28 MAYIS 1930 TARİHİNDE 19. YÜZYILIN EN BÜYÜK, EN VAHŞİ KIZILDERİLİ KATLİAMINI ABD HÜKÜMETİ BAŞLATMIŞTI
“ sevgili beyaz kardeşim; / ben doğduğumda, sarı idim. / büyüdüğümde sarıyım. / güneş yüzüme vurduğunda, sarıyım. / hastalandığımda, sarıyım. / bu arada sen: /doğduğunda pembemsiydin. / büyüdüğünde, beyaz oldun. /güneş yüzüne vurduğunda kırmızısın. / üşüdüğünde morarıyorsun. / korktuğunda, yeşilsin. /hastalandığında, sarısın. /öldüğünde, grisin. / bu durumda hangimiz renkli bir adam oluyoruz?” (*)demiş olsaydı Avrupalı beyaz işgalciler nasıl tepki gösterir idi?
***
Kuzey Amerika’yı işgal eden Avrupalılar 1539-1911 yılları arasında 134 Kızılderili(*) katliamında 20 milyon dolayında yerliyi öldürürler. ( Bu sayı bazı kaynaklarda farklılık göstermektedir)
1813 yılında Alabama’da Creek, 1817 yılında Florida’da Seminol ve 1827’de Michigan’da Kızılderili kabilelerinin topraklarını işgal amaçlı savaşlar tam bir soykırımdır. Henüz tanımı ve mahkeme kararı olmadığından resmi kayıtlarda “soykırım” terimi yer verilmemiştir.(**)
28 Mayıs 1830’da ABD Başkanı Andrew Jackson, Kızılderililerinin binlerce yıllık yurtlarından çıkarılmasına ve başka yerlere sürülmelerinin dayanağı olan Yerli (Kızılderili) İskân Yasası’nı imzalar.
Bu yasa kapsamında yüz binlerce Kızılderili cebren ve hileyle yurtlarından koparılarak Mississippi’nin batısına sürülür.
YÜZBİNLERCESİ ÖLDÜRÜLDÜ:
Yerli İskân Yasası, Mississippi Irmağı’nın doğusunda yaşayan yerlilerin yurtlarından çıkarılmasına yönelik bir Birleşik Devletler hükümet politikasıdır.(Haritaya dikkat!)
Mississippi’nin doğusundaki topraklara Avrupa kaçkını göçmen akınının hızlandığı 1820’lerin ortalarında beyaz adamlar barışçı yerli kabileleri bile yurtlarından sürmeye yöneldiler.
Başkan Andrew Jackson’ın desteklediği bu tutum Yerli İskân Yasası’yla resmi bir nitelik kazandı.
Yasa Kızılderilileri topraklarından çıkarmak için anlaşmalar yapılmasını öngörüyordu, ama çoğu kez zora başvuruldu. Beş Uygar Kabile olarak anılan güneydoğudaki Çikasov, Çoktav, Seminole, Çeroki ve Krik kabileleri kendi ekili arazilerini bırakıp sürekli tapu vaadiyle Yerli Toprakları (bugünkü Oklahoma) denen tanımadıkları bir bölgeye gitmeyi kabul etmediler.
Bunların çoğunun kendilerine ait evleri, temsili yönetimleri, misyoner okullarına giden çocukları ve çiftçilik dışında meslekleri vardı. 1830’larda 100 bin kadar yerli, askeri güç kullanılarak batıya göçe zorlandı.
Gözyaşı Yolu olarak tarihe geçen bu zorunlu göç sırasında çoğu kelepçeli olan Yerlilerin dörtte biri yolda öldü.
Bu yasadan 180 yıl sonra 2010 yılında ABD İdaresi ( resmen) Kızılderililerden özür dilese de zulme uğrayan Kuzey Amerika’nın gerçek sahibi yerlilerin torunlarının yüreğinden o izleri asla silinmez.
Katliamlarla ilgili daha ayrıntılı bilgi için bağ(link): https://veryansintv.com/kuresel-haydut-abd-kizilderili-soykirimi-uzerine-kurulmustur/
( Bu derlemedir)
(*) 1948’de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi soykırımı “ Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: Topluluğun üyelerinin öldürülmesi, topluluğun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, topluluğun yaşam koşullarının topluluğun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasıtlı olarak bozulması, topluluk içinde yeni doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması, topluluktaki çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi” şeklinde tanımlamaktadır.(https://tr.wikipedia.org/wiki/Soyk%C4%B1r%C4%B1m )