Bak kardeşim!. Bak hanımefendi!. Bak ablacığım!.
Bak abiciğim, dostum, arkadaşım, sosyal medyada yazıştığım!..
AKP’li, CHP’li, İyi Partili, Refah Partili, Deva Partili, Gelecek Partili ya da MHP’li olabilirsin.
Kimi neden ve niçin sevip baş tacı edersen et, iradene saygılıyım.
İster dindar ol, ister ateist ya da deist… Bana ne?!
Hiç önemli değil.
İnancına saygılıyım; Müslüman, Hristiyan, Musevi, Mecusi ya da Budist olsan da.
İstersen dağa, taşa, ota, çöpe, aya, yıldıza ya da ineğe tap.
Hiç de beni ilgilendirmez.
İster sarışın, ister esmer, ister beyaz, ister siyah ol!.
Bana ne… Ben severim yaratılanı yaratandan ötürü…
Türk, Kürt, Çerkez, Laz ya da bir başkası…
İster Alevi ol, ister Sünni, ister Ortodoks, Katolik, Protestan, Hanefi, Hambeli, Maliki, Şafi…
Neye inanıyorsan neden inanıyorsan; eyvallah!.
Akıl senin, irade senin, tercih senin, inanç senin…
Bana halt etmek düşer; keyfine göre de takıl. Yerin başımın üstüdür, gönlümün derinliklerinde koltuğun var.
Bunların hepsine eyvallah!.. Saygım senin eşrefi mahlûk (yaratılmışların en şereflisi) oluşunadır.
Elbette yeri göğü yaratan görklü Tanrı seni de, beni de biliyor, tanıyor ve görüyor.
Benim haddim midir O’nun işine ve iradesine karışmak?!?
Buraya kadar sanırım anlaştık ve itiraz yok.
Ammaaa! Evet ammaaaaa!….
Eğer bu ülkenin kurucu iradesi ebedi başkomutan, cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun silah arkadaşlarına…
Bitmedi:
Laik Türkiye Cumhuriyetine… Asil ve necip Türk milletine…
Muazzez dini İslam’a… dil uzatıyorsan:
Türk ve İslam hainlerini savunuyorsan, teröristlere kucak açıyor, onları masum gösteriyorsan…
Vatan hainleriyle, ülke ve cumhuriyet düşmanları ile yabancıların taşeronluğunu yapıp, onlarla aynı saftaysan…
Bulunduğun makamda çalıp, çırpıp, yetim hakkı yiyorsan ya da yiyenlere ses çıkarmıyor, görmezden geliyor: hırsızlara “Eyvallah” diyorsan…
Bitmedi:
İnsanların inancını sorguluyor ve kendini buna yetkili görüyorsan…
Din, dil, ırk, mezhep, renk ayrımı yapıyorsan!..
Özgürlüklere, demokrasiye, üniter yapıya, laik sisteme düşman isen…
Kardeşçe ve dostça yaşamak var iken; el âlemin hayat tarzına ayar çekiyor, kılık, kıyafetine karışıyorsan…
Doğa katili ve çevre düşmanı isen…
Hayvanlara eziyet ediyor ve bundan zevk alıyorsan…
Kadını ikinci sınıf görüp, çocuklara saygı, sevgi duymuyorsan… Çocuk tecavüzcülerine ses çıkarmıyorsan…
İşin en kötüsü de: kula kulluk edip bir de İSPİYONCU ve YALAKA isen…
En korkunç ve en tehlikeli hastalık da, mikrop da, insan da sensin kardeşim!. Kusura kalma.
Bilmem anlatabildim mi?
Esen kalınız. Nazım PEKER