İSTANBUL, İSTANBUL
Fetih mi, yoksa Kurtuluş mu ?
Dünyanın en güzel ve de önemli bir kilit noktasında olan İstanbul, 568 yıl önce, 1453 yılında bugün Osmanlı Sultanı, FATİH Sultan Mehmet tarafından, köhnemiş ve kentin duvarları arasına çekilmiş ama halen bir İmparatorluk olan Bizans’tan alıp, fethetmiştir.
I. Cihan Harbi sonunda, müttefikleri ile yenik sayılan Osmanlı İmparatorluğu, 30 Ekim 1918 günü Limni adasının Mondros kasabasının limanına demirlemiş İngiliz donanmasına ait Agamemnon zırhlısında (Bakınız: Agamemnon kimdir?) galip İtilaf Devletleri olan İlgiltere, Fransa ve İtalya ile imzalanan Mütareke gereği Osmanlı İmparatorluğu Sultanı Halife ve Saray Yönetimi mağlubiyeti, silah teslimatını, ordularını lağvetmeyi ve de vatan topraklarının paylaşılmasını kabul etmiştir.
Bunun üzerine İngilizler dünya güzeli İstanbul’u 2 defa işgal edip, İstanbul’a yerleşmişlerdir.
İngilizlerin İstanbul’u ilk işgalleri, 13 Kasım 1918 günü olup, ikinci işgalleri ise 16 Mart 1920 tarihinde olmuştur.
İkinci işgalden sonra İngiliz işgal ordu subayları tarafından İstanbul’dan henüz Anadolu’ya geçememiş Osmanlı Ordularının generallerin, Saray Sadrazamın ve de Saray’ın üst derece görevlilerin kent içinde araçları durduruluyor ve sokaklarda aşağılanıyorlardı.
Osmanlı Saray Yönetimi’nin ve Halife Sultan’ın emirlerini dinlemeyen Anadolu’daki Kolordu Komutanları (Bandırma’daki 14. Kolordu hariç), Mustafa Kemal Paşa’nın talimatları doğrultusunda Kolordularını dağıtmaz, askerlerini terhis etmezler.
9 Eylül 1922 günü İzmir’in Kurtuluşu ile Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, İstanbul’u da İngiliz işgalinden kurtarmak için Çanakkale ve Kocaeli bölgelerine önemli Kolordularını kaydırır.
İngiltere, galip TBMM (Türkiye Büyük Millet Meçlisi) Orduları ile savaşmayı göze alamaz ve istemez.
İngiltere’de de İngiliz halkı, Buckingham Sarayı ve Parlameteso üzerine baskılarını her geçen gün artırıp, çocuklarının İstanbul’dan evlerine dönmelerini isterler.
Yapılan görüşmeler ve de Lozan Antlaşması sonunda İngiltere, İstanbul’u terk etmek için zaman ister.
Ve nihayet 4 EKİM 1923 günü İngilizler bütün asker ve donanmalarını çekip, dünya güzeli kenti İstanbul’u terk ederler.
Bunun üzerine Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, 3’üncü Kolordu’yu görevlendirir.
Tek kurşun atmadan Kolordusu ile İstanbul’a giren 3’üncü Kolordu Komutanı ŞÜKRÜ NAİLİ Paşa’yı halk, 6 EKİM 1923 günü atının üzerinde, tıpkı 470 yıl önceki ilk Fatihi olan FATİH Sultan Mehmet’in üzerine çiçek attıkları gibi, karşılarlar.
Ve böylece İngilizler tarafından işgal edilip 5 yıl
Osmanlı toprağı olarak görülmeyen İSTANBUL,
5 yıl sonra TBMM Orduları tarafından kurtarılır ve 23 gün sonra ilan edilip kurulacak yeni TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ haritasına katılır.
Dünya güzeli kentimiz İSTANBUL, 1453 yılında FATİH Sultan Mehmet tarafından fetih edilmiş,
Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından 1923 yılında, 1. Cihan Harbi galiplerinden ve de İngiliz işgalinden kurtarılmıştır.
Fetih mi, Kurtuluş mu? Dendiğinde, her ikisinin de önemli olduğuna inanıyor, ama esaretten kurtulmanın daha önemli olduğunu düşünüyor ve öncelikle Kurtuluş diyorum.
Saygı ve muhabbetlerimle
Remzi UYSAL
29 Mayıs 2021, Lübeck
Yazıları posta kutunda oku