Değerli okurlar, 1913 yılında yanan İstanbul, Pera’daki eski Concordia Tiyatrosu, İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde Mısır Apartmanının yanında ve Elhamra Pasajının karşısında idi. Bugün Saint Anatoine kilisesinin bulunduğu yerde Cristal Tiyatrosu ile karşılıklıklıydı. Burası yazlık ve kışlık olmak üzere iki ayrı yapı idi. Başlarda bir eğlence lokali iken 1871 yılında tiyatroya çevrilmişti. 1904 yılında yeniden elden geçirildiyse de daha sonra kilise yapımı için yıkıldı.
Concordia Tiyatrosu; Avrupa’dan birçok şarkı ve dans gösterisine ev sahipliği yapıyordu. Bu sanatçılardan biriside, ailesi ile birlikte burada trapez gösterileri yapan New York’tan Margaret Morgan’dı. Trapezci Morgan ailesi, numaralarını tamamladıktan sonra üzerlerine birer pelerin alarak ellerinde grubun kartpostalları müşterilerin arasına dalıyorlar, resimleri çeyreğe ya da ikiliğe satıyorlardı.
Cambaz kıyafeti malum: Göğüs belli olacak kadar açık, kollar çırçıplak, altta atlastan kısacık bir don. Güzelliği herkesin dilinde, koyu kumral saçlı, samur kaşlı, badem gözlü, küçük ağızlı, kar beyaz tenli, üzerinde şeytan tüyü olan ve o günlerin moda stili giysileri şehrin sosyete hanımları tarafından hevesle kopyalanan fingirdek bir haspa!
Şansı yaver gidip masasına Margaret’in uğradığı bahtiyarlar tereddütsüz kartın tanesine bir mecidiye sökülüyorlardı.
II. Abdülhamit’e yakın isimlerden Fehim Paşa’nın gözde hafiyesi ve muhabbet kılavuzu Yahudi milletinden Süreyya, Margaret’in fevkaladeliğiniFehim Paşa’ya anlatınca kalkıp birlikte Concordia ’ya giderler. Fehim Paşa, o gece Morgan ailesinin cambaz kızı Margaret’e göz koyar. Haspa o akşam elinde kartlarla locaya girince Fehim Paşa beşlik banknotu toka eder. Margaret şaşkın, zira o gün için çok büyük para bu. Genç kız reveranslarla teşekkür ederken Fehim Paşa atağa geçer
– Bundan sonra aşağıdaki restoranda yiyip için, gerisine karışmayın, masrafınız benden.
– Seni çok beğendim, sevdim. Hatta nikâhıma alacağım. Prensesler gibi yaşatacağımdan şüphen olmasın. Ne dersin?
Margaret dünden razı Ekselans karısı olmaya. Debdebeye, tantanaya can atıyor… Ama ağırdan alacak kadar da kurnaz:
– Teklifinizi ben kabul ediyorum ama bir defa da babamla konuşun…
Fehim Paşa işi o gece bitirmeye kararlı olunca kızın babasını locaya çağırtıyor, açıyor konuyu ona… Kabul ettiği takdirde başlık parası olarak torba dolusu altın, üçüncü dereceden Osmanlı nişanı vereceğini, kızını nikâhına alacağını söylüyor. Paşa teklifinin kabul edileceğinden emin…
Baba Morgan, nikâh vaadine rağmen kızını Fehim Paşa’ya vermeye razı gelmez. Öneriyi reddetmekle de kalmaz, Fehim Paşa ısrarlı olursa durumu sefarete haber vereceğini de söyler. Ret cevabına ve tehdidine sinirlenen Fehim Paşa aileyi sınır dışı ettirir. Margaret sınır dışı edilenler içinde yoktur ama Fehim Paşa Margaret’i Şişli taraflarında bir konağa kapatır. Mavi Boncuk Margaret, Sultan II. Abdülhamit’in korkulan gizli polis şefi Fehmi Paşa’nın metresi olur.
Fehmi Paşa, çetesi ile ünlü bir kabadayıydı ve padişahın da özel yaveriydi. Zorbalıkla tüccarların mallarını gasp ediyordu. Gemilerdeki mallarına zorla el konulan Alman tüccarlarının protestoları İngiliz ve Alma n büyükelçilerinin ve Alman Kayzer’in müdahalesi sonucu Sadrazam Ferit Paşa’nın sadareti döneminde görevinden azledilerek 1907’de Bursa’ya sürgüne gönderilir.
II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908’de İttihat ve Terakki’nin baskısıyla yeni anayasayı ilan edince, Fehim Paşa bunu fırsat bilip sürgünde tutulduğu Bursa’dan at arabasıyla kaçmak isterken yakalanır linç edilerek öldürülür.
Güvenliğinden korkan Margaret, Viyana’ya taşınır. Yukarda iki adedi resmedilen ama daha birçok versiyonu olan kartpostallarının üzerinde, hanımefendinin “Margaret Fehmi Paşa” onursal unvanını kullanarak yaptığı satışlarıdan ne kadar kazanç sağladğını tahmin edebilirsiniz.