Bir türlü orta yolu bulamadık gitti. Neden hep uçlarda gezeriz anlamış değilim. Türk ve Türk’e şaşı bakanlara inanmak ne kadar da doğru? Sorusuna mantıklı cevap bulmakta zorlanıyoruz.
Siyasal İslamcıların, Necip Fazıl Kısakürek’in ve Fesli Kadir’in yazdıklarına bakarsak İskilipli Atıf; mazlum, şehit, mağdur birisi ve İslam kahramanı!.
Acaba İskiliplinin Osmanlı sicili nasıl, ona neden bakılmaz? İskiliplinin son 5 yılına bakarak anlatıp yazanlar, fırtınalar koparanlar neden öncesine de bir bakmazlar ya da bakmak istemezler?
Eğer tarihe, kendi tezinizi destekleyecek şekilde yanlı bilgi toplamak için bakarsanız, elbette çuvallarsınız, dökülürsünüz, yaya kalırsınız, yüzünüz kızarır. Tabi kızaracak yüz varsa. Tarihe bütün belgeleri ve bilgileri topladıktan sonra bakmalı ve ona göre karar verilmeli.
İskilipli Atıf 1905 yılında, dengesiz ve tutarsız davranışları yüzünden Abdülhamit tarafından Bodrum’a sürülmüştür. Osmanlı dönemi müderrislerinin cami önlerinde cer toplaması (Para toplaması) yasaktı. Zira devlet bunlara en yüksek maaş veriyordu. İskilipli Bodrumda cer toplamaya başlar. Şikâyet üzerine suçüstü yapılır.
Cer paralarını cebine doldurduktan sonra, bir başka medrese arkadaşı Kırımlı İbrahim Efendi’nin pasaportunu çalar ve Kırım’a kaçar. Hem medrese hocası hem dengesiz hem de hırsız.
II. Meşrutiyetin ilanından sonra; meşrutiyetin sağladığı haklardan yararlanır ve İstanbul’a döner. Dek durur mu? 31 Mart ayaklanmasında Beyazıt Meydanında: “Din elden gidiyor, başında fesi olanlar kâfirdir, kâfirlerin kellesini kesin!” diye İngiliz provokasyonuna destek verdiği için tutuklanır. Böylesi bir kışkırtma bir müderrise yakışır mı? Bunun cezası idamdır. Ama Osmanlı geleneğinde müderrislere idam cezası verilmediği için idamdan yırtar, bir haftalık bir hapisten sonra serbest kalır.
Görülüyor ki o günkü İskiliplinin tavrı günümüzdeki M. Gündüz’ün tavrına benziyor.
1913’de ki ülke savaşlar içinde. Başbakan-sadrazam M. Şevket Paşa’nın öldürülmesi olayında suçlu bulunarak; 5,5 yıllığına Sinop’a sürülür. Amaç İstanbul’u İskiliplinin şerrinden korumak!.
Su katılmamış bir Kuvvayı Milliye karşıtıdır. İngiliz casusu Robert Frew’in kurduğu: “İngiliz Muhipler Cemiyeti” kurucusu ve yöneticisidir. İngiliz hayranı ve maşası İskilipli Alemdar Gazetesi’nde: “Dinin ve devletin anahtarını İngiliz’in eline vermekte bir beis yoktur.” Yazacak kadar da Osmanlı ve İslam düşmanı ve karşıtıdır.
İskilipli Atıf dengesizdi. Asla güven vermiyordu. O sadece Cumhuriyetle değil, içinden çıktığı Osmanlı ile de kavgalıydı. Dolayısıyla da Türk ve Türklükle de…
Şimdi siyasal İslamcılara ve tarihi NFK ile Fesli’den öğrenenlere (ki Fesli Kadir sıradan üçüncü sınıf bir tarihçidir.) soralım. İskiliplinin bu yaptıklarını içinize sindirebiliyor musunuz?
Siyasal İslamcılar nedense bu tarihi gerçekleri ya bilmezler ya da işlerine gelmediği için görmezden, bilmezden gelirler. Bu gerçekler yok sayılabilir mi?
İngiliz ve İngiltere hayranı bir İskilipli ne kadar İslam ve ne kadar Türk’tür?
İngilizler Osmanlı dostu ve İslam severler miydi? Lütfen bu gerçekleri inkâr etmeyelim.
Araştırmam sonucu yazdığım bu gerçeklerle; siyasal İslamcılara verdiğim rahatsızlıktan dolayı onurluyum, gururluyum.
Atatürk anlatıyor; “Biz Tekke ve zaviyeleri kaldırdığımız zaman bize ilk itiraz eden İngilizler oldu.”
NEDEN Kİ?
Esen kalınız. Nazım PEKER
Yazıları posta kutunda oku