27 MAYIS 1915 – Yer Değiştirme (Tehcir) Kanunu çıkarıldı.
Doğu’da Rus ordusunun ilerleyişinin ve özellikle Van’da Ermeni isyan ve katliamlarının bütün hızıyla devam ettiği bir sırada, İstanbul’a diğer bölgelerde de Ermenilerin isyan ettikleri, yol kestikleri, Müslüman köylerini basarak halkını katlettikleri yolunda haberler geliyordu. Ordu savaş alanında olduğu için Ermeni çetelerinin saldırılarını önleyemiyordu. Başkomutan Vekili Enver Paşa bu duruma acil bir çare olmak üzere, 2 Mayıs 1915’te Dâhiliye Nazırı Talat Paşa’ya şu yazıyı yolladı6 :
“Van Gölü etrafında ve Van valiliğince bilinen belirli yerlerdeki Ermeniler, isyanlarını sürdürmek için daima toplu ve hazır bir haldedirler. Toplu halde bulunan Ermenilerin buralardan çıkarılarak isyan yuvasının dağıtılması düşüncesindeyim. 3. Ordu Komutanlığının verdiği bilgiye göre Ruslar 20 Nisan 1915’te kendi sınırları içindeki Müslümanları sefil ve perişan bir halde sınırlarımızdan içeriye sokmuşlardır. Hem buna karşılık olmak hem de yukarıda belirttiğim amacı sağlamak için, ya bu Ermenileri aileleri ile birlikte Rus sınırı içine göndermek yahut bu Ermenileri ve ailelerini Anadolu içinde çeşitli yerlere dağıtmak gereklidir. Bu iki şekilden uygun olanının seçilerek tatbikini rica ederim.”
Tehcir kararının ilk işareti sayılan bu yazı ile Enver Paşa, Ermenilerin isyan çıkaramayacak şekilde dağıtılmalarını istiyordu. Eğer Ermeniler toplu halde tutulmak yerine ufak gruplar halinde dağıtılacak olurlarsa isyan etme imkânları da kalmamış olacaktı. Yine bu yazıdan tehcirin Ermenilerin sadece isyan ve karışıklık çıkardıkları bölgelerde gerçekleştirilmesinin istendiği anlaşılıyor. Nitekim tehcirin ilk uygulamalarında buna özellikle dikkat edilmiştir.
Dâhiliye Nazırı Talat Paşa, durumun aciliyeti nedeniyle sorumluluğu üzerine alarak Bakanlar Kurulu’ndan (Meclis-i Vükela) karar almadan ve konu ile ilgili bir kanun çıkarmadan Ermeni tehcirini başlattı. Talat Paşa, öncelikle Van, Bitlis ve Erzurum Vilayetlerinde bulunan Ermenilerin savaş alanı dışına çıkarılmasını emretti. Bu konuda 9 Mayıs 1915 tarihinde Erzurum ve Van valilerine gönderdiği şifreli emirle, Van, Bitlis ve Erzurum illerinde yoğun olarak bulunan Ermenilerin güneye sevklerinin kararlaştırıldığını, sevk işlemlerini kolaylaştırmak üzere ilgili birimlere emir verildiğini bildirdi.
Dâhiliye Nazırı Talat Paşa, 23 Mayıs 1915 tarihinde 4. Ordu Komutanlığına gönderdiği şifreli bir mesaj ile nakledilecek Ermeniler hakkında bilgi vermekte ve boşaltılmasını istediği yerleri belirtmekteydi8 . Buna göre göç ettirilecek ilk yerler arasında Erzurum, Van ve Bitlis sayılıyordu. Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinden çıkarılan Ermeniler, Musul Vilayetinin güney kısmı ile Zor sancağına ve merkez hariç olmak üzere Urfa sancağına yerleştirileceklerdi. Halep vilayetinin merkez kazası hariç olmak üzere İskenderun, Belen, Cisr-i Şugur, ve Antakya kazaları dâhilindeki köy ve kasabalar ile Maraş sancağı, Adana, Kozan ve Mersin şehir merkezleri hariç olmak üzere Adana, Mersin, Kozan ve Cebelibereket (Osmaniye) sancaklarından çıkarılacak Ermeni nüfus da Suriye vilayetinin doğu kısmı ile Halep vilayetinin doğu ve güneydoğusuna, hükümetin tayin ettiği yerlere nakledilecek ve iskân edileceklerdi.
Ermenilerin yiyeceklerinin temini, konaklama, can ve mal güvenliklerinin sağlanması görevi tehcir hatları üzerinde görev yapan mahalli idarecilerde olacaktı. Nakledilecek Ermeniler bütün değerli mal ve eşyalarını yanlarında götürebileceklerdi .
Tehcire tabi tutulacak Ermenilerin iskân bölgelerinde yeni zararlı odaklar meydana getirmemeleri için de bazı tedbirler düşünülmüştü. Başkomutanlık bu konuda bazı uyarılarda bulunmuş, bunun için şu hususların dikkate alınmasını istemiştir :
1 – Ermenilerin gönderildikleri yerlerdeki, nüfusu oradaki Müslüman nüfusun %10’unu geçmeyecektir.
2 – Göç ettirtilen Ermeniler için kurulacak köyler 50 haneden büyük olmamalıdır.
3 – Ermeni göçmen ailelerinin iskânları sonrasında ev değiştirmelerine veya kendi istekleriyle başka yerlere göçlerine izin verilmemelidir.
Ermeniler konusunda Dâhiliye Nezaretinin sözünü ettiğimiz tedbirleri aldığı sırada gelişmelerden kısa sürede İtilaf Devletleri kamuoyları da haberdar oldu. Rusya, İngiltere ve Fransa hükümetleri 24 Mayıs 1915’te bir bildiri yayınlayarak konuya müdahil oldular. Ermenilerin Müslüman halka yönelik saldırı ve cinayetlerini görmezden gelerek, Anadolu’da Ermeni halkın katledildiğini ileri sürdüler ve gelişmelerin muhtemel sonuçlarından Osmanlı Hükümetini sorumlu tutacaklarını bildirdiler. Konunun bu şekilde uluslararası bir boyut kazanması üzerine Talat Paşa Ermenilerin başka bölgelere sevki konusunda sorumluluğu daha fazla üzerine alamayacağını anlayarak konuyu bir kanun ile devlet politikası haline getirmek ve diğer hükümet üyelerini de bu sorumluluğa ortak etmek istedi. Bu maksatla 26 Mayıs 1915 tarih ve 270 numaralı kanun tasarısını sadarete gönderdi. Tasarı bir gün sonra 27 Mayıs 1915 tarihinde, “Vakt-i seferde icraat-ı hükümete karşı gelenler için cihet-i askeriyece ittihaz olunacak tedabir hakkında Kanun-u Muvakkat” adıyla kanunlaştırıldı. Tasarı 1 Haziran 1915 günü devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Her Gün Atatürk’le Beraber