Site icon Turkish Forum

17 MAYIS DÜNYA HİPER TANSİYON GÜNÜ

Değerli okurlar, “17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü”. Tüm dünya da insanlar belli bir yaşa gelince bu rahatsızlığa yakalanıyorlar maalesef. Bende de daha 30 yaşındayken çalıştığım iş yerinde hafif bir baş dönmesiyle ortaya çıktı yani 46 yıl önce.  İşyeri hekimine müracaat ettim, tansiyonumu ölçtü 16/90 çıktı. Beni SSK hastanesine havale etti. Oradaki doktor o kadar gözümü korkuttu ki ilk işim bir tansiyon aleti olmak oldu ve sonrasında tansiyon kolik oldum. Durmadan tansiyonumu ölçmeye başladım. Tabi heyecanlandığım içinde tansiyonum devamlı yüksek çıkıyordu.  - hypertension tansiyon ilac

Değerli okurlar, “17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü”. Tüm dünya da insanlar belli bir yaşa gelince bu rahatsızlığa yakalanıyorlar maalesef. Bende de daha 30 yaşındayken çalıştığım iş yerinde hafif bir baş dönmesiyle ortaya çıktı yani 46 yıl önce.  İşyeri hekimine müracaat ettim, tansiyonumu ölçtü 16/90 çıktı. Beni SSK hastanesine havale etti. Oradaki doktor o kadar gözümü korkuttu ki ilk işim bir tansiyon aleti olmak oldu ve sonrasında tansiyon kolik oldum. Durmadan tansiyonumu ölçmeye başladım. Tabi heyecanlandığım içinde tansiyonum devamlı yüksek çıkıyordu. 

Cennetmekan babamı 47 yaşında iken dedemi de 62 yaşında iken bu rahatsızlıktan dolayı beyin kanamasından kaybedince ve bende de 30 yaşında ortaya çıkınca bu konuyu çok araştırdım.  Panik ve mutsuz olarak geçirdiğim birkaç yıldan sonra şunu öğrendim ki istatistikler Akdeniz insanlarında 14/90 tansiyonun normal olduğunu söylüyordu. Epey bilgi sahibi olunca doktor arkadaşlarım ve tanıştığım doktorlar ile topladığım bilgileri tartışmaya başladım. Bir bayram günü kuzenimin Emirgan’daki villasında konuyu tartıştığım patoloji profesörü bayan hocamız bana şöyle söylemişti “önce şunu itiraf edeyim tıp henüz tansiyonu çözemedi yani vücut neden tansiyonu yükseltiyor bilmiyoruz. Bazı tahliller yapıyoruz bir bulguya rastlamazsak esansiyel tansiyon teşhisi ile ilaç yazıyoruz ve itiraf edeyim ki çoğu doktordan fazla bilginiz var ama siz doktor değilsiniz onun için lütfen başkaları ile bu bilgilerinizi paylaşmayınız.” Neden böyle söyledi hâlâ düşünürüm. Doğru ve gerçek bilgi paylaşılmazsa ne işe yarar ki.

Örneğin şu kısacık ama önemli bilgiyi hiçbir doktor hastasına izah etmiyor. Yukarda arz ettiği 16 mmHg sistolik basınç, kalp kasıldığında kalpten damarlara doğru atılan kanın damar duvarında yaptığı basınçtır. Bu basınç hafriyatta kullanılan iş makinalarının örneğin kepçesine doldurduğu toprağı kaldırmak için motor gücü ile hidrolik hortumlarına uyguladığı basınç benzeri oluyor. Yani biz de bir şeyi kaldırmaya çalıştığımızda kalbimiz kaslarımıza gerekli gücü vermek gerekli oksijeni göndermek için için damarlarımızdaki basıncı örneğin 18mmHG. Çıkarıyor. İşimiz bittiğinde iş makinesinin rölantide çalışması gibi basıncın normal hale gelmesi gerekiyor. 

Tansiyon aletinin gösterdiği 90mmHG ise diastolik basınç oluyor. Buda kalp gevşediğinde hâlâ damar duvarında mevcut olan basınçtır. Bu basınç 90’dan ne kadar yukarıda ise damarlarımızda o kadar gerektiği şekilde kasılıp gevşemiyor yani boru şekline geliyor demektir. Kanın vücudumuzun en uç noktalarına ulaşmasında kalp yeterli değildir bu pompalama işine damarlarda kaslıp gevşeyerek yardımcı oluyor. Bu bilgiden anlaşılıyorki küçük yani diastolik tansiyonun yüksek çıkması sistolik yani büyük tansiyonun büyük çıkmasından daha riskli oluyor. Küçük tansiyonu düşük değerde tutmak için C vitamni alımına dikkat edilmeli. Limon, portakal, maydanoz gibi c vitamini deposu gıdalar alınması faydalı olur. 

Yüksek tansiyon rahatsızlığı maalesef genel olarak kalıtımsal yani Prof. Hocamızın dediği gibi esansiyel. Büyüklerinizde varsa eninde sonunda sizde de oluyor. Yaşamınız stresli ise daha ileri yaşlarda karşılaşacağınız bu rahatsızlık daha erken yaşlarda ortaya çıkıyor. 

Ben yaşantım boyunca bazı basit tedbirler almaya dikkat ediyorum. Örneğin, aşırı sıcaklarda sokağa çıkmam ve bilhassa şapkasız çıkmam. Tansiyonumu yükseltecek yiyeceklerden ve stresten uzak durmaya çalışırım. Tansiyon ilacımı muntazam almaya çalışırım.

Değerli Prof. Canan Efendigil Karatay ve kendi elde ettiği Zakkum ekstresi ile bazı kanser türlerini tedavi eden Zakkumcu Dr. Sayın Ziya Özel’in ve Sayın Mehmet Yiğittürk’ün, Oda tv. de yayınlanan 15 Temmuz 2011 tarihli yazısından derlediğim bilgiler de dahil dağarcığımdaki bilgileri sizlerle paylaşıyorum.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada diyor ki; Daha önce yıllarca “260 mg.” civarında olduğu kabul edilen normal serum kolesterol seviyesi, ilaç firmaları tarafından birden “180-200 mg’a” çekildi. 260 Kolesterol iyidir ile başladık. İlaç satışları düştükçe, sağlıklı yaşam için gerekli kolesterol miktarı da düşürüle, düşürüle 120 ye indi. Baktılar bu da satışları arttırmaz oldu, Şimdi diyorlar ki; Statinler (Kolesterol ilaçları) Alzaimer’i önlüyor. Oysa bu konuda tek bir araştırma yok. Unutmayın metabolizma erkeklik hormonunu kolesterolden yapar (Prof. Dr. Cankat Tolunay) Statinler tüm vücudu koruyor. (Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU)

Geçtiğimiz günlerde ‘Bir Masalmış Kolesterol’ adlı kitabı Türkçede yayımlanan Shane Ellison “kolesterol icat edilmiş bir hastalıktır” diyor. Ve ekliyor, Kolesterol vücutta en bol bulunan steroid moleküllerden biridir. Birkaç görevi vardır. Hücre zarını bir arada tutar. Miyelin kılıfını oluşturan parçalardan biri olarak beynin çalışmasına yardımcı olur. Bizi viral ve bakteriyel enfeksiyonlardan korur. Hormon seviyemizi düzenler. Tüm bu görevleri yerine getirebilmek için kolesterol 100.000 mil uzunluğundaki arterler boyunca ‘lipoproteinler’ tarafından taşınmalıdır. En önemli lipoproteinlerden biri de düşük-yoğunluklu-lipoprotein (LDL)’dir. Temel görevi ihtiyaç duyduğumuz kolesterolü vücudun çeşitli parçalarına dağıtmaktır. LDL-kolesterol olmasaydı ölürdük. Kitabımda da gösterdiğim gibi, LDL-kolesterol düştüğünde sağlığımız da çöküyor; fikir liderleri bize ne söylüyorlarsa tam tersi!

Peki, Kolesterol ilaçlarının etkisiz olduğunu gösteren bir bilimsel kanıt var mı? Hem de tonlarca… Statinlerle ilgili yapılmış bilimsel araştırmalara topluca ‘kolesterol düşürücü ilaç deneyleri’ deniyor. Kitabımı okuyanlar, bu araştırmalarda, ilaçların faydasının görülmeyip tehlikelerinin belgelendiğini öğrenecekler. Bu gerçeklerin doktorlardan ve toplumdan nasıl saklandığını da öğrenecekler. Şimdilerde yeni eğilim 125 mg. ın daha ideal olduğu. Peki, bu seviyenin doğru olduğunun kanıtı ne? Bir düşünün, normal kolesterol seviyesi 180-200 mg. iken dünyada potansiyel hasta sayısı tahminen 1,5-2 milyar civarındaysa, değeri 125 mg’a çektiğimizde potansiyel hasta sayısı 4-5 milyara çıkacak. Bunların ne kadarı ilaç kullanır bilinmez ama kazancı düşünebiliyor musunuz diyor Shane Ellison.

Gelelim tansiyona. Amerikan Yüksek Tansiyon Derneği eski başkanı Dr. Michael H. Alderman diyor ki; Yüksek tansiyon 140/90 ‘ın üstü olarak tanımlanmıştı. 120/80 ile 139/89 Aralığı ise ön yüksek tansiyon olarak kabul ediliyordu. Bu dilime giren hastalara ilaç verilmiyor, tansiyonu yükseltecek bazı yiyeceklerden ve stresten uzak durmaları tavsiye ediliyordu. Amerika da yaklaşık 65 milyon insanın yüksek tansiyon hastası olduğu biliniyor. ABD. de tansiyon ilaçları pazarının yıllık hacmi 20 milyar dolar. 120/80’i yüksek tansiyon olarak kabul ettiğinizde varın hesap edin 20 milyar dolar seviyesi kaçlara çıkar. Şimdi bazı yurdum doktorları ve ilaç üreticileri 120/70 olsa sağlığınız açısından daha iyi olur diyorlar. Neden acaba?

Değerli okurlar, yukardaki yazımı destekleyen yeni bir bilgiyi bu yazıma ekleyerek sizlerle paylaşmak istedim.

“İlaç mafyası milyarlar kazanıyor!”
“Kolesterol 300 milyar bir dolarlık yalan mı?”

Dünyaca ünlü kolesterol uzmanı Philippe Even, “kötü kolesterol “ün ilaç endüstrisinin ürettiği bir yalan olduğunu iddia etti. İlaç şirketlerinin son 15 yılda “kolesterol yalanı ile 300 milyar dolar kazandığı belirtildi. “Kolesterol sanıldığı gibi öldürücü değil, damarları tıkamıyor”, “Kötü kolesterol ilaç endüstrisinin ürettiği bir yalan”.

Bu ifadeler Fransa ve dünyanın en ünlü kolesterol uzmanlarından biri olarak gösterilen Profesör Philippe Even’e ait. Even’in, Fransa’da piyasaya çıkan “Kolesterol Hakkında Gerçek” adlı kitabı daha şimdiden büyük tartışma ve şaşkınlık yaratmış durumda. Zira Even, kitabında, kolesterolün kesinlikle sanıldığı gibi insan sağlığı için zararlı olmadığını, damarları tıkamadığını, kalıtsal ve aşırı olanları dışındakilerin ölüme yol açmadığını tam tersine vücut için kesinlikle gerekli olduğunu savunuyor.

“Kötü kolesterol” kavramı yok
Fransız profesör kötü kolesterol diye bir kavramın olmadığını da söylüyor. Profesör Even’e göre, kötü kolesterol ilaç endüstrisinin yarattığı bir yalandan başka bir şey değil. Profesör Even kolesterol düşürücü olarak kullanılan ve statin olarak tanınan hapların da vücut için yaşamsal öneme sahip olan kolesterol üretimini engellediğini ve bu nedenle yüksek dozda alınması halinde bünye için olumsuz sonuçlara yol açacağını belirtiyor.

“İlaç şirketleri için çalışıyorlar”
Dev ilaç firmaları ve laboratuvarları kolesterol konusunda yalan söylemekle suçlayan Profesör Even, kolesterol düşürücü ilaçlar sayesinde ilaç endüstrisinin son 15 yılda 300 milyar dolar kazandığını söylüyor. Fransız uzman, kolesterolün zararları üzerine bilimsel makalelere imza atan bilim insanlarının da “ilaç endüstrisi hesabına çalıştıklarını” iddia ediyor.

Profesör Even’inifadelerini kapağına taşıyan Fransız Le Nouvel Observatuar dergisi, konu hakkında “Bu adam ya bir çılgın ya da tüm ilaç tarihinin en büyük teşhis hatasıyla karşı karşıyayız” yorumunda bulundu. Geçmişte Fransa’nın en ünlü tıp fakültesi olarak bilinen Necker’de yıllar boyu dekanlık yapmış olan Profesör Even, şu anda Necker Tıp Enstitüsü’nü yönetiyor.

“Kolesterol şüphecileri”
Kolesterolün sağlığa zararlı olmadığı tezi sadece Profesör Even’e tarafından değil dünya genelinde ilaç endüstrisinden bağımsız çalışan çok sayıda bilim insanı tarafından savunuluyor. Bu bilim insanları 2002 yılında “Kolesterol Şüphecileri” (Thincs) adı altında dünya genelinde bir topluluk oluşturmuştu.

Kaynak: ;

Exit mobile version