TÜRKİYE FİLİSTİN VE İSRAİL ARASINDAKİ SORUNLARDA KENDİ MİLLİ MENFAATİNİ DÜŞÜNMEDEN HAREKET EDEREK HATA YAPIYOR. Sefa Yürükel
Filistinlilerin ve diğer araplar, Türkiyenin Kıbrıs, Yunanistan ile ilgili sorunlarında, Ermeni ve Kürt konusunda hep karşı tarafı desteklemişlerdir.
Onun için din kardeşliği ve buna göre destek vermek doğru bir kavram değildir.
Kudüs’te ki dört büyük mahalleden birisi Ermeni mahallesidir.
FKÖ içinde çok sayıda üst düzey ermeni yönetici vardır.
Bunun için Ermeni iddaları ve tezleri Filistinliler içinde yer bulmuştur.
Filistinliler sadece müslümanlardan oluşmamaktadır.
Bu yüzden Türk Milleti bir destek sunarken bir konuyu araştırıp ona göre davranmasını öğrenmelidir.
Din üzerinden değil, insan hakları ve karşılıklı milli menfaatler üzerinden olaya yaklaşmalıdır.
Örneğin, Müslümanlık üzerinden birliktelik sağlandığını sanmanın ne kadar gerçeklerden uzak olduğunu en iyi bir şekilde Filistin Devleti’nin ( FKÖ) ‘Ermeni Soykırımı’nı ‘ tanıması ve bunun için de resmi bir posta pulu bastırmasından da görülmektedir.
Bazı çevrelerin ‘Mehmetçik Kudüs’e’ sözleri gibi söylemler bu bakımdan gerçekçi değildir.
Bunun fiili olarak yapılması dahilinde ise bunun adı kullanışlı aptallıktır.
Türkiye her hangi bir sorunda körü körüne hiç bir tarafa destek vermemelidir.
Eğer bu gibi durumlarda Türk Milleti ve Devleti nasıl davranacağını bilinmeden direnirse yanılmaya devam eder.
Zarar görür.
Ama yukarıda belirtildiği gibi farklı konulardaki farklı saflaşmalar ve bizimle Filistin ve Araplar arasındaki çelişkiler bile İsrail’in Filistinlilere yaptığı zulüm ve zalimliğe karşı çıkmamalıyız anlamına gelmez.
Evrensel insani ve ahlaki kurallara uymak hepimizin insani görevidir.
Olaylara önce insan olarak yaklaşmak ve zalim kim olursa olsun ona karşı mazlumun yanında olmak en doğru olanıdır.
Filistinlilerin haklı davasına destek vermek İsrail Halkının da haklarına saygı gösterilerek yapılmalıdır.
İsrail Halkı asla görmemezlikten gelinmemelidir.
Gelinirse şu iyi bilinsinki herkes için istenilen olumlu sonuç asla elde edilemez.
Filistinlilerin kendilerinin bizzat resmen Devlet olarak tanıdığı bir Israil’e her zaman her konuda tepkisel olarak karşı çıkmakta doğru değildir.
Burada Filistin ve İsrail’in anlaşacağı iki devletli bir çözüm ve BM lerin kabul ettiği 1967 sınırlarına İsrail’in geri çekilmesi hususu hukuki ve insan hakları açısından Türkiye tarafından da desteklenmelidir.
Savunulmalıdır.
Mevcut durumda Filistinlilerden daha çok Filistinli rolünü takınmak ve İsrail’e karşı gereksiz aşırı sert söylemlerde bulunmanın Filistinlilere hiç bir yararı yoktur.
Türkiye iki devletli bağımsız devlet organları olan, 1967 yalından önceki sınırları çizilen topraklarda iki ayrı İsrail ve Filistin Devletinin kurulması için tarihi, kültürel, siyasi olanaklarını diplomatik alanda iyi kullanmalıdır.
Ve bu konuda Türkiye olaya Türkiye’nin elli ve yüz yıllık planları çerçevesindende bakarak, bölgede İsrail ve Filistinlilerin adil bir barışı sağlaması için, Türkiye’nin kendine has ve gerçekçi bölgesel ve uluslararası bir planı olmalıdır.
Ve Türkiye buna göre bir çalışma yapmalıdır.
Çünkü İsrail ve Filistin Türkiye’nin de bulunduğu bölgenin temel sorunlarından biridir.
Bu sorun çözülmelidir.
Türkiye bu bakımdan çözüm ve sonuç odaklı hareket ederek, burada Filistinlileri,
İsraillileri ve kendinide rahatlatacak bir çözüme yardımcı olmalıdır.
Sefa Yürükel