi…..” (Not; Bu yazı daha önce aşağıdaki cevap ile üyelerimize yayımlanarak yorum vermeleri talep edildi…,o.tan)
“Sayın Kılıçdağı,
Size daha önce gönderdiğim mesaja cevap verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Zaman zaman yazılarınızı okurum. Bugünkü yazıda belirttiğiniz “Hamdolsun” sözü çerçevesindeki düşüncenize katılıyorum. Ülkemizden sözde soykırımı tanımasını isteyenlere gönderdiğim cevap aşağıdadır. Bizden yapılmamış bir soykırımı tanımamızı ve inkar etmemizi isteyenlere benim görüşüm budur. Soykırım oldu diyenler, kanımca, bilinçli veya bilinçsiz olarak tarihi gerçeklerden habersiz, uluslararası hukuktan nasibini almamış, taraflı, adil olmayan kişilerdir. Biden ve Merkel’in itiraf ettikleri gibi güçleri ancak politik karar almaya yeterlidir. Soykırım suçlaması yetkili bir mahkeme kararı olmaksızın geçerli değildir. Ancak, Türklerin, yüzlerine çalınmak istenen bu insanlık dışı suç ile yaşamaması gerekir. Tabii, şunu söylemek isterim, Türk Ermenileri neden toprağı bol olası bir Artin Penik gibi düşünemiyorlar! Kabahat Türklerin mi, Türk Ermenilerinin mi, araştırmak gerekir…
Saygılar,
O. Tan
Why Turkey should not recognise the false claims, so far never evidenced with one page of scholarly or judicially valid document, conform UN’s definition and refuting the already existing verdicts such as “European Court of Justice, T-346/03, Dec17, 2003 Par.18; European Court of Human Rights (ECHR) Case 370, 17.12.2013 and finally Judgment Verdict Oct.15, 2015. The UN 1948 Convention stipulates that the decision of genocide should be given by competent courts.”
15. Avim Bülteni’ nde, Anadolu Ajansına atfen, “ Fransa’da istihbarat, Ermeni iddialarını reddeden Türk asıllı lise öğrencisini “aşırıcılık” sorgusuna aldı. Fransa’da derste öğretmeninin 1915 Olaylarına ilişkin iddialarını reddeden Türk asıllı lise öğrencisi Altay, öğretmeni ile okulu tarafından bunun bir suç olduğu gerekçesiyle hapis ve para cezasıyla korkutulduktan sonra istihbarat birimleri tarafından Müslüman kimliği ve aşırıcılık sorgusuna tabi tutuldu. 1915 Olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına itiraz etmek Fransa yasalarınca suç sayılmadığı halde, 2 Haziran’da tarih dersinde öğretmeninin anlattığı Ermeni tezlerini ve soykırım iddialarını kabul etmeyen Altay, hapis tehdidi, sindirme ve radikalizmle ilişkilendirilme girişimleriyle karşı karşıya kaldı. Güvenlik gerekçesiyle soyadlarını paylaşmayan Altay ve ailesi yaşadıklarını AA muhabirine anlattı. ( Not; Daha önce California’ da müteakiben de Nevada’ da okullar için alınan soykırım iddiaları derslerinin ABD eyaletlerinde giderek yayılacağını, diğer ülkelerde, özellikle Fransa’da da benzer kararlarla karşılaşacağımız gerekçesi ile devlet düzeyinde destek önerisinde bulunmuş, 15 Haziran günü önerimizi yayımlamıştık..,o.tan)