Kazan Tatarlarının Milli Bayramı Saban Toyu’nun Dünü ve Bugünü
-ROZA KURBAN- TATAR .CT.MAİ MERKEZİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ TEMSİLCİSİ
” Geleneklerimizi yaşatmak ve geleceğe taşımak milletin her bireyinin milli görevidir. Ancak milli değerleri başkalarının siyasi amaçlarına alet etmek, istismar edilmesine göz yummak millete ihanettir.”
Saban Toyu, Kazan Tatarlarının yüzyıllar ötesinden gelen geleneği, milli bayramıdır. Saban Toyu nedir ve ne zaman yapılır sorusuna yanıtı sözlüklerden aradığımızda şu ibarelerle karşılaşıyoruz: Saban Toyu: Gelenek. Eskiden ekim işlerine başlamadan, günümüzde ilkbaharda ekim işleri tamamlandıktan sonra yapılan milli bayramdır. (İsenbet 1990: 61) Saban toyu – geleneksel milli bayram (ilkbaharda ekim işleri tamamlandığında yapılır). (Tatar Teleneñ Añlatmalı Süzlege 1979: 610).
Saban Toyu bayramının ne zaman ortaya çıktığı net olarak bilinmemektedir. Bilim adamları arasında Saban Toyu’nun ortaya çıkması ile ilgili farklı fikirler bulunmaktadır. Eskiden gelen yazılı kaynaklarda Saban Toyu yazılı olan yegâne bir mezar taşı mevcuttur: “Günümüzde Bulgar döneminden kalan ‘Saban Toyu Günü’ ibaresi yazılı yegâne mezar taşı olduğu bilinmektedir. Onu filoloji bilimleri doktoru F.Hekimcanov Elki ilinin Eski Salman köyünde 1979 yılının Temmuz’unda bulmuş-açmıştı. Söz konusu mezar taşı 1292 yılının 15 Temmuz tarihinde ortaya çıkmış olma olasılığı muhtemeldir, diye tahmin ediyor bilgin. Aynı anlamda XVI. yüzyıla ait edebi yadigâr, “Kazan Hanlığı Tarihi veya Kazan Vakanüvisi” başlıklı yıllık bir nevi enteresan olabilir, yıllıkta Kazan Tatarlarının “Svay Bayramı” adlı bayramından söz edilmiştir. 1505 yılının yazında Arça kırında, o dönemin Kazan’ının yakınında gerçekleşen bayram şöleni tasvir edilmiştir.” (Şerefetdinov 1997: 103). Saban Toy’unun ortaya çıkışı hakkında F.Nuretdinov “Saban Toyu – Bin Yıla Uzanan Yol” başlıklı makalesinde, bayramın VII-IX. yüzyıllarda kutlandığı fikrini savunmuştur. Nuretdinov’a göre, bu bayram Bulgarlara Saban kabilesinden miras kalmış, daha sonra toy (düğün) öncesi bayrama dönüşmüştür. (Şerefetdinov 1997: 106). Saban Toyu’nun kesin olarak ne zaman ortaya çıktığı belli olmamasına rağmen eski bir Türk geleneği olduğu aşikârdır. Yunanların Olimpiyat Oyunlarını da Türklerin Saban Toyu’ndan benimsediği söylenmektedir. Bunun gerçeklik payı ne kadardır bilmem, ancak Saban Toyu ve Olimpiyat Oyunlarında yapılan müsabakalar, oyunlar neredeyse aynıdır. Sovyet bilim adamlarından N.Semenov, Yunan Olimpiyat oyunlarını Kazan Tatarlarının milli bayramı Saban Toyu ile kıyaslamış ve şu sonuca varmıştır: “Geçmişi ile Saban Toyu eski Yunan Olimpiyat oyunlarını anımsatıyor. Belki bazılarına tuhaf gelebilir, ancak bayramın içeriğine detaylı bir şekilde bakarsak, yakın bir benzerlik görürüz.” (Şerefetdinov 1997: 120).
Kazan Tatarları için Saban Toyu önemli bir bayramdır. Tataristan’ın köy ve şehirlerinde yaşayan her Kazan Tatarı mutlaka Saban Toyu bayramına katılmıştır. Saban Toyu bayramı Kazan Tatarları için bir kavuşma günüdür. Akraba, komşu, sınıf, okul arkadaşları bir araya toplanıp hasret giderirler. Şehirden, memleket dışından tatil için köye dönecek olanlar tatillerini Saban Toyu’na göre ayarlarlar. Saban Toyu Kazan Tatarların bulunduğu her yerde büyük bir coşkuyla kutlanır. Tataristan başta olmak üzere, Başkurdistan, Çuvaş, Mari, Mordova şehirlerinde, Moskova, Sankt-Petersburg, Magnitogorsk, Astrahan, Samara, Penza, Perm, Tömen, Simbir ve diğer şehirlerde de bu bayram düzenlenmektedir. Ayrıca diasporadaki Tatarlar da Saban Toyu bayramı geleneklerini gittikleri yere götürmüş ve hala bu geleneği devam ettirmektedirler. “Tatar’ın toprağı yok, Tatarsız toprak yok” sözünü kanıtlarcasına, Saban Toyu bayramı, Türkiye, Polonya, Finlandiya, Amerika, Kanada, Fransa, İspanya, Avustralya gibi ülkelerde ve Orta Asya’da da kutlanmaktadır. Dönem, rejimler değişse de Saban Toyu bayramı Kazan Tatarlarının yaşadığı yerlerde yapılmaya devam etmiştir. Zamanla bayramın içeriği, oyun kazananlara verilen hediyeler değişmiştir. Örneğin eskiden Saban Toyu pehlivanına koç hediye edilirdi, bugünlerde ise koçun yerini araba, beyaz eşya gibi hediyeler aldı.
Saban Toyu, Mayıs ayının son veya Haziran ayının ilk haftalarında yapılsa da hazırlıklar çok daha öncesinden başlar. Evlerde bu hazırlık tüm yıl boyu devam eder, gelecek misafirler için hazırlıklar yapılır. Köyde ise hazırlık 3–4 hafta öncesinde başlar. Önce aksakallar Saban Toyu’nun yapılacağı yeri ve tarihi belirlerler. Aslında bayram her yıl aynı yerde yapılır. Bu yerin suya yakın ve gelenlerin izlemesi için uygun bir yer olmasına özen gösterilir. Yer ve günü belli olduktan sonra “hediye toplama” işi başlar. Hediye toplama görevi askere gidecek olan genç delikanlılara verilir. Onlar tüm köyü dolaşır şarkılar, türküler söyleyerek hediye toplar. Bu sırada köyü büyük bir coşku ve heyecan sarar. Herkes bu delikanlıların kapısını çalmasını bekler, çünkü hediyeler çoktan hazırdır. Yeni gelin gelen evlerde hediyeyi gelin verir. Gelinin hediyesi işlemeli havlu veya başörtüsüdür. Bu hediyeler bir sırığa bağlanır, en düzel işlemeli havlular sırığın en üst kısmında yerini alır. Bu da el becerisine olan saygıdandır. Genelde hediye toplama işi akşam saatlerinde yapılır, çünkü akşamları herkes evdedir. Hediyeler toplanmaya başlandığı andan itibaren Saban Toyu etkinliği başlamıştır. Köydekiler bir taraftan hediyeleri verirken diğer taraftan gelecek misafirlerin yolunu gözlemektedirler. Saban Toyu aynı zamanda bir buluşma-kavuşma simgesidir. Eğitim almak ya da iş için şehre gidenler mutlaka bu bayram dolayısıyla baba ocağına dönecektir. Anneler çocuklarına ikram etmek için tüm yıl boyu hazırladıklarını artık sofraya dizmiş ve gözleri yollardadır. Saban Toyu için bir günlüğüne de olsa köye dönmek bir gelenek haline gelmiştir. Bu gelenek her yıl uygulanmaktadır. Yurt dışından gelecek olanlar da ne yapar eder Saban Toyu gününe denk getirirler dönüşlerini. Anne-babalar çocukları, çocuklar da arkadaşlarıyla Saban Toyu’nda buluşurlar. Saban Toyu gününün son saatine kadar bu bekleyiş devam eder. Çocukları dönmeyen anne-babalar: “Bu sene kısmet değilmiş, seneye dönerler inşallah” umuduyla Saban Toyu’nun yolunu tutarlar. Her zaman ve her yerde olduğu gibi bayramlar çocuklar içindir. Saban Toyu da öğledir. Tüm anne-babalar maddi imkânları ne olursa olsun, çocukları için yeni ayakkabı ve yeni elbise alırlar. Onun içindir ki, çocuklar bu bayramın gelmesini büyük bir sabırsızlıkla bekler ve tüm ömürleri boyunca unutmazlar. Saban Toyu gününün sabahında büyük-küçük herkes en güzel kıyafetlerini giymiştir. Saban Toyu alanı bir defileyi andırır, zira herkes şıktır.
Saban Toyu, at yarışı ile sabah saatlerinde başlar. At, Türklerde sayılan ve sevilen bir hayvandır. (Atlarla ilgili daha geniş bilgi için, Roza Kurban “Biz İdil’den, Ural’dan…” 2014, s: 336–360.) Atlar hem barışta hem savaşta insanoğlunun en sadık dostu ve yardımcısıdır. Onun için olsa gerek, Kazan Tatar Edebiyatı’nda atlar birçok esere konu olmuştur. Ayrıca Tatar yazar Nurihan Fettah (1928–2004), İkinci Dünya Savaşı’nın tüm yükünü taşıyan At’a heykel dikilmesi fikrini ileri sürmüştür. (Şerefetdinov 1997: 106). Atın Saban Toyu bayramındaki önemini vurgulayan, “Atsız Saban Toyu, Saban Toyu değildir” deyimi ortaya çıkmıştır. At yarışı ile başlayan bayram Tatar güreşi ile son bulur. At yarışı ve güreş, Saban Toyu bayramının yüzük kaşı olarak nitelendirilen en önemli müsabakalarındandır. At yarışı için komşu köylerden en iyi atlar gelir, yarışta ilk gelen ata büyük hediye verilir, fakat en son gelen at da unutulmaz, çünkü Saban Toyu’nda herkese bir hediye verilir, bu bir gelenektir. En son gelen ata nineler işlemeli havlu bağlar ve bağlarken dilek tutarlar. At yarışıyla başlayan Saban Toyu, koşu, bisiklet yarışı ile devam eder. Tüm bu yarışlar köy kenarındaki yolda yapılır. Yarışlar bitince herkes Saban Toyu alanına gider. Saban Toyu alanı olarak genelde amfiteatrı andıran çukurlu bir yer seçilir. İnsanlar çukurun etrafına oturur, yarış ve oyunlar ise altta yapılır. Önce çocuklar yarışır. Halat çekme, ağırlık kaldırma, direğe tırmanma, çuvalla koşma, kaşıkla yumurta taşıma, su dolu kovalarla koşma, gözleri bağlı halde ipteki hediyeleri kesme, gözleri bağlayıp sopa ile çömlek kırma vs Saban Toyu’nda yapılan yarışların bazılarıdır. Diğer tarafta sahne kurulur ve burada dans, şarkı yeteneği olan herkes kendi marifetini sergileyebilir. Saban Toyu güreş ile son bulur. Güreşe isteyen ve kendine güvenen herkes katılabilir. Önce güreşçiler arasında iyiler seçilir, daha sonra onlar kendi aralarında güreş yapar, böylece son iki kişi belli olur. Onlardan birisi batır (başpehlivan) olacaktır. Kazanana koç hediye edilir, aynı zamanda en güzel işlemeli havlu da verilir. İşlemeli havlu Saban Toyu’nun hatırası olduğu için batır onu bir ömür boyu saklar. Saban Toyu batırı – gerçek bir halk kahramanıdır. Bu kahraman birçok roman, şiire ilham kaynağı olmuştur. Saban Toyu batırını gençler omuzlarına alır ve tüm alanı böylece gezdirirler. Batır da halkı selamlar.
Saban Toyu batırı – halkın medarı iftiharıdır. Saban Toyu batırları, sadece köyünde, il merkezinde veya başkentte başpehlivan olmakla kalmamış, onlardan bazıları dünya çapında da çeşitli başarılara imza atarak milletimizi gururlandırmıştır. Örneğin,1952 yılında Helsinki’de gerçekleşen XV. Olimpiyat Oyunlarında Şezam Safin Yunan-Roma güreşi dalında şampiyon olmuştur. Minzele Saban Toyu batırı Vitaliy Kuznetsov, XX. Olimpiyat Oyunlarında silahsız kendini savunma güreşi olarak bilinen “sambo” dalında gümüş madalya almış, ayrıca judo dalında Avrupa, dünya ve SSCB şampiyonluğu bulunmaktadır. Ünlü tarihçi, yazar, Stalin Devri kurbanı Hadi Atlasi (1876–1938) da defalarca Saban Toyu batırı olmuştur. (Şerefetdinov 1997: 195, 197, 217).
Saban Toyu akşamüstü saat 17.00–18.00 gibi son bulur. Herkes akşam tekrar buluşma dileğiyle evlerine dağılır. Saban Toyu için köyün ortasına büyük bir salıncak kurulur ve akşamleyin saat 20.00 gibi tüm misafirler ve köy halkı burada toplanır. Akşam olmasına rağmen hale karanlık çökmez, saat 23.00’a kadar. Çünkü Temmuz ayında Tataristan’da en uzun geceler dönemidir. Bu dönem gece sadece 4 saattir. Doğanın eşsiz hediyesi olan beyaz geceler, akraba, hısım, arkadaş, kardeş, eş-dostu buluşturur. Şarkı, türküler, danslar hiç ara vermeden devam eder. Gençler çifter-çifter salıncakta sallanır. Bazıları kenarda sohbete dalar. Bir yıllık özlemi bir güne sığdırma telaşı içerisindedir herkes. Söylenmeyen söz, konuşulmayan konu ukde kalmasın… Gecenin geç saatlerine kadar devam eder şarkı, dans ve sohbetler. Sonra yavaş yavaş evlere dağılırlar. Evlerde sofralar hazırdır, misafirleri bekler. Artık evde hasret giderme zamanıdır. Sohbetler sabaha kadar sürer, kimse uyumaz çocuklar dışında. Çocuklarsa günün yorgun ve yoğunluğundan olsa gerek derin uykuya dalarlar. Neyse onlar uyusun şimdilik, çünkü büyüyünce onlar da anne-babalarının geleneğini devam eder ve sabaha kadar sohbetleri bitmez nasılsa…
Yukarıda görüldüğü gibi Saban Toyu Kazan Tatarları için önemli ve değerli bir bayramdır. Saban Toyu’nun orijinali köylerde yapılır. İl merkezi ve şehirlerde gerçekleştirilen Saban Toyu’nda bu bayramın tüm geleneklerini yerine getirmek olanaksızdır. Örneğin köy sokaklarını dolaşarak hediye toplamak şehir koşullarından imkânsızdır. Ayrıca köy halkı birbirini tanır şehirlerde ise insanların birbirini tanıması mümkün değildir. Şehirlerde gerçekleşen Saban Toyu bayramı Kazan Tatarlarının buluşma, kaynaşma yeridir. 1990’lı yıllardan sonra anaokulu, ilk ve ortaokul, lise, meslek yüksek okulu, üniversite gibi eğitim kurumlarında da “Küçük Saban Toyu” etkinlikleri gerçekleştirilmiştir. Eğitim için yurt dışına çıkan gençler de eğitim aldıkları üniversitelerde temsili Saban Toyu etkinlikleri düzenlemişlerdir. 1990 yılında Tataristan’ın başkenti Kazan yakınlarında bulunan Kuğu Gölü’nde (Akkoş Küle) engelliler için Saban Toyu bayramı yapıldığı ve bu etkinliğe 250’den fazla katılımcının iştirak ettiği bilinmektedir. Yani anlaşılan o ki, Saban Toyu Kazan Tatarları olan her yerde var olduğu gibi her çeşidi de bulunmaktadır.
Kazan Tatarlarınca çok sevilen ve önemsenen Saban Toyu bayramı, çeşitli dönemlerde siyasi amaçlar doğrultusunda kullanıldığı ve günümüzde de siyasi amaçlara alet edildiği bir gerçektir.
Çarlık Rusya’sı Dönemi’nde – Ruslaştırma;
Sovyetler Dönemi’nde – tek tip insan yaratma;
Günümüz Rusya’sında – tekrar Ruslaştırma propagandası yapılmaktadır Saban Toyu bayramlarında.
Ruslar her daim Saban Toyu bayramını istismar etmiş ve kendi lehlerine çevirmek için ellerinden geleni yapmışlardır. Kazan Tatarlarını geleneklerinden koparmak için yapılan girişimler bazen Saban Toyu’nun yapılmasına engel, bazen ise bayramın Tatar milli bayramı yerine Rus bayramına dönüşmesine neden olmuştur. Kendilerini dindar bilgili Müslüman olarak tanıtan şarlatanlar, Çarlık Rusya’sı Dönemi’nde Rusların Ruslaştırma siyasetine yardımcı olmuşlardır. Onlardan birisi Orenburg mollası Ebu Segıyt Eş Şodavi Saban Toyu ile ilgili şunları yazmıştır: “Müslümanların Saban Toyu ve Cıyın (yığın) gibi milli bayramları vardır. Eğer bu bayramların ilkini şeytan toyu, diğerini ise şeytanların çocuklarını dünyaya getirme günleri, diye adlandırırsak, büyük bir yanlış olmaz. Ahlaksızlığa hizmet eden bu bayramları yasaklamak millet atalarının görevidir.” (Şerefetdinov 1997: 252). Kazan Tatarlarının milli bayramı Saban Toyu’nu “şeytan toyu” ilan eden bu mollanın Ruslara hizmet ettiği aşikârdır. Tarihte, Saban Toyu’nu karalamaya yönelik söylentiler ve yazılar sıkça ortaya çıkmıştır. Bilhassa “at yarışları” ile ilgili “atların yakılması”, “atlara işkence yapılması” gibi gerçek dışı söylentiler sonucunda: “Genel olarak “Saban” Tatarları ahlaksızlaştırıyor ve bu kansızlık Ruslara da, başkalarına da bulaşabilir” (Şerefetdinov 1997: 253), şeklindeki yazılara neden olmuştur. Söylentilerin amacı hiç kuşkusuz Kazan Tatarlarını itibarsızlaştırma, medeniyetsiz vahşi bir millet olarak göstermeye yönelik bir girişimdir. “Sovyet Dönemi’nde Saban Toyu yasaklanmamış, ancak bazı yerlerde yapılması “uygun” bulunmamıştır. Yapılan yerlerde de Sovyet propagandasının yapıldığı bayramlar millilikten uzaklaştırılıp “bürokrasi” kuralları çerçevesine uydurulmuştur. “Yenileme” bahanesiyle Saban Toyu bayramından yararlanarak festival, 1 Mayıs toplantısı gibi farklı etkinlikler yapılmıştır. Ancak tüm bu uyduruk etkinliklerin ömrü uzun olmamıştır. Kazan Tatarları şartlar ne olursa olsun geleneklerinden birisi olan Saban Toyu’nu yaşatmak için çaba göstermişlerdir.
Saban Toyu bayramı Türkiye’de 1960’lı yıllardan itibaren kutlanmış, ancak kutlamalar elde olmayan nedenlerden dolayı bazı yıllar yapılamamıştır. 1991 yılında Sovyetlerin çöküşünden sonra “demir perde” kalkmış ve Türkiye başta olmak üzere yurt dışındaki Kazan Tatarlarının Tataristan’daki yakınlarıyla buluşma fırsatı doğmuştur. 1990’lardan sonra yapılan Saban Toyu bayramları Tataristan’dan gelen sanatçılar sayesinde daha da canlı ve daha da neşeli hale gelmiştir. Uzun yıllar beklenen vuslat bir nebze de olsa giderilmiştir. Milli duygular tekrar pekişmiş, vatan özlemi çeken Kazan Tatarları Saban Toyu vasıtasıyla anılarını tazelemiş, geleneklerini yeniden canlı canlı yaşamıştır. Türkiye’de gerçekleştirilen Saban Toyu bayramını genellikle Kazan Tatar dernekleri üstlenmiştir. 2004 yılından itibaren Saban Toyu düzenleme işini Tataristan’ın Türkiye’deki yetkili temsilciliği eline almıştır. O günden itibaren Saban Toyu artık Tatar milli bayramı olma vasfını yitirmiş, siyasi amaçlarda kullanılmıştır. Daha sonra TÜRKSOY (Türk Kültür ve Sanat Ortak Yönetimi) adı altında faaliyet gösteren kuruluş da Saban Toyu etkinliklerinin düzenlenmesine dahil olmuştur. Tataristan’ın Türkiye temsilciliği ve TÜRKSOY’un ortaklaşa yaptığı Saban Toyu artık Kazan Tatar milli bayramı olmaktan çıkmış Rus bayramı oluvermiştir. Saban Toyu yapılan alana asılan Rusya bayrakları, Rusya elçileri için kurulan içkili masalar, misafir sanatçıların konseri Rusça sunması ve Rus şarkılarının çalınması – milli bayram olan Saban Toyu’nun hem siyasileştiğinin hem Ruslaştığının açık göstergesidir. Tüm bunlar Kazan Tatarlarına yapılan bir hakaret ve saygısızlıktır. Bazı Kazan Tatarları yapılanlara sözlü tepkisini göstermiş olsa dahi hiçbir şey değişmemiş, mankurtlaşmış Kazan Tatarları “etkinlik yaptık”(!) bahanesiyle Rusça konuşmalara alkış tutmaya, Rus şarkıları eşliğinde oynamaya devam etmiştir.
Saban Toyu, Kazan Tatarlarının milli geleneğidir. Saban Toyu bayramı, geleneklerin yaşatılması açısından bakıldığında olumlu bir olgudur. Ancak Saban Toyu’nun siyasi amaçlarda kullanılması kabul edilemez. Milli bayramın siyasete alet edilmesi hem Kazan Tatarlarının geleneklerine hem de millete saygısızlıktır. Son yıllarda Tataristan’da ve yurt dışında gerçekleştirilen Saban Toyu bayramları, tamamen Rus siyasetine hizmet etmektedir. Buradaki amaç Rus “demokrasisini” vurgulamak ve Kazan Tatarlarının mutlu-mesut, kaygısız-tasasız yaşadıklarını göstermektir. Bilindiği üzere Rusya’da demokrasinin “d”si yoktur, varsa dahi Ruslar için vardır. Bu bağlamda dünyanın gözüne “demokrat” görünmeyi hedefleyen Rusya, Kazan Tatarlarının milli bayramı Saban Toyu’nu bir araç olarak kullanmakta, istismar etmektedir. Bir taraftan okulların kapatılması yoluyla Kazan Tatar dili yok edilirken diğer taraftan Kazan Tatarları “mutlu-mesut” yaşıyorlar algısı yaratmak – uygulanan bir ters psikolojidir. Dil yok olurken millet neden ve nasıl mutlu olsun ki? “Mutlu-mesut” algısını ön plana çıkartan Saban Toyu etkinlikleri Kazan Tatarlarına yarar değil zarar vermektedir.
Kazan Tatarlarının en önemli amacı dilimizi korumak ve yaşatmak olmalıdır. Zira dil olmazsa millet, millet olmazsa da geleneklerin bir anlamı kalmaz. Günümüzde Tatar dilinin cenazesi kaldırılmak üzereyken bayram yapmak (buna Saban Toyu da dahildir), şenlik düzenlemek anlamsız ve gereksiz bir girişimdir. Cenaze kaldırılan evde düğün yapmak ne kadar abes ise, bugünlerde Saban Toyu yapmak da o kadar gereksiz, yersiz, lüzumsuz ve boş bir iştir. Günümüzde Tataristan’ın dışında gerçekleşen Saban Toyu bayramına yapılan harcamalar Kazan Tatar dilini geliştirmek için harcanırsa daha yerinde olur düşüncesindeyim. Aksi halde yapılan Saban Toyu bayramları Rusların değirmenine su taşımaktan başka bir şey değildir.
Köklü bir geçmişi olan Saban Toyu – emek, spor ve sağlığı bir arada barındıran bayram olmanın yanı sıra Kazan Tatarlarının geleneklerinin, kültürlerinin yaşatılmasında önemli katkıları bulunmaktadır. Geleneklerimizi yaşatmak ve geleceğe taşımak milletin her bireyinin milli görevidir. Ancak milli değerleri başkalarının siyasi amaçlarına alet etmek, istismar edilmesine göz yummak millete ihanettir. Dikkatli olalım ki, kaş yapayım derken, gözümüz çımasın…
Kaynakça:
1. İsenbet, Nekıy, Tatar Teleneñ Frazeologik Süzlege (Tatar Dilinin Deyimler Sözlüğü), 2.cilt, Kazan 1990.
2. Kurban, Roza, Biz İdil’den, Ural’dan…, İstanbul 2014.
3. Tatar Teleneñ Añlatmalı Süzlege (Tatar Dilinin İzahlı Sözlüğü), 2.cilt, Kazan 1979.