Sadece bizde değil dünya genelinde aşılara duyulan şüphe Corona virüsü salgınının sona erdirilmesi çabalarını tehlikeye attığı ifade ediliyor. Aşılanmamakta direnenler virüsle mücadelede böylece engel çıkarmış olmuyorlar mı?
Aşı şüpheciliğinin kaygı uyandıran bir diğer yanı yeni varyantların ortaya çıkmasını tetikleyebilecek olması. Virüs toplum içinde ne kadar çok dolaşırsa mutasyona uğrama olasılığı da o kadar artıyor.
O halde mutlaka aşı olmak durumundayız. Çünkü, virüse karşı şu anda en etkili silah aşı olarak öne çıkıyor.
Gallup araştırma şirketi tarafından 117 ülkede yapılan ankete göre bu ülkelerin 79’unda aşı olmayı isteyenlerin sayısı yüzde 70’in altında çıktı. Uzmanlara göre virüsün yayılmasının önlenebilmesi için toplumda gerekli asgari bağışıklık oranı yüzde 70.
Uzmanlar henüz aşı bulunmayan ülkelere aşının ulaşmasıyla görüşlerin değişebileceğini ve henüz birçok ülkede kitlesel aşılamaların başlamadığını söylüyor.
Yaklaşık 20 ülkede ankete katılanların çoğu aşı olmayacaklarını söyledi. Rusya’da halkın yüzde 61’i aşı olmayı reddedeceğini kaydetti. Kosova’da bu oran yüzde 56, Senagal’de ise yüzde 55 çıktı.
Geçen yıl ankete alınan 117 ülkenin her birinde ortalama bin kişiyle yapılan anket dünyanın 7 milyar 600 binlik nüfusu içinde 1 milyardan fazla kişinin aşı olmayacağı tahmininde bulunuyor.
Sağlık yetkilileri sürü bağışıklığının oluşmasına yetecek kadar çok kişinin aşı olmasını hedefliyor.
Bilim adamları bir topluluğun tam olarak ne zaman sürü bağışıklığı geliştirdiğini kesin olarak bilmeseler de genellikle halkın yüzde 70 ile 90’ı arasında kişinin aşı olması gerektiği tahmininde bulunuyorlar.
Ankete katılanların yüzde 68’i ise aşı olacaklarını söyledi. Bu da sürü bağışıklığı oluşması için gerekli görülen yüzde 70 sınırının çok az altında kalıyor.
Ancak sürü bağışıklığının oluşmasında tek etken aşılama değil. Doğal enfeksiyonların da bunda payı var. Aşının yapılmaya başlandığı bazı ülkelerde henüz toplumun yüzde 70’i aşılanmadan vaka sayılarında büyük düşüş görüldü.
Ancak bağışıklık sisteminin doğal enfeksiyona ya da aşıya ne kadar güçlü yanıt verdiği hala tartışma konusu. Doğal enfeksiyonda ya da aşıda sağlanan bağışıklığın süresi ve diğer varyantlara karşı koruma oranı henüz bilinmiyor.
Gallup anketinin editörlerinden Julie Ray’e göre anket henüz aşı dağıtımı başlamadan yapılmaya başlanmıştı, bu da eğilimlerin çoktan değişmiş olabileceği anlamına geliyor. Şimdiye kadar dünya genelinde yüzmilyonlarca aşı yapıldı ve aşılama kampanyaları basında yer almaya devam ediyor.
ABD, aşılama başlayınca görüşlerin nasıl ve ne kadar değişebileceğine iyi bir örnek oluşturuyor. Gallup, anketinin Amerika ayağını Ağustos ve Ekim ayları arasında yürüttü. O dönemde aşı olmayacağını söyleyen Amerikalılar’ın sayısı yüzde 46’ydı.
Gallup’un Mart ayındaki son anketiyse bu rakamın yüzde 26’ya düştüğünü gösterdi. Başka bir ankete göre bu rakamdaki en büyük değişiklik aşıyı bekleyip görmek isteyen kesimden geldi.
Kaiser Aile Vakfı Corona Virüsü İzleme projesine göre Aralık ayında neredeyse 5 kişiden 2’si ‘‘bekleyip göreceğim’’ diyor, yalnızca 3 kişiden 1’i ‘‘aşıyı en kısa sürede olacağım’’ yanıtını veriyordu.
Mart ayına kadar ‘‘bekleyip göreceğim’’ diyenlerin oranı yüzde 17’ye düştü. Bunların yarısı çoktan aşılarını olmuş ya da en kısa zamanda olmayı istiyordu.
Ankete göre aşı olmayı kesin dille reddedenler arasındaysa çok fazla değişiklik olmadı. Bu kişiler Aralık ayında yüzde 15’ten Mart ayında yüzde 13’e düştü.
John Hopkins Bloomberg Kamu Sağlığı Okulu Aşı Erişim Merkezi’nden davranış bilimci Rupali Limaye sağlık yetkililerinin bu görüşleri değişebilen aradaki kesimi hedef aldıklarını söylüyor.
Gallup anketinin editörü Ray’e göre bazı ülkelerdeki aşı şüpheciliğinin nedeni hükümete olan güven eksikliği.
Eski Sovyetler Birliği ülkeleri gibi yerlerde hükümete güven az olduğu için halkın çok daha azı aşı olmayı istiyor.
Ancak şüpheciliği tamamen buna bağlamak da doğru değil. Rusya’da hükümete güveninin tam olduğunu söyleyen yüzde 49’luk kesim aşı olmayacağını belirtiyor.
Şüphenin nedenlerinden bir diğeri aşılara duyulan genel güvensizlik. Ray daha önce 2018 yılında aşılara yönelik yaklaşımları incelediği bir başka ankette aşılara güveni az olan ülkelerle bu son ankette halkın çoğunluğunun Corona virüsü aşısı olmayacağını söyleyen ülkelerin aynı olduğunu belirtti.
Örneğin Doğu Avrupa’da aşıların güvenli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 40’tı. Son ankete katılanların çoğunluğunun Corona virüsü aşısını reddettiği 20 ülkeden 10’u ise Doğu Avrupa’da bulunuyor.
Limaye, Doğu Avrupa ülkelerindeki bilgi eksikliğinin de aşı güvensizliğine neden olan etmenlerden olduğu görüşünde.
‘‘Maalesef dünyanın büyük kısmında şu anda çok fazla aşı yanlısı mesaj verilmiyor, çünkü aşı dünyanın çoğuna henüz ulaşmadı’’ diyen Limaye’ye göre henüz piyasaya çıkmamış bir ürün için talep oluşturmak kolay değil. Bu da şu anda aşı talebi açısından hala durağan bir aşamada kalınmasına neden oluyor.
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın