27.12.2006 tarihinde, Balıkesir Vergi Mahkemesi üzerinden, Balıkesir Barosu eski başkanlarından vekilim sayın Erbuğ Delituna’nın adıma Ankara 13. İdare Mahkemesi’nde açtığı; “TBMM Genel Seçimlerde Yurtdışında Yaşayan TC Vatandaşları’na Oy Hakkı” konulu dava sonunda ve ilerleyen yıllarda, dönemin TBMM’nin onayı ve de YSK’nun 2012 yılında yaptığı düzenleme ile ilk olarak 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde Yurtdışından Oy Hakkımızı kullanmaya başladık.
Bu konuda espirisel de olsa, sandıklardan çıkan Yurtdışı Oyların %67’e varan bölümünü AKP partisinin elde etmiş olmasından, pek çok arkadaşım tarafından: “Bu işin suçlusu sensin” şeklinde eleştirildim.
Ve de özellikle konu; farklı sosyal ve ekonomik yönden ele alınıp, üzerinde düşünülüp tartışılabilir.
Bunun, yurtdışındaki vatandaşlarımızın yarım asrı aşan bir süre terk edilmişliği, sorunları ile baş başa bırakılıp sahipsizliği ve de kendi içine kapanmış olmanın sonucu olduğuna da inanıyorum.
Fakat sonuç ne olursa olsun, Türk Siyasi Tarihinde, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza “vatandaşlık hakkı “ verilmiş olmasına bulunduğum tarihsel katkıdan ve de vatandaşlık görevi yapmış olmamdan mutlu ve sevinçliyim.
2015 yılında da, “Yurtdışı’nın Seçim Bölgesi” olması İçin TC Hamburg Başkonsolosluk Noteri üzerinden AYM’de (Anayasa Mahkemsi) bireysel dava açmak İçin verdiğim dilekçeme AYM tarafından “İç Hukuk” tüketilmediği için işleme konmayıp, itirazda bulunuldu.
AYM’de dava açmak istediğim o dilekçemin, iç hukuk tüketilmediği engeline takılacağını ve işleme konmayıp itiraz edileceğini ve öyle sunuçlanacağını, ben de biliyordum.
Biliyordum bilmesine de; iç hukuku tüketmek için harcayacağım büyük paraya sahil olmadığımdan, Türkiye’deki mevcut siyasi parti ve politikacıların; dilekçenin kurumların gündemine girebilmesi ve de basında yapabileceği yansıması ile ve de bir şekilde de olsa, “kulaklarına su kaçırmak” istedim.
Ama şuna kesin inanıyorum ki; 6 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız, dağınık kıta ve ülkelerinde yaşamış olsalar da, Genel Seçimde “Yurtdışı’nın Seçim Bölgesi” olması durumunda, TBMM’ne gönderebilecekleri 30-32 milletvekili temsilcilerimizin çoğunun, siyaseti çoğulcu demokrasilerin yaşandığı ülkelerde öğrenmiş, yaşamış, değişik parti ve organlarda görev alıp çalışmış ve deneyim kazanmış, çağdaş ve ATATÜRK İlkeleri’ne inanmış, Türkiye’yi dışarıdan iyi gözlemlemiş, siyasi görüşleri farklı da olsa, TBMM’ne geldiklerinde; Gazi Meçlisi’ne farklı bir atmosfer, çağdaş bir çalışma, davranış, yürütme ve yasamada adil karar alma şekli, modeli getireceklerdir.
Türkiye’nin şu durumda içinde bulunduğu şartlar göz önüne alındığında, 2023 yılından önce, erken olma ihtimali yüksek olan Genel, TBMM Seçimleri için, “Yurtdışı’nın Seçim Bölgesi” olması için çalışmaya şimdiden başlayıp, bu konuda ivedi olarak partiler üstü bir insiyatif oluşturulup, bir çalışma grubu hayata geçirilmelidir.
Remzi UYSAL
27 Mayıs 2021, Lübeck / Almanya
Bir yanıt yazın