Kanadının kırıldığını söyleyen kuş, Hz. Süleyman’a şikâyete gelir.
Hz. Süleyman kuşa:
-Sen de neden kaçmadın da kanadını kırdırdın?
Kuş: “Üzerinde dervişlik hırkası vardı. Derviş olan garip bir kuşa zarar vermez diye düşündüm ve onun için kaçmadım.”
Hz. Süleyman kararını: dervişin kolunun da kırılması yönünde verir.
Kuş seslenir: Kolunu kırmayın. Hırkasını çıkartın. Asıl hırka ile kandırıyor.
Günümüzde ne sahtekârlar var ki, dinle uzak yakın ilgi ve sempatileri olmadığı halde, sakal ve sarık ile nice insanları kandırmaktalar.
Asıl tehlike işte bunlardır. Hem dine hem de insanlara zarar vermekteler.
******
Reiz diyor ki:
“2023’de uzaya Türkleri de göndereceğiz.” Bu habere elbette sevinilir. Ama gerçekçi olmak da gerek. Türkiye’nin uzay bütçesi ile ancak uzay elbisesi alınabiliyormuş.
Bize göre: Suriyelileri Suriye’ye göndermek daha kolay ve daha masrafsız değil mi?
********
Humeyni’nin İran’da gerçekleştirdiği “İran İslam Devriminden” sonra İranlı bir vatandaşa BBC muhabiri sorar:
–Sizce İran’da devrimden sonra ne değişti?
İranlı yanıtlar: Değişmez olur mu hiç?
BBC muhabiri: Deme yahu neler değişti?
İranlı cevaplar: Devrimden önce dışarıda içip evde İBADET ediyorduk. Şimdi ise dışarda ibadet edip evlerimizde içiyoruz.
********
Delinin biri sürekli at yuttuğunu söylemektedir. Doktor, hazır olmasını yakında ameliyat edip atı çıkaracağını söyler ve ameliyata alır.
Deli ameliyat masasına yatar. Eter koklatırlar.
Bayıldıktan sonra hemen içeriye bir at getirirler. Deliyi ayıltırlar ve
-İşte günlerce yuttuğunu söylediğin atı çıkardık. Sen de, biz de artık kurtulduk.
Deli ata bakar ve başını sallayarak:
-Benim yuttuğum at bu değildi. Ben kır at yutmuştum.
Deliye laf anlatmak mı zor, yalanla aldatmak mı?
Esen kalınız. Nazım PEKER
Bir yanıt yazın