ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERİNİN İFŞAALARININ SONUCUNDA, SARAY İÇİN İSTİKAMET LAHEY’İ GÖSTERMEKTEDİR. Sefa Yürükel
Devleti suç platformuna çeviren siyasasl islamcılar ve suç ortakları arasındaki menfaat kavgası, Türkiye’yi sarmış olan suç cerahati bir suç örgütü liderinin pastadan dışlanması ve onu takip eden ifşaatları ile patlamıştır.
En son organize suç örgütü liderinin yaptığı ifşaatta ise, Suriye’de ki El Nusra ve İŞİD ile işbirliği, terörist örgütleri her anlamda destekleme, uyuşturucu, akaryakıt silah ve maden kaçakçılığı yapma vs ile olayları açığa ve ifşaatlar doruğa çıkmıştır.
Suçlamalar kaçak Saray’da ki siyasal islamcı örgüt liderine ve etrafına kadar uzanmıştır.
Bu gibi ifşaatlar şu anda sadece Türkiye’yi değil, bütün dünyayı da ilgilendiren bir boyuta ulaşmıştır.
İfşaatlar dünya basınınıda çalkalamıştır.
Son ifşaattan sonra, olayların şimdiye kadar ortaya çıkan Suriye boyutunu, İran, Irak, Azerbaycan boyutunun izleyeceği ve bunun oralardaki suç ortaklarınıda kapsayacağı gibi bir durum hasıl olmaya başlamıştır.
Bunun kısaca anlamı ne denilmesi İsteniyor ve bu soruyu sorulunması isteniyorsa; bunun anlamı ayan beyan Saray ve çevresi için istikamet ve son durak Lahey mahkemesi ve hücreleri demektir.
Bunun adı Uluslararası yargılamaya adım adım yaklaşmaktır.
Burada büyük sorun ise, Türkiye’nin de Devlet olarak, bugünkü Saray ve eşrafıyla birlikte yargılanıp yargılanmaması sorunudur.
Böyle bir gelişmede, sadece Siyasal İslamcı Örgütün lideri ve kadroları değil, MGK, TSK, MİT, PÖH, JÖH, İçişleri Bakanlığı, MSB, Dışişleri Bakanlığı vb gibi gibi kurumlar ve önder kadrolarıda olabileceği kuvvetle muhtemel olan uluslararası bir mahkemede ki yargılanmadan payını alabilir.
Bu rizikoda Türkiye Devleti içinde git gide büyümektedir.
Bu sürecin sonucunda, Türkiye, Suriye’de ki tüm iç savaşın sonuçlarından, uluslararası sözleşmeler ve hukuk üzerinden büyük ölçüde sorumlu tutulabilir.
Türkiye bu sürecin bitiminde, Suriye devletine karşı, ödemesi istenebilecek ve bütçe açısından kaldıramayacağı çok ağır tazminatlarla karşı karşıya bırakılabilir.
Bu konuda zaten Türkiye devleti ve yöneticileri aleyhine Suriye Devleti’nin Lahey’de bir Dosyası ve müracaatıda bulunmaktadır.
Rusya’nın da benzer konularda, Birleşmiş Milletlere sunduğu bir dosya halı hazırda BM’de hazır olarak bekletilmektedir.
Olaylar şimdilik bu minvalde devam edecek gibi gözükmektedir.
Ki gidişat bu şekilde devam ederse, gelişmeler Saray’daki Siyasal İslamcı Liderin ve Devlete çöreklenmiş suç örgütlerinin kapısını Lahey mahkemelerinin ve savcılarının çalmasına doğru gidebilecektir.
Bu durum ciddi bir süreçtir.
Bu gibi bir süreç resmen işlemeye başladığı zaman, Türkiye, Saray’da ki Lideri ve tüm bilimum ortaklarını Lahey’e teslim etmek zorunda kalabilir.
Zamanı geldiğinde, kimsenin bu konuda biz bilmiyorduk kabilinden salağa yatması kimseyi kurtaramayacaktır.
Çünkü şunu kimse unutmamalıdır, bu tip bahaneleri hiç bir kimse uluslarararası arenada yutmaz.
Herşey herkesin gözü önünde olmuştur.
Bu konularda Türkiye ve yöneticileri aleyhine belgeler birikmiş ve dosyalar çoktan hazırlanmıştır.
Benim gibi bu konularda Türk Milleti’ni uyaran tüm kişiler, bugüne kadar komploculukla suçlanmış, bazıları katledilmiş, korkutulmuş ve tehdit edilerek suçlanmıştır.
Bizim gibilere kulak verilmemiştir.
Örneğin, kulak verilseydi bugün farklı ve mutlu bir Türkiye’de olunacağıda aşikardır.
Şimdi ise bizlerin daha önce yazdıkları gerçekler ve analizler yeni gelişmelerde tepsi tepsi herkesin önüne youtube yayınlarıyla kısmen sunulmaya başlanmıştır.
Bu yeni gelişme ile,
evet herşey buraya kadar denilmiştir .
Herkesinde bildiği gibi,
gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkan çok kötü bir huyu vardır.
Bundan asla kaçış yoktur.
Türk Milleti ise, şimdiden zamanında uyuduğu için ve bir kısmıda yanlış duruşlara destek verdiği için, maalesef ve muhtemelen kendisinide üzecek sonuclara şimdiden hazır olmalıdır.
Ve bu tür organize çıkar ortaklarından bir an önce kendini arındıracak bir süreci başlatmalıdır.
Ve bir daha “Beka, Vatan, Millet, Din ve Dış Güçler” edebiyatını sık sık tekrarlayanlarada çok dikkat etmelidir.
Millet şimdiden, TC’ni Atatürk döneminin azmiyle ve ilkeleriyle, yeniden inşa etmeyi, bugünkü partili muhalefetin beceriksizliği ile değil, yeni bir toplumsal muhalefeti organize ederek ve alternatifi yaratarak, Türkiye’yi düzlüğe çıkarmayı düşünmelidir.
Ve Türkiye’de var olan yurtsever kanaat önderlerininde sorumluluk sahibi insanlar olarak, bu konuda, Atatürkçü gruplar arasında eşgüdümü sağlayacak olan alternatif bir rolü üstlenmeli ve şimdiden bu konuda insiyatifleri almalıdır.
Ve eşgüdümle ilgili girişimleri başlatmalıdır.
Çünkü Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi mevcut bozuk düzende, sistem içi sağlam bir çark kalmamıştır.
Şimdiki var olan partili muhalefette benzer defolara sahiptir.
Sağlam değildir.
Bu defolu partili muhalefetin ipiyle de, Türk Milleti olarak bundan sonra asla yeni bir dipsiz kuyuya inilmemelidir.
Türkiye’nin farklı adlar altındada olsalar yeni bir Saray tipine ihtiyacı yoktur.
Çünkü, Türkiye’nin bu duruma gelmesinde iktidarla birlikte bu partili muhalefette muhalefetsizlikleriyle, Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut kötü sonuçta esasen tamamlayıcı olmuşlardır.
Bu kötü durumdan iktidar gibi onlarda sorumludurlar.
Bu anlamda, Saray’ı temsil edenler kadar, mevcut partili muhalefetsiz muhalefettende uzak durmak, Millet ve devlet açısından ve Cumhuriyetin yeniden inşası için bir O kadarda sağlıklı olacaktır.
Ve bu yüzdende” Temiz bir Türkiye” ve bu karanlık dönemin bir daha tekrarlanmaması, muassır medeniyetin üzerine geçilmesi, Milletin kayıttsız şartsız egemenliği ve devletin bağımsızlığı için, Millet’in kendi içinden çıkaracağı, var olan, yeni, sınanmış, laik ve liyakatlı kadrolara ihtiyacı vardır.
Bunlar yapıldığı takdirde ise, Türkiye istenilen ileri ve uygar aşamayı bu şekilde ve orta vadede olsa yakalayacaktır.
Tekrar Atatürk döneminde olduğu gibi İtibarlı, mutlu, umutlu bir ülke olacaktır.
Türk Milleti’nin olumlu referansları bu konuda çok bariz olarak vardır.
Ve bunu başaracak olanak ve kabiliyetede geçmişte olduğu gibi sahiptir.
Bunun için önemli ve belirleyici olacak olan ise, Millet ve milli kanaat önderleri tarafından, Türkiye için artık Şafağın attığının, şartların olgunlaştığının ve vaktin geldiğinin farkına varılmasıdır.
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın