İktidarın hayali; 2023 seçimlerine kadar, durumu toparlarım, ekonomiyi düzlüğe çıkarırım hayalidir.
İktidar kendini kandırırken, krizin, pandemi yüzünden olduğunu sanıyor. Oysa ülke, zaten büyük borçlar nedeniyle, salgın gelmeden önce, büyük bir krizin içindeydi. Evet salgın krizi daha da tetikledi, işsizliği daha da yükseltti ama kriz zaten vardı.
İktidar, seçimi 2023’de yapmayı planlıyor.
Muhalefet seçim deyince, erken seçim yapılmasını Amerika istiyor diye muhalefeti, erken seçim bile isteyemez hale getiriyor. Oysa muhalefet durumun vahametinden yararlanmak istiyor.
1,2 Trilyon dolar toplam borç, bütçeyi baskılıyor. Harcamaları sınırlıyor. Yeni borç tedarikini zora sokuyor.
Borçlar büyüme yaratmadığı* gibi, temin edilecek kredi faizlerini de yükselttiğinden, iş dünyasının yeni yatırım yapmasını da engelliyor.
Borçlar, felaketin boyutlarını büyütüyor. Hem siyasi riskleri hem de piyasa risklerini artırıyor.
Dediğim gibi Osmanlı tarihi dahil, ülkemiz, hiç bu kadar borcun içine düşmemişti.
Aşırı borç, aşırı para basımını gerektirdiği için enflasyon da inmiyor. Önümüzdeki iki yılda da inmeyeceğini, sadece bu kadar büyük borca bakarak söylemek mümkün.
Öz sermayenin çok üzerinde edinilen bu büyük borç, vergilerin artmasına, enflasyonun yükselmesine sebep oluyor. Üretim de düştüğü için yeni birikim de yapılamıyor. Vergilerin de artmasına neden oluyor.
Faizler yüksek kaldıkça, yatırımlar duruyor. Yerleşik işsizlik daha da artıyor.
Eğer yapılan anketler doğruysa, Cumhur İttifakı %37,8, Millet İttifakı ise %43,2 seviyesinde olduğu görünüyor.
İktidarın kendisinin de Anket hastası bir iktidar olduğunu bildiğimize göre, iktidar da kendi yaptırdığı anketler de durumunu görüyor ki, erken seçimden uzak duruyor.
Erken seçimden kaçmasının gerekçesi olarak da Millet İttifakını, ABD’nin kışkırttığını söyleyerek, işin içinden çıkmak istiyor.
2023 seçimlerine kadar, bu yüksek borçların ödenemeyeceğine, yerleşik adaletsizliğin de önümüzdeki bir buçuk yıl gibi kısa bir zamanda düzelmeyeceğine göre, iktidar ister erken, ister zamanında seçim yapsın, Türkiye için bir seçimle, düzlüğe çıkılamayacağı şimdiden görünüyor.
Muhalefet, demokrasi ile tüm sorunların çözüleceğini ifade ederek hem halkımızı hem de kendilerini şartlandırıyorlar.
İktidar ise şimdiye kadar ne yaptıysa, bundan sonra da aynısını yapacağından, iktidar için değişen bir şey olamayacak.
Ülkenin tarafsız aydınları, borçlar konusunda hem iktidarı hem muhalefeti hem de halkımızı uyarması gerekir.
*İşsizlik yaratan büyüme rakamları, sadece servet sınıfının büyümesini gösterir. Halkın fakirleştiğine delalettir. Zaten GSYİH ölçümleri de tartışmalıdır.
3 Haziran 2021
Bir yanıt yazın