AKP bitti. MHP bitti. Ekonomi, tarım, ticaret de bitti.
Üretim yok artık. Enflasyon başını aldı gidiyor. Türk parası dolar karşısında kar gibi eriyor.
Erimesi de duracak gibi değil. Hazine tamtakır.
Esnaf iflas halinde… Ardı ardına dükkânlar, iş yerleri kepenk indiriyor.
İktidar ortaklarının gücü, direnci kalmadı. Ayakta zor duruyorlar. Ülkeyi yönetemez haldeler.
Her gün yeni bir olay çıkıyor. Her gün yeni bir yolsuzluk, rüşvet, uyuşturucu kaçakçılığı haberi oturuyor gündeme.
Ülke Çarşamba pazarına döndü. Basında, TV’lerde durmadan kirli çamaşırlar dolaşıyor.
Bu olaylarda ünlü kişilerin adları da geçiyor…
Ama yargı sadece seyrediyor. Savcılar seyrediyor.
Mafya liderlerinin ortaya çıkardığı iddialardan, suç dosyalarından, arabalara konan “çanta çanta paralardan” AKP ve MHP milletvekilleri rahatsız olmaya başladılar.
Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek bile, “Ortalıkta siyasetçilerin araçlarına çantalar dolusu para konulduğu iddiaları var. Bu iddia suç örgütü lideri olarak tanıtılan birisine ait. Bunu görmezden gelebilir misiniz?” diyerek tedirginliğini ortaya koydu.
İktidar partisi milletvekillerinin arasında partiden kopmak üzere olanlar var.
Ayrıca, anketlere göre Cumhur İttifakı’nın oyları düşüşte.
Metropol şirketinin yaptığı “Türkiye’nin Nabzı Nisan 2021” araştırmasına göre AKP’nin oy oranı “kararsızlar” dâhil edilmeden yüzde 27’lere gerilemiş durumda.
Kararsızlar olmadan MHP’nin yüzde 8,7 CHP’nin yüzde 18,3 İYİ Parti’nin yüzde 10,7 HDP’nin de yüzde 8,4 oy oranı olduğu görülüyor.
Bu ankete göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destekte düşüş, en üst noktaya ulaşmış durumda.
Mansur Yavaş yüzde 52,5 Ekrem İmamoğlu yüzde 51,4 Meral Akşener yüzde 45,4 oy alıyor. Her üçü karşısında Erdoğan’ın oyu ise yüzde 40’ı dahi bulmuyor.
Yani hem AKP’nin, hem MHP’nin ve iktidarın geleceği karanlık… Bu yüzden yeni bir seçime girmeyi de göze alamıyorlar.
Çünkü yeni bir seçimle iktidarı kaybedecekler ve bu yolun sonunda adalet var, yargılanmak var… Bunca yıldır yapılan yanlış işlerin hesabının sorulması var…
Geriye tek çözüm kalıyor: Ayak oyunları ile koltukları teslim etmemek…
Bir başka yol da muhalefet partilerini ve onun yönetimlerini çeşitli dedikodularla, karalamalarla, iftiralarla halkın gözünde küçük düşürmek, değersizleştirmek… Oy yitirmelerini sağlamak…
Şimdi keskin devrimciler ve keskin milliyetçiler de iş başında…
Muhalif parti başkanlarını ve parti yöneticilerini karalıyorlar, yerden yere vuruyorlar. Sanki başka bir çözüm ve parti varmış gibi… Ne var ki bu yol, yol değil. Bu gidiş, gidiş değildir…
AKP ve destekçilerinin oyunlarına gelmeyelim.
Bu çabalar, çalışmalar doğrudan iktidara, 5’li çeteye hizmet eder. Onların bi 19 yıl daha iktidarda kalmasını sağlar…
Ben diyorum ki ilk ve tek hedefimiz, öncelikle bu soygun ve talan düzeninden kurtulmak olmalıdır.
Şimdiye dek bu ülke böyle baskıcı, böyle zorba ve demokrasi karşıtı bir yönetim görmedi. Ne hak kaldı ne hukuk… Ne adalet kaldı ne yargı…
Burada hemen bir noktaya dikkat çekeyim. Bir gerçeği hemen vurgulayayım: Elbette başta CHP olmak üzere muhalefet partileri de dört dörtlük, mükemmel partiler değildir.
Bu kötü günlere ulaşmamızda elbette onların da payı olmuştur.
Ben CHP’yi ve liderini 2010’lerden bu yana zaman zaman eleştirdim.
O gün de bugün de tek amacım, CHP’nin Atatürk’ün gerçek partisi olması; talancılarla, vurguncularla dişe diş bir mücadele vermesi; Atatürk’e, laikliğe, demokrasiye ve tam bağımsızlığa sahip çıkmasıdır…
Daha da önemlisi ise gerçek bir iktidar mücadelesi vermesi, halkı daha aktif bir duruma getirmesi ve sonuç alıcı eylemlere girişmesidir…
Bugüne değin iktidarın yaptığı karşı devrimlere sessiz ve tepkisiz kalınmasaydı; 19 yıl gibi uzun bir süre AKP başımızda duramazdı.
Neyse ki Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Meral Akşener gibi mücadeleci aydınlar çıktı da saltanat çatırdamaya başladı.
Son sözüm şu: Ama bütün bu gerçeklere karşın, Türkiye’nin bugünkü koşullarında, tek kurtarıcı parti CHP’dir. İyi Parti, DEVA ve Gelecek Partisi de onunla güç birliği yapmalıdır.
BİRLEŞİP BÜTÜNLEŞMELİDİRLER.
Bu partilerin aksak, eksik yanları varsa, kırmadan, dökmeden onlarla da AKP’nin ekmeğine yağ sürmeden, mücadele edilmelidir.
Her şeyden önce tüm çabamızı bu iktidardan kurtulmaya harcayalım.
BU ÜLKEYE BU KADAR ÇOK ZARAR VEREN BİR İKTİDAR DAHA GELMEDİ…
Bir yanıt yazın